Şehir ve Biz
Büyük şehirlerde yaşayan insanlar olarak sık sık şu konularda ya dostlarla dertleşir ya da kendi kendimize yakınır dururuz;
- şehrin yoğunluğu,
- kalabalığın boğuculuğu,
- trafiğin çekilmezliği,
- temel yaşam giderlerinin pahalı olması,
- insan ilişkilerinin az, mekanik ve çoğu zaman sahte olması,
- çevre kirliliği,
- eğitim ve sağlık hizmetlerinin kişi başına düşen kısmının aşırı yetersizliği,
- yeşile, doğaya hasret kalma.
Bu sorunları ne çözebiliriz ne de şehri terk edebiliriz.
Korkarım bu acınası halde ölüp gideceğiz.
Bakın, Cenab-ı Allah İsrailoğulları'nı Mısır'da firavun zulmünden kurtardı, Kızıldeniz'i yardı ve ardısıra onları takip eden firavun ordusunu denizde boğdu. Çölde onlara bulutlarla gölgelik yaptı, gökten bıldırcın ve kudret helvası gibi nimetler verdi ve onlar bunca kurtuluş, mucize ve nimetleri bilfiil yaşadıkları halde daha neler neler istediler ve Hz. Musa'nın onlara cevabı ne olmuş işte o ayetler;
"Hani siz, “Ey Mûsâ! Biz bir tek yiyecekle dayanamayacağız. Bizim için rabbine dua et de bize toprağın mahsullerinden; sebzelerinden, kabakgillerinden, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından bitirsin” demiştiniz. Mûsâ ise, “İyiyi kötü ile değişmek mi istiyorsunuz? Şehre inin; istedikleriniz orada var” dedi. Zillete, fakru zarûrete mahkûm oldular; Allah’ın gazabına uğradılar. Bu durum, Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri ve haksız yere peygamberleri öldürmelerinin, bütün bunlar da isyan etmeleri ve haddi aşmalarının sonucuydu."
Bakara 61
Bizim durumumuz çok mu farklı?
Aliya İzzetbegoviç de günümüzdeki yansımasını böyle tasvir ediyor.
Istanbul
Peyami Bayram
2 Şubat 2022
Arnavutköy,
Yorumlar
Yorum Gönder
Lütfen yorumlarınızda isminizi belirtiniz. Teşekkürler.