Her gün ölüp yeniden diriliyoruz

Yemek ve içmek gibi uyumak da insanın hayatta kalabilmesi için zaruri ihtiyaçlarındandır. Hiç bir insan uyumadan yaşayamaz. Hatta belli bir süre ve belli bir kalitede uyku uyumayan insan sağlıklı bir yaşam da süremez.

Her gün zorunlu olarak uyuduğumuz uykunun ölümden bir farkı uyandığımızda hayata kaldığımız yerden devam edeceğimizdir. Türkçemizde “ebedî uyku” olarak da adlandırılan ölüm halinde ise insan bir daha bu dünyaya gözlerini açmamak üzere uykuya dalar. Can, nefs, ruh, bilinç veya şuur, adına ne derseniz deyin, onun ortadan kalktığı hâldir uyku hâli. 

Ebedî uyku vakti gelince uyanık kalmanın veya o uykuya dalıp da tekrar bu hayata uyanmanın artık hiç bir imkan ve ihtimali kalmamıştır. Bunu da hepimiz biliriz elbette.

Bilmekle idrak etmek aynı uyku ve uyanıklık, hayat ve ölüm gibi birbirine bağlı ama bir o kadar da uzak kavramlardır.

Hayat hepimiz için daima zıtlıklarla dolu bir süreçtir  

Bir yandan hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyoruz. Öte yandan bir gün, bir an ebedî uykuya dalıp bu hayattaki her şeyi geride bırakıp gideceğimizi de çok iyi biliyoruz.

İşte böyle, her gün tecrübe ettiğimiz uyku bize bu hayattan başka bir hayata, bu alemden başka bir aleme geçiş olduğunu fiilen yaşayarak anlatıyor aslında hepimize. Bazen çok mutlu, bazen korkulu, bazen ümitvar, bazen keyifli, bazen hüzünlü uyanırız uykudan. Çok kısa bir sürede bazen çok uzun bir rüya görürüz. Bazen kan ter içinde uyanırız. Bir bakıma her uykudan uyanışımızda yepyeni bir günle yeni bir fırsat geçiyor elimize.

Bu bizim her gün ölüp yeniden dirildiğimiz hayattır.

Her sabah yeni bir başlangıç, yeni bir fırsattır her bir insana. Adeta yeniden doğuş, yeniden canlanış gibi.

Hiç uykuya ihtiyacı olmayan, hiç uyuklamayan, daima diri, hayatı ve ölümü yaratan, yarattıklarına sonsuz merhamet sahibi, geceyi dinlenme ve gündüzü çalışma için bir ölçüye göre var eden alemlerin Rabbi olan yüceler yücesi Allah biz insanlara düşünüp akletmemiz için uykuyu da uykudan uyanarak tekrar yaşama devam etmeyi de birer ayet/delil olarak her gün yaşatmaktadır.

“Allah'tan başka ilah yoktur; her zaman diridir; bütün varlıkların kendi kendine yeterli kaynağıdır. Ne uyuklama tutar O'nu, ne de uyku. Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. O'nun izni olmaksızın katında şefaat edebilecek olan kimdir? O, insanların gözlerinin önünde olanı da arkalarında olanı da bilir; O dilemedikçe insanlar O'nun ilminden hiçbir şey edinemez, hiçbir şey kavrayamazlar. O'nun sonsuz kudreti ve egemenliği gökleri ve yeri kaplar. Onların korunup desteklenmesi O'na ağır gelmez. Gerçekten yüce ve büyük olan yalnızca O'dur.” Bakara 255

“Allah, canları, ölümleri sırasında alır; ölmeyenleri de uykuları sırasında... Sonra, haklarında ölüm hükmü verdiklerini alıkoyar; ötekileri, belirlenen belli bir süreye kadar salıverir. Bunda düşünen bir toplum için dersler vardır.” Zümer 42

Düşünüp ibret alanlardan olmak duasıyla.

Peyami Bayram

19 Mayıs 2025

Arnavutköy, İstanbul 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İstikamet ve istikamet açısı

Hürriyet Kasidesi Şiiri ve Çözümlemesi - Namık Kemal

EŞEK ve EŞEKLİK