Klişe yaşamları olan insanlar farklı ne üretebilir ki?

I. ÇERÇEVE

Her bina aynı, her sokak aynı.
Evlerdeki mobilyalar, televizyonlarda izlenenler, takip edilenler hep aynı.
Okullarda standart bilgi hapları, onu da kimseye yutturamıyorlar.
Yutanlar da bir nüddet sonra istifra edip çıkarıyor sistemin ona yutturduklarını.
Zararlıların revaçta olduğu, yararlı işlerin yok hükmüne getirildiği fesat üreten sistem.
Sistemin "error" vermesine aldırış etmeden onun bu kusurlu halinden menfaat edinmeye çalışan sistem sömürücüler.

II. KAPSAM

Kabuk bağlamış yaşlılar, maskelerin arkasındaki gençler.
Çoğunluğu dijital hapishanelerdeki toplum.
Özgürlüğü ve dahi özgünlüğü unutmuş hatta ekseriyeti onu hiç tanımamış şehirli köleler.
Köleliğini özgürlük sanan tek dünyalılar.
Portatif putlarını her an yanında taşıyan modern paganlar.
Kul pazarından kendilerine kul arayan yarı/Tanrılaşmış din bezirganları.
Kendilerine zerre kadar yararı olmayacak, gelecek hiç bir zarara da fayda etmeyecek şeylerin peşinde koşan zavallılar.

III. BAĞLAM VE İÇERİK

Şimdi yukarıdaki sıralananlara alemlerin Rabbi olan Allah'ın nebilerin sonuncusu ile bize ilettiği son mesajı Kur'an penceresinden bakalım;

O suçluların, Rabblerinin huzurunda başlarını eğerek, “Ey Rabbimiz!Gördük, duyduk. Artık bizi dünyaya geri gönder de iyi işler yapalım. Çünkü biz kesin olarak inandık” diyecekleri anı bir görsen!

Biz dileseydik herkesi doğru yola iletirdik. Fakat, “cehennemi tamamen cinlerden ve insanlardan dolduracağım” diye söz verdim.

Suçlulara, “Bu gününüze kavuşacağınızı unuttuğunuzdan dolayı cezanızı çekin! Biz de sizi unuttuk. Yaptıklarınızdan dolayı süreli azabı tadın!” denilecektir.

Bizim âyetlerimize ancak, onlar hatırlatıldığında secdeye kapanan, Rabblerini övgü ile tesbih eden ve büyüklük taslamayan kimseler inanırlar.

Onlar geceleyin yataklarından kalkarlar. Korku ve ümit içinde Rabblerine dua ederler. Verdiğimiz rızıklardan da karşılıksız yardım ederler.

Yaptıklarına karşılık olarak onlar için, gözleri aydınlatıcı ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez.

İnananla yoldan çıkan bir olur mu? Elbette bir olamazlar.

İnanıp iyi amelde bulunanlara gelince; onlar için, yaptıklarına karşılık konaklayacakları cennetler vardır.

Yoldan çıkanlar ateşte konaklayacaklardır. Oradan her çıkmak istediklerinde, tekrar oraya geri döndürülürler ve kendilerine, “Yalanladığınız cehennem azabını tadın!” denir.

Andolsun ki, biz onlara o büyük azaptan önce pek yakın/dünya azabı da tattıracağız. Belki dönerler! (32- Secde Suresi, ayet 12-22)

Peyami Bayram
27/04/2015
İstanbul

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İstikamet ve istikamet açısı

Hürriyet Kasidesi Şiiri ve Çözümlemesi - Namık Kemal

EŞEK ve EŞEKLİK