Ne boş işlerle uğraşıyoruz..
Ne boş işlerle uğraşıyoruz..
Siyaset, magazin, medya ve spor dünyasının oyuncuları ne yapsalar haber haline getiriliyor.
Kim tarafından?
Tabii ki medya.
Aslında vatandaşı ilgilendiren tarafı dedikodu malzemesi olmasından öte asla haber değeri olmayan konular bunlar.
Sonra,
bütün millet bu haber kırıntısı bile diyemeyeceğimiz zokaya atlıyor.
Al sana bir dolu gereksiz tartışma, konuşma, gevezelik.
Hele ki kendisine bir kuruşluk faydası olmadığı halde bu mevzulara dalan gariban halk yok mu!
Ne demeli bilmem ki?
Yok bilmem kim filankeşe ne demiş, o da ona şöyle demişmiş,
kim kiminle berabermiş,
kimlerle kimler ne işler çevirmişler,
aşna fişnalar,
birinin iftirası,
ötekinin sataşması,
yalanlar, düzenler,
falan filan.
Sana ne kardeşim;
evde tencerede kaynatacak bulguru borçla alırsın,
kredi kartlarıyla kuyruğunu bağlamışsın,
Çocuklarının eğitim, iş, aş, gelecek ve güvenliği ile ilgili ne düşünüyorsun? Sen ona bak!
Bir dirhem bilgi, bir an düşünme, bir konuda akletme yok.
Kendimize, ailemize ve insanlığa yarayacak bir konuda kılımızı kımıldatmaz, iki laf etmez, iki satır okumayız.
Affedersiniz, şimdi bu sosyal medya var.
Değil mi ya?
Herkes her konuda bilgileniyor bu sosyal medya denilen asosyal tezgahtan!
Her neyse, ne diyorduk, medyanın bizi içine çektiği dedikodu ve fitne-fücur bataklığını konuşuyorduk.
Biz insanların düştüğü en büyük tuzakların başında geliyor bu avlanmalar.
Kendimizi ilgilendirmeyen konuları konuşmak, bunlara vakit ayırmak, daha da kötüsü böylesi ilgisiz meseleler yüzünden kavgalar, çatışmalar içine girmek. Hatta belki de can alıp, can vermek.
Düşünsenize bir takım taraftarının eline ne geçer ki o takım için çatışmak, kırmak, dökmek ve maalesef ölmek ve öldürmekle.
Veya buna benzer bir başka şey için.
İnsanın yüce bir amacı olmalı.
Ölümle bitmeyecek, ölünce bile kaybetmeyeceği.
Yoksa ne için yaşanır söyler misiniz?
Peyami Bayram
23/03/2015
İstanbul
Siyaset, magazin, medya ve spor dünyasının oyuncuları ne yapsalar haber haline getiriliyor.
Kim tarafından?
Tabii ki medya.
Aslında vatandaşı ilgilendiren tarafı dedikodu malzemesi olmasından öte asla haber değeri olmayan konular bunlar.
Sonra,
bütün millet bu haber kırıntısı bile diyemeyeceğimiz zokaya atlıyor.
Al sana bir dolu gereksiz tartışma, konuşma, gevezelik.
Hele ki kendisine bir kuruşluk faydası olmadığı halde bu mevzulara dalan gariban halk yok mu!
Ne demeli bilmem ki?
Yok bilmem kim filankeşe ne demiş, o da ona şöyle demişmiş,
kim kiminle berabermiş,
kimlerle kimler ne işler çevirmişler,
aşna fişnalar,
birinin iftirası,
ötekinin sataşması,
yalanlar, düzenler,
falan filan.
Sana ne kardeşim;
evde tencerede kaynatacak bulguru borçla alırsın,
kredi kartlarıyla kuyruğunu bağlamışsın,
Çocuklarının eğitim, iş, aş, gelecek ve güvenliği ile ilgili ne düşünüyorsun? Sen ona bak!
Bir dirhem bilgi, bir an düşünme, bir konuda akletme yok.
Kendimize, ailemize ve insanlığa yarayacak bir konuda kılımızı kımıldatmaz, iki laf etmez, iki satır okumayız.
Affedersiniz, şimdi bu sosyal medya var.
Değil mi ya?
Herkes her konuda bilgileniyor bu sosyal medya denilen asosyal tezgahtan!
Her neyse, ne diyorduk, medyanın bizi içine çektiği dedikodu ve fitne-fücur bataklığını konuşuyorduk.
Biz insanların düştüğü en büyük tuzakların başında geliyor bu avlanmalar.
Kendimizi ilgilendirmeyen konuları konuşmak, bunlara vakit ayırmak, daha da kötüsü böylesi ilgisiz meseleler yüzünden kavgalar, çatışmalar içine girmek. Hatta belki de can alıp, can vermek.
Düşünsenize bir takım taraftarının eline ne geçer ki o takım için çatışmak, kırmak, dökmek ve maalesef ölmek ve öldürmekle.
Veya buna benzer bir başka şey için.
İnsanın yüce bir amacı olmalı.
Ölümle bitmeyecek, ölünce bile kaybetmeyeceği.
Yoksa ne için yaşanır söyler misiniz?
Peyami Bayram
23/03/2015
İstanbul
Yorumlar
Yorum Gönder
Lütfen yorumlarınızda isminizi belirtiniz. Teşekkürler.