Kriz, ekonomi ve ahlak

Kriz, ekonomi ve ahlak

Dünyada bugünkü ekonomik krizin temel nedeni bence
arz fazlası, talep noksanlığıdır.
Sanayi sektörü artan hızla üretime devam ediyor.
Sürekli üretim sürekli tüketimi gerektiriyor. 
Artık eskisi gibi insanlar ihtiyaç duydukça almıyor.
Çoğunlukla ihtiyaç olmadığı halde haz duyma, tüketme arzusu, daha fazlasını isteme, tatminsizlik, amaçsızlık, etkiye açık olma ve buna benzer sebeplerle yeni şeyler almak insanoğlu için bir yaşam biçimi olmaya başladı.
Son yüz yıllık tarihte sanayi ve teknolojinin hızla gelişmesine paralel olarak büyük sermayedarlar daha da büyüdü.
Sermayenin belli başlı bazı kişi ve gruplar elinde temerküz etmesi yeni dünya sistemini doğurdu ve belki de insani değerlerden gittikçe uzaklaşan hatta vahşileşen bir dünyanın kucağına attı hepimizi.
Kağıt para ve modern bankacılık sistemi ile kapitalist ekonomi bütün dünyada kök saldı ve gittikçe kangrenleşti.
Sermaye sahiplerinin daha çok kazanma hırsı gelir dağılımındaki eşitsizliği her geçen gün artırdı.
Yoksulların sömürü karşısındaki dirençleri sermaye sahiplerinin her gün yeni bir numarası(illüzyonu) ile gönüllü köleliğe evrildiği bir dünyada insanların umudu git gide tükeniyor.
Savaş ortamı oluşturarak ve/veya mevcut savaşları körükleyerek dünya oligarklarının bu ortamdan menfaat devşirmeleri ve ne kadar düşman gözükseler de pastayı bütün zalimlerin birlikte bölüşmeleri veya bölüşemedikleri için yaptıkları savaşlar da gözlerimizin önünde apaçık ortada duruyor.
İnsanlığın beklediği bir şey var mı yoksa herkes bu düzenden razı ve halinden memnun mu?
Bu soruyu her dünyalı öncelikle kendine sormalı.
İşte esas sorun burada...

Peyami Bayram
26/02/2016
İstanbul

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İstikamet ve istikamet açısı

Hürriyet Kasidesi Şiiri ve Çözümlemesi - Namık Kemal

EŞEK ve EŞEKLİK