
UYKU VE HAYAT Uykudan uyanalı çok olmamıştı. Ne derin bir uykuydu öyle. Uzun uzun rüyalar. Bazen sevinç, neşe, mutluluk bazen de hüzün, keder, sıkıntı, acı ve hatta kabuslarla dolu bir çok macera. Uykudayken hiç bitmeyecek hissi verse de işte uyandım ve hepsi bitti. Çok mu uyudum acaba? Neyse, nihayet bütün telaş ve koşuşturma bitmişti. Yıllardır hayal ettiğim sessiz, işten, güçlükten, yoğunluktan ve her türlü sorumluluktan uzak bir şekilde kendi başıma kalmıştım. Ne iş yorgunluğu, ne çoluk çocuk derdi, ne trafik sorunu, ne ekonomi, ne siyaset, ne dünya ve ne de memleket. Hepsi uzakta kalmıştı artık. Baş ağrısı, stres, sindirim sorunları ve uyku problemi de yok, ne iyi. Bu ıssızlık, bu sadelik ve bu kimsesizlik derin bir rahatlık hissi vermişti. Buradaki bu muazzam huzur ve sükuneti doyasıya yaşamak istedim, hatta "bu ne kadar güzel bir ortam, keşke hiç bitmese" dedim kendi kendime. Aslında eşim ve çocuklarım da olsa burada diye aklımdan geçmedi değil. Ardın...