Kayıtlar

HAKİKATTEN KOPUŞ VE SANAL YANILSAMA

Resim
Edilgen bir ortam olarak sanal alem ve sanal alem tanrılarının etkisinde gittikçe gerçeklik algısından uzaklaşan ademoğlunun bilinçsiz davranış ve manipulatif eylemleri.. "Yukarıdaki resimde görülen nedir?" diye sorsam  cevabınız;  "patates ve yumurta" olacak, değil mi? Nasıl da kokusu burnunuza kadar geldi değil mi? Hele de açsanız :) Evet, ilk anda gördüğünüze ve genel kabule göre haklısınız. Fakat durum gördüğünüzün zihninizdeki çağrışımından çok farklı. Bu resim sizi yanıltmak için öyle kurgulanmış. Burada size patates ve yumurta çağrışımı yapmak için hazırlanan menü elma ve yanındaki de yoğurt ve üzerinde şeftali. Nasıl? Şimdi ne hissettiniz? Burnunuzdaki koku nereye evrildi şimdi? Ya ağzınızdaki tatma isteği ile sulanma? Demek ki neymiş, her duyduğuna ve her gördüğüne, yani sana her duyurulana ve gösterilene inanmayacaksın.  İstisnasız her konuda bu böyle. Sanal alem denilen dijital ortamda gördüğümüz ve duyduğumuz hiç bir şey gerçek değil. ...

VUSLAT

vuslat yolun ucu  gözükür  her an, içinden bakınca bu dünyanın.. şöyle derim o an; sizin olsun; servet, şehvet, şöhret ve siyaset.. götürmek istemem hiç bir şeyi gideceğim yere bu alemden, kendimi bile.. merhamete kanarken kaynağında ya da yanarken adaletin odunda yalnız siz olun yanımda; hesapsız dostlarım bir de annem.. Peyami Bayram 16/03/2016, İstanbul

SORULAR, SORUNLAR VE BİZ

SORULAR, SORUNLAR VE BİZ Eminim bazı sorular birçoğumuzun aklını fazlasıyla kurcalamıştır. Hatta o soruların paralelinde veya çok daha farklı sorular da aklımıza gelir ama nedense ya üstünü örter,sormayız ya da o soru öylece bir kenarında durur aklımızın.  Aslında cevaplan(a)mayan her soru insanın iç dünyasında kara delikler oluşturur ve bu kara delikler zamanla başka soruları veya düşünceleri de içine çeker. Daha kötüsü ise içteki bu durum insanın dışına yani tutum ve davranışlarına da yansır.  İnsanoğlunun hayatını devam ettirmesi için fiziksel olarak yaşamını sürdürdüğü bir dünya vardır, bir de bu fiziksel yaşamını yöneten ve yönlendiren kendi "iç dünyası" olarak adlandırılan bir alan vardır. Bu insan davranışlarının temel tetikleyicisi olan duygu ve düşüncelerin beslendiği kişiye özel bir durumdur.  Aslında sorular bu iç alanın genişlemesi, dinginleşmesi ve üretkenleşmesi için birer besin kaynağı gibidirler. Ne var ki bu besin kaynağı için yeni sorul...

Ölümlü hayat ve sevginin ışıltısı

Herkes kendine bir yer edinmeye çalışıyor bu alemde. Hiç kimse öteki alemdeki yeri için bu kadar uğraşmıyor. Sanki hiç gitmeyecekmiş gibi! "Şimdi ve burada" olan ile fazla meşgul oldukça insan sonrasını ve öte tarafını ihmal ediyor daima. Halbuki hayat ölümle bitmez, ölümü son bilmek kendini yok bilmektir. Hem yaşadığını inkar edersin ölümü yok oluş kabul edersen hem de anlamı olmaz yaşarken verdiğin bunca emeğin, mücadelenin. Kim neye inanırsa inansın, isterse taştan, tahtadan putlara tapsın sonunda ölüm var herkes için... Bütün insanlar ve inançlar da ölümü aşamadıkları veya ölümdeki gizemi çözemediklerindendir bu dünyadaki kargaşanın, savaşın, sömürünün ve yoksulluğun sebebi. Öncelikle ölüm bize acziyetimizi hatırlatır; "ey insan, sen ölümlüsün ve aldığın nefes sayılıdır" der. Ancak nefis, içgüdü, heves ve arzu bunun üstünü örter ve; "hadi bunu da ye, şunu da iç, onu da yap" der ve insanı önüne katar götürür. Akıl zaman zaman sorgu...

Kriz, ekonomi ve ahlak

Kriz, ekonomi ve ahlak Dünyada bugünkü ekonomik krizin temel nedeni bence arz fazlası, talep noksanlığıdır. Sanayi sektörü artan hızla üretime devam ediyor. Sürekli üretim sürekli tüketimi gerektiriyor.  Artık eskisi gibi insanlar ihtiyaç duydukça almıyor. Çoğunlukla ihtiyaç olmadığı halde haz duyma, tüketme arzusu, daha fazlasını isteme, tatminsizlik, amaçsızlık, etkiye açık olma ve buna benzer sebeplerle yeni şeyler almak insanoğlu için bir yaşam biçimi olmaya başladı. Son yüz yıllık tarihte sanayi ve teknolojinin hızla gelişmesine paralel olarak büyük sermayedarlar daha da büyüdü. Sermayenin belli başlı bazı kişi ve gruplar elinde temerküz etmesi yeni dünya sistemini doğurdu ve belki de insani değerlerden gittikçe uzaklaşan hatta vahşileşen bir dünyanın kucağına attı hepimizi. Kağıt para ve modern bankacılık sistemi ile kapitalist ekonomi bütün dünyada kök saldı ve gittikçe kangrenleşti. Sermaye sahiplerinin daha çok kazanma hırsı gelir dağılımındaki eşitsizliği ...

Dikkat köpek var!

Resim
Dikkat köpek var! Köpekler insanlarla en fazla bir arada yaşayan bir kaç hayvan cinsinden biridir. Öyle ki dostluğu da hasımlığı da, korunmayı da sakınmayı da bu hayvanla veya bu hayvan sayesinde öğrenir insanoğlu. Yani kısacası; bazen hakaret nitelemesi bazen övünme ifadesi bazen de korkutma ünlemi olarak kullanılan köpekler daima yakınımızda! Atalarımızın ince kavrayışı ve engin birikimi ile üretilen hikmetli sözleri hatırda tutarak daha insanca yaşamak ve adam gibi adam olmak için "köpekleşmek"ten uzak durmalı ve itlerle araya mesafe koymalı.. Buyurun dilimizdeki köpeklerle ilgili başlıca atasözü, özdeyiş veya deyimlerden derleyebildiklerim. §  aç at yol almaz, aç it av almaz  iş gördürdüğünüz kimselerin haklarını tam olarak vermezseniz kendilerinden yararlanamazsınız. §  aç it fırın duvarını deler  aç kimse karnını doyurmak için önüne çıkan engellerin tamamını aşar ve isteğini elde eder. §  açık kaba it değer (siyer)  gizli kal...
Ebat Boyumun ölçüsü tabuttan kısa, kilom da darasız kefen miktarı. Çıktım bir yola tamamı çok kısa, İçimde kalan son nefes miktarı.. Peyami Bayram 20/01/2016, İstanbul

Biraz nostalji ve günümüz

Resim
Biraz nostalji ve günümüz... 1977 yılında henüz 11 yaşında bir çocuk olmama rağmen o yıllardan beri insan ve toplumsal yaşamla ilgili konularda gözlem yapma veya gözlemleri okumaya devam etmekteyim.  O yıllarda televizyon ve internet gibi hayatımızı işgal eden gizli güçler henüz yoktu.  Belki televizyon vardı fakat gündelik yaşantımızı yönlendirmede etkisi bugünküne oranla çok çok azdı.  İnsanlar daha çok gazete, dergi, kitap okur, çeşitli sohbet ortamlarında bulunur ve birbirleriyle yüzyüze iletişime geçerlerdi. Doğrudan iletişimin bir diğer yolu da mektuplardı.  Evet, biz doğrudan iletişime geçmek istediğimiz insanlara fiziken ulaşmamız mümkün olamadığında mektup yazardık. Bu kişiye özel bir durumdu. Onun için vakit ayırmak, duygularını toparlayıp düzenleyip kağıda dökmek ve bunu iletmek için maddi bir bedel de ödemek gerekirdi.  Yılbaşı ve bayramlarda tebrik kartları satılırdı ve herkes aile ve sosyal çevresine göre ve tabii ki bayramın cinsine gör...

Uzaktaki Tanrı

Tanrı ne kadar uzakta  veya kim O'na yakın? Önce sanki bir iltifat gibi  varlığını kabul edersin,  sonra O'na  uzaklarda bir yer  seçer  kendinden olabildiğince uzaklaştırırsın. Kendinden ne kadar uzakta tutmak istersen o kadar uzağa atarsın O'nu.  Uzağa gönderen bizzat kendin olduğundan istediğinde çağırır, kendine yaklaştırır, yakınlık kurar, samimi olur, hatta emrine amade edersin.  Hem böylece O'nu uzağında tutmakla kendine ait özgür bir hayat alanı açmış olursun(!). Ne istesen yaptırırsın O'na.  İste sana iş, aş, sağlık, aşk, evlat, mal, makam vs versin.  Ya da düşmanları, hastalıkları, belaları, musibetleri def etsin.  Fakire gökten sofra indirsin, mazluma yardım için gökten melek göndersin.  Senin güvenliğin için gökten inen O'nun orduları savaşsın. Çoluk çocuğa doğru yolu ve istikameti yine O'nun görünmez varlıkları göstersin.  Dünyada ne kadar savaş, arsızlık, yolsuzluk, hırsızlık, fitne ...

İRAN İZLENİMLERİM

Resim
Dünyanın kuruluş tarihi olarak en eskilerinden(M.Ö. 625) olduğu halde halen yaşayan belki bir kaç ülkesinden birisi. 1.648.195 km2 lik yüz ölçümü ile Türkiye'nin yaklaşık iki katı. 77.177.000 nüfusu ile yaklaşık olarak ülkemizle aynı. Petrol ve doğalgaz gibi çağımızın en önemli enerji kaynaklarına sahip. Dahası; bu enerji kaynağı ürünleri ihraç edebilen bir ülke. Yani bu anlamda dışa bağımlılığı yok, bilakis getirisi var. Coğrafi konumu ve iklim şartları itibariyle tarım ürünlerinde de ihracat yapan bir ülke. Kısacası dünyada çağımızın en önemli iki unsuru olan enerji ve tarım(gıda) ürünlerinde hiç bir dış bağımlılığı olmadan yaşayabilecek dünyanın ender ülkelerinden birisi. Bununla beraber diğer önemli bir husus olarak yeterli su kaynaklarının olduğunu da belirtelim. Çok uzun bir tarihi geçmişi olan, kökleri Pers İmparatorluklarına dayanan İran çok önemli bir kültür ve medeniyet havzası aynı zamanda. Dolayısıyla turizm açısından da çok önemli bir bölge.  B...