Kayıtlar

Ocak, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

EĞİTİM-ÖĞRETİM, OKUL-ÖĞRETMEN, VELİ-ÖĞRENCİ

Giriş Bundan elli yıl önce, 1972 yılında ilkokula başladım. O tarihten beri, yani yarım asırdır ya öğrenci ya öğretmen/eğitici veya veli olarak farklı şekillerde eğitim hayatının içinde oldum.  Öğrenciliğimde hep öğrenme merakı içinde oldum. Bu öğrenme merak ve isteğim hiç bir zaman tükenmedi ve hala devam etmektedir. Çocuklarımın eğitimi için aile içinde eşimle tam uyumlu bir şekilde sevgi temelli, gözleme dayalı, gelenekle bilimsel metodu birleştirerek ve gerektiğinde uzman yardımı alarak elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. Aile dışında ise yine eşimle birlikte okul, kurs, sosyal etkinlikler ve spor gibi alanlarda daima ilgili, araştırmacı, yönlendirici, teşvik edici, destekleyici ve çocuklarına rol model olma titizliğinde bir veli olmaya gayret ettik. Eğitici ve/veya öğretmen pozisyonunda bulunduğum, özellikle subaylık hayatımda bir şeyi öğretmenin;  - ilk şartının öncelikle öğretmen olarak o şeyi iyi bilmek, - gelebilecek sorulara hazır olmak,  - konu ile i...

Gösterişli hayat

Bir yarış halindesiniz,  mütemadiyen gösteriyorsunuz; giydiklerinizi, yediklerinizi, içtiklerinizi, herkes görsün der gibi açıyorsunuz evlerinizi, mahreminizi.. Ha bire konuşuyorsunuz, bilip bilmeden her konuda herkese ayar veriyorsunuz, kendinizi çok yüksekte görüyorsunuz.. Bilmez mi sanıyorsunuz yırtık ayakkabılılar ya da çömelip duvar dibinde oturanlar  sizin o serveti kimden çaldığınızı? Nargile dumanında kaybolduğunuz kafelerden taşan umarsız şuh kahkahalarınızın yankılandığı caddelerde otobüs bekleyen asgari ücretli delikanlının içindeki yangını anlayamazsınız. Gülüşünüzün ardındaki istihzayı  çok iyi biliriz. Evet, biliriz biz; sırıtarak dışavuran kibrinizi, görünmez sandığınız maskelerinizi, ve saklamaya çalıştığınız duygudan yoksun plastik çehrenizi. Daima alan olduğunuz, vermeyi hiç bilmediğiniz, paylaşmayı asla düşünmediğiniz o kadar aşikar ki en sonunda sizi düşeceğiniz toprak sever belki. Peyami Bayram 13 Ocak 2023 İstanbul 

Kelime, kavram ve anlam

Hayata anlam katmak.. Anlamlı bir hayat yaşamak.. ve hayatın anlamını kavramak.. Biz insanlar konuşarak anlaşırız. Konuşmak için de kelimelere ihtiyacımız vardır. Kelime, anlamı olan sözdür. Anlamsız sesleri ancak konuşmayı öğrenmeden önce bebekler çıkarır. B üyükleri  bebeğin  o  anlamsız seslerine bile  mimikleri ve halleri ile beraber bir anlam vermeye, ne anlatmak istediğini anlamaya çalışırlar. Zira anlamak iletişim kurmanın olmazsa olmazıdır. Bilmediğimiz bir dilde konuşan bir insanla bile ortak kelimeler bulmaya veya işaret diliyle anlaşmaya çalışırız.  İnsan hep anlama merakındadır diğer insanları veya olayları. Bu merakını yitirmiş olanlar ya kibirli, zorba, aşırı bencil tiplerdir veya yaşama arzusu ve ümidini yitirmiş kişilerdir. Kanımca her ikisi de psikolojinin veya psikiyatrinin alanına girer. Anlamak öyle sanıldığı kadar kolay değildir, emek ister. Anladığını zannetmek ise bambaşka bir şeydir. Kişinin kendisini kandırması ve bunun da beteri anlamad...

üç beş kişi

üç beş kişiydik hepsi, sözü dinleyen, yalın kitap çıktık yola, yolda olmaktı  aklımız,  fikrimiz.. sevincimiz göğsümüze taktığımız güllerdi, yolların dikenine aldırmadan, yalın ayak yürüdük, ayağımızdaki kutsal sızıyı  yüreğimizde bir madalya gibi  gururla taşıdık.. yolun ortasında durmadık, koşmayı beceremesek de orta yoldan ayrılmadık. hiç pazarlık yapmadan; olanı hesapsız verdik, zorluklar yıldırmadı bizi, gönlümüzdeki yangınla içimizdeki umudu yeşerttik. başımıza ne geldiyse hepsini baş üstü ettik, amma hiç eğilmedik.. bir derdimiz vardı; asla taviz vermedik, ne bulduysak sevindik yolda dava adına.. kimler geldi geçti, ne sözler söylendi, ne ettiyse herkes kendine etti.. yıllar geçti gitti de baktım yanıma, döndüm ardıma, saydım kaç yoldaş kaldı diye hâlâ yalın kitap yürüyen; bilmiyorum, var mı şimdi sözü dinlenen.. ve o günlerden kalan; üç beş kişiydik  hepsi, gerisi yalan.. Peyami Bayram 6 Ocak 2023 İstanbul

Tekdüzelik, alışkanlık ve bağımlılık

Resim
Modern yaşamın mimarları insanların hayatına düzen koymakta pek mahirler doğrusu. Kentli  yaşam döngüsünün içine giren veya kendini içinde bulan insanların çoğunluğu bunu sorgulamaz. Hatta kendisini öyle çaresiz ve seçeneksiz görür ki sorgulama ihtiyacı bile hissetmez. Adeta mecburi yön tabelası ile yönlendirilmiş gibi dayatılan hayat döngüsünü yaşamak zorundadır. Genel olarak ilk çocukluk evresinden sonra okul yılları. Ardından peş peşe sınavlarla bir diploma, bir meslek peşinde geçen yıllar. Sonra iş arama, iş bulma, çalışma, evlenme, düğün/nikah borcu ödeme, araba kredisi borcu ödeme, ev kredisi borcu ödeme, çocukları için aynı döngüyü yaşama, emeklilik hesapları yapma, hastalıklar, hastaneler ve herkesi bekleyen son.. Bu tekdüze yaşamın içerisinde hafta sonları AVM yerine ailece bir piknik yapılmışsa, yaz aylarında bir kaç hafta tatil yapılabilmişse bir nebze olsun bu sıradanlığın dışına çıkmış olur kentli alt ve orta gelir grubu insan. Sakın yanlış anlaşılmasın;  bir üst ...