TÜRKİYE YENİDEN ŞEKİLLENİRKEN..
TÜRKİYE YENİDEN ŞEKİLLENİRKEN..
Dün olağanüstü düzenlenen Din Şurası'nın inşallah hayırlı ve bereketli neticeleri olur. Bu kapsamda acizane bir vatandaş olarak görüşlerimi paylaşmak isterim;
1. Din-i mübin-i İslam'ı asıl kaynağına uygun olarak topluma anlatacak ilim adamları yetiştirilmeli.
2. Bütün cemaat, tarikat ve benzeri yapıların yeraltından çıkmaları için gerekli düzenlemeler yapılmalı.
Açık ve aleni yapıya geçmeyenler terörle mücadele kapsamında değerlendirilmeli ve behemahal gereken en sert tedbirler alınmalı.
3. Herkes eteğindeki taşları orta yere açıkça dökebilmeli.
Bu konuda inkılap kanunları dahil her ne engel varsa kaldırılmalı. Bu yasakçılık FETÖ, IŞİD vb böyle yapılanmalara zemin hazırlamaktadır.
4. Öncelikle Diyanet İşleri Başkanlığı kadrolarında bu milletin maaş verdiği imamlar "namaz kıldırma memurluğu" çerçevesinden çıkıp halkın içine girmeli, bir nevi sorumluluğu altında olan cemaate Allah'ın vahyettiği, Resulullah'ın tatbik ettiği İslam'ı başta Kur'an-ı Kerim olmak üzere temel kaynaklardan güncel dilde ve ihtiyaca uygun olarak anlatmalı, her türlü soruya cevap verebilecek donanımda olmalıdır.
5. DİB, üst bir kuruluş olarak kendini İslam dairesinde gören bütün mezhep, cemaat, tarikat vb yapıları çatısı altında toplayarak kayıt dışı hiç bir grup bırakmamalı.
6. Alevi, Caferi gibi Türkiye'de yaşayan Sünni İslam yorumu dışındaki mezheplerin de bu bağlamda DİB çatısı altında toplanması sağlanmalı. İsteyen vatandaşın istediği cemaatin, grubun, tarikatın üyesi olması açık, aleni ve meşru hale getirilmeli.
7. DİB ve İlahiyat Fakülteleri bütün dini cemaat, tarikat vb yapılarla alakalı ilmi, akademik araştırmalar yapmalı, raporlar yayınlamalı, sempozyumlar düzenlemeli, İslam'ın temel referanslarına aykırı yorumları, duruşları, hareketleri varsa bu cemaat, tarikat ileri gelenleri ile ilmi düzeyde tartışmalar yapmalı, uyarılarda bulunmalı, halkı ve grubun üyelerini aydınlatmalı.
8. Nasıl ki demokratik bir ülkede siyasi partiler kurulur ve parti programlarını ilan ederlerse cemaat, tarikat vb oluşumlar da böyle açık ve şeffaf yapıya geçmeliler.
Bütün cemaat, tarikat vb gruplar resmi STK statüsüne geçirilmeli, üyelerin kayıt zorunluluğu olmalı, DİB ve İçişleri Bakanlığı tarafından denetlenmeli, her türlü mali kaynakları ve harcamaları da denetim altında tutulmalı, bu maksatla çok kapsamlı yönetmelikler hazırlanmalı ve sıkı bir şekilde çok yönlü takip edilmeli.
9. En önemlisi ise halkın dini gereklilik ve vazifelerini yapmasının önünde hiç bir engel olmamalı.
Son yıllarda bu konuda hemen hemen hiç bir sorun yaşanmasa da geçmişte özellikle TSK ve üniversiteler başta olmak üzere kamu kurumu çalışanları üzerinde bu tür cemaat, tarikat yapılanmalarından olsa gerek yoğun bir baskı vardı. Bu baskı maalesef bir refleks olarak gizli örgütlenmelere ve hatta son yaşadığımız vahim olayda görüldüğü üzere yabancı istihbarat kuruluşlarının eliyle uluslararası bir terör örgütlenmesine dönüşmüştür.
2. Bütün cemaat, tarikat ve benzeri yapıların yeraltından çıkmaları için gerekli düzenlemeler yapılmalı.
Açık ve aleni yapıya geçmeyenler terörle mücadele kapsamında değerlendirilmeli ve behemahal gereken en sert tedbirler alınmalı.
3. Herkes eteğindeki taşları orta yere açıkça dökebilmeli.
Bu konuda inkılap kanunları dahil her ne engel varsa kaldırılmalı. Bu yasakçılık FETÖ, IŞİD vb böyle yapılanmalara zemin hazırlamaktadır.
4. Öncelikle Diyanet İşleri Başkanlığı kadrolarında bu milletin maaş verdiği imamlar "namaz kıldırma memurluğu" çerçevesinden çıkıp halkın içine girmeli, bir nevi sorumluluğu altında olan cemaate Allah'ın vahyettiği, Resulullah'ın tatbik ettiği İslam'ı başta Kur'an-ı Kerim olmak üzere temel kaynaklardan güncel dilde ve ihtiyaca uygun olarak anlatmalı, her türlü soruya cevap verebilecek donanımda olmalıdır.
5. DİB, üst bir kuruluş olarak kendini İslam dairesinde gören bütün mezhep, cemaat, tarikat vb yapıları çatısı altında toplayarak kayıt dışı hiç bir grup bırakmamalı.
6. Alevi, Caferi gibi Türkiye'de yaşayan Sünni İslam yorumu dışındaki mezheplerin de bu bağlamda DİB çatısı altında toplanması sağlanmalı. İsteyen vatandaşın istediği cemaatin, grubun, tarikatın üyesi olması açık, aleni ve meşru hale getirilmeli.
7. DİB ve İlahiyat Fakülteleri bütün dini cemaat, tarikat vb yapılarla alakalı ilmi, akademik araştırmalar yapmalı, raporlar yayınlamalı, sempozyumlar düzenlemeli, İslam'ın temel referanslarına aykırı yorumları, duruşları, hareketleri varsa bu cemaat, tarikat ileri gelenleri ile ilmi düzeyde tartışmalar yapmalı, uyarılarda bulunmalı, halkı ve grubun üyelerini aydınlatmalı.
8. Nasıl ki demokratik bir ülkede siyasi partiler kurulur ve parti programlarını ilan ederlerse cemaat, tarikat vb oluşumlar da böyle açık ve şeffaf yapıya geçmeliler.
Bütün cemaat, tarikat vb gruplar resmi STK statüsüne geçirilmeli, üyelerin kayıt zorunluluğu olmalı, DİB ve İçişleri Bakanlığı tarafından denetlenmeli, her türlü mali kaynakları ve harcamaları da denetim altında tutulmalı, bu maksatla çok kapsamlı yönetmelikler hazırlanmalı ve sıkı bir şekilde çok yönlü takip edilmeli.
9. En önemlisi ise halkın dini gereklilik ve vazifelerini yapmasının önünde hiç bir engel olmamalı.
Son yıllarda bu konuda hemen hemen hiç bir sorun yaşanmasa da geçmişte özellikle TSK ve üniversiteler başta olmak üzere kamu kurumu çalışanları üzerinde bu tür cemaat, tarikat yapılanmalarından olsa gerek yoğun bir baskı vardı. Bu baskı maalesef bir refleks olarak gizli örgütlenmelere ve hatta son yaşadığımız vahim olayda görüldüğü üzere yabancı istihbarat kuruluşlarının eliyle uluslararası bir terör örgütlenmesine dönüşmüştür.
Peyami Bayram
03/08/2016, İstanbul
03/08/2016, İstanbul
Yukarıdaki görüş ve önerilerimi sosyal medyadan paylaştığım gibi gereğini yapmaya yetkili, halkın vekaletini almış yöneticilerimize ulaşması için BİMER'e de göndermiştim.
BİMER aynı gün "Başvurunuz yasal sürede ilgili Kurum/Kuruluş tarafından değerlendirilip
sonucu e-posta/posta aracılığıyla tarafınıza bildirilecektir. " şeklinde klişe bir cevap verdi. Aradan iki ay geçtikten sonra 10/10/2016 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan tarafıma aşağıdaki cevap geldi.
Sayın Mehmet Peyami BAYRAM
Ancak bahse konu önerileriniz büyük ölçüde yasama organlarının alacağı kararlar ve çıkaracakları yasalarla uygulanabilecek karakterde, sivil toplum örgütleri ve hukuk otoriteleri ile yapılacak istişari çalışmalarla TBMM'nden çıkacak kanunlarla düzenlenecek nitelikte konulardır.
Hassasiyetiniz için teşekkür eder, hayırlı günler dilerim.
Dr. Ekrem KELEŞ
Başkan a.
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı
Yorumlar
Yorum Gönder
Lütfen yorumlarınızda isminizi belirtiniz. Teşekkürler.