Bir müjde..

 Bir müjde..


otobüsler dolusu işçi

caddeler dolusu insan

her yerde ve daima ekranlara bakan

aslında insan her zaman yalnız

yollar gürültülü ama ıssız

yok göklerin mavisini gören,

çiçeklerin kokusunu

ve kuşların sesini duyan yok!

yağmur ıslatmıyor metrodakileri

güneş yakmıyor tenini 

alışveriş merkezinlerini tavaf edenlerin..


herkesin inancı farklı 

ama hepsi aynı kitaba inanıyor

aynı kalıba giriyor 

ve aynı tarafa bakıyor

ekserisi kitabı da tanımıyor oysa

çoğunluk birbirinin benzeridir şehir buysa..


aykırı olan ya meczup ya serseridir

bu manzara da insanın kendi eseridir.

gülüyor, daima eğleniyor 

hep beraber çoluk çocuk 

fikri olan varsa 

ya çok uçuk

ya da temelsizdir

zaten onlara karın tokluğu kafidir

hele varsa kablosuz bağlantı sanal aleme

ne kağıda lüzum var ne de kaleme,

hepsi uçuşa geçer girince mahut inine,

değme o vakit horantanın keyfine..


ne siyaset, ne de sistem

ne şu, ne de bu

kim verirse eline somunu

düşünmez artık sonunu,

karmaşıktır zaten onlar anlamazlar;

dünyada çevrilen oyunu..


bir gün ta uzaktan bir yolcu gelir,

şehrin halkına haberler verir

hakikate uyandıran 

hakikaten uyaran

elinde güller

dilinde müjdeler

bakmazlar güllere

merhametli ellere

dinleyenin kimi arkasını döner

kiminde suçlayıcı hakaretler

o yine bıkmadan usanmadan dil döker

şehirdekilerin uykusu çok ağırdır

uyuşmuş zihinlerin kulakları sağırdır

hakikati duymak cesaret ister

uyanmak başka hüner 

müjdeci kurtulun demişti esaretten, 

kırın şehrin zincirlerini,

ölüm bekliyor hepimizi;

bu çıplak gerçek yakmıyor mu içinizi?


gelin kardeş olalım;

paylaşalım her şeyimizi,

hem kederimizi 

hem de sevincimizi,

düşünmez misiniz;

hiçbir şey ve hiç kimse kalmayacak 

bu dünyada son saatten sonra 

ilk yaratılış gibi yeniden diriliriz

ve kaçınılmaz hesaba çekiliriz

her anımızla Hâkim’in önüne seriliz 

özgürleşen ruhlar uçar 

cennet bahçelerine

kim de servete ve makama tutkulu 

ve nefsine tutuklu

ebedi ateşte dalar 

pişmanlıklar içine..


şunu bilin;

ben sadece bir elçiyim

bunun karşılığında 

hiç bir ücret de istemem sizden

bunu haber vermek ise tek vazifem. 


işte budur hikaye değişmez;

ölçü ve mizan belli

irade kalemiyle biz yazarız defteri

atamız Adem’den beri,

seçmek için gelmişiz dünyaya

hangi kapıdan gireceğiz 

ebedî cennet

veya cehennemden içeri..


Peyami Bayram

24 Eylül 2023

Arnavutköy, İstanbul 




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İstikamet ve istikamet açısı

Hürriyet Kasidesi Şiiri ve Çözümlemesi - Namık Kemal

EŞEK ve EŞEKLİK