Ben + Sen + O = Biz olur muyuz?
Ülkelerin büyük çoğunluğunu teşkil eden yönetilen kesimdir. Yönetenler ise lider veya önder pozisyonunda olanlardır. Siyasi, ideolojik ve manevî liderler/önderler geniş kitlelere tesir etmektedirler. Onların tesir alanları ellerinde bulunan çeşitli güçlerin çarpan etkisiyle oldukça geniş olmaktadır. Bununla beraber fikir, sanat ve ilim yoluyla halka yön vermeye çalışanların çabalarının sonuçlarının son zamanlarda yaygınlaşan medyatik rol model olanların etkisinden daha fazla olduğunu ise hiç sanmıyorum.
Ülkemizde aile, iş okul, komşuluk ve diğer tüm sosyal alanlarda kişiler birbiriyle konuşarak anlaşmakta çoğu zaman zorluk çekmektedir. Bunun birinci nedeni herkes öncelikle kendisinin tanınması ve kabul edilmesi gerektiğini düşünüyor. Karşısındakini dinlemek, tanımak ve anlamak gibi bir önceliği bulunmayan kişiler doğal olarak birbirleri ile anlaşma değil çatışma yaşıyorlar.
“Söz gümüşse sükût altındır” demiş bizden önceki hikmetli kimseler. Şimdiki zamanda çoğunlukla gümüşü israf ediyoruz ve altını da tasarruf etmiyoruz maalesef.
Memleketimizde her kültürden, her fikir ve inançtan insan zenginliğimizden bahsederiz yeri geldiğinde. Ama iş birbirimize tahammül etmeye geldiğinde herkesin kendi mensubiyeti ağır basıyor nedense?
Yıllarca sağcı-solcu, ilerici-gerici, alevî-sünnî, Kürt-Türk, müslim-gayrimüslim, laik-dindar gibi kutuplaşmalarla millet ve ülke olarak çok zaman kaybettik. Bu zaman içerisinde pek çok maddi kayıplar da verdik. Zaten bizi bu çatışmaların içine sokup körükleyenlerin maksadı da buydu.
Sözün özü; milletin en küçük sosyal parçası ailede nasıl bir kardeşlik hukuku varsa toplumsal yaşamın her alanında da farklılıklarımızla bir arada yaşama bilinci kazanmalıyız.
Kardeşlik hukuku bencil olmamayı, karşımızdakini dinlemeyi, önce bilgi edinmeyi, sonra tanımayı, sonra anlamayı, sonra anlamlandırmayı ve en sonunda konuşmayı gerektirir. Biliyorum, biraz fazla idealize eden bir çerçeve çizdiğimin farkındayım. Fakat globalizm adı altında tüm dünyayı kendi çiftlikleri yaparak kendi seçkin zümreleri dışında kalanlara köle muamelesi yapma planlarına sahip sözde global efendilerin karşısında yıkılmamak, yenilmemek ve dahi sürülmemek için “biz” olabilmeliyiz. Ancak bu şekilde onların sömürü ve yok etme planlarını bertaraf edebiliriz. Ben, sen ve o olarak teker teker onların karşısında çok zayıf birer hedef olmaktansa farklılıklarımızı bir kenara bırakıp bir araya gelerek “biz” olmaktan başka çıkar yol yoktur.
Fikirler daima tartışılabilir yeter ki neyi ve niçin savunduğunuzu bilin.
Karşınızdakini tanımak ve anlamak için dinleyin. Böylece vereceğiniz cevabınız olur, belki kendi fikrinizi daha iyi anlatmanın da bir yolunu bulursunuz.
En önemlisi de maksadınız çatışma değil anlaşma olursa yapılan şey “biz bize” bir konuşma olur. İşte o zaman ortak düşmanı görüp ona karşı birlik olabiliriz.
Peyami Bayram
16 Ocak 2024
Arnavutköy, İstanbul
Yorumlar
Yorum Gönder
Lütfen yorumlarınızda isminizi belirtiniz. Teşekkürler.