Yüksek öğrenimin getirdiği pek yüksek kaygı
Niçin ha bire yeni üniversite ve yeni fakülteler açılıyor?
- Diplomalı sayısı artsın, ülke istatistikleri güzelleşsin.
- Öğrenci sayısı artsın işsizlik rakamları azalsın.
- Özel okul işletmecilerine gelir olsun, ekonomi canlansın.
Sonuç mu?
Gariban takımı için boş ümit.
Yazık!
Ziraat, jeoloji, peyzaj, endüstri ve daha pek çok mühendis, iktisat, işletme, fizik, tarih gibi onlarca bölümün yanı sıra hukuk, eczacılık ve veterinerlik bölümleri de ihtiyaçtan çok çok fazla var ülkemizde. Bir de bu ihtiyaç fazlası bölümlere ihtiyaç fazlası öğrenci alınıyor. Yetersiz akademik personel ve yetersiz fiziki imkanlar da eklenince üzerine mezunların seviyesini siz düşünün. Sonra da diplomalı işsiz bir yığın gençlik.
Peki, bu gençler diplomasının altını doldurabiliyor mu?
Yabancı dil biliyorlar mı? Mesleğiyle ilgili bilişim sistemleri, yazılım ve muhtelif programları kullanmayı biliyorlar mı?
Meslek ve ilgi alanına yönelik farkındalık düzeyi ne seviyede?
Hiç para kazanma deneyimleri olmuş mu?
Bunların ek olarak; bu gençler herhangi bir işe başlamak için asgari hangi seviyede ve ne kadar bir gelirle işe başlamaya ikna olabilirler?
Bu çetin sorular da her yerde çokça açılan üniversite ve fakültelerin meydana getirdiğidir sorunlardandır.
Çocuğunu illa da okutmak isteyen kıymetli ebeveynler bir daha düşünsün her şeyi yeni baştan bence.
Merhum Mehmet Akif Ersoy yüz yıl önce de aynı sorundan bahsetmiş, yani değişen bir şey pek yok;
Bir alay mekteb-i âlî denilen yerler var;
Sorunuz bunlara millet ne verir? Milyonlar.
Şu ne? Mülkiyye. Bu? Tıbbiyye: Bu? Bahriyye. O ne?
O mu? Baytar. Bu? Zirâ’at. Şu? Mühendishâne.
Çok güzel, hiçbiri hakkında sözüm yok; yalnız,
Ne yetiştirdi ki şunlar acaba? Anlatınız.
İşimiz düştü mü tersâneye, yâhud denize,
Mutlakâ âdetimizdir, koşarız İngiliz’e.
Bir yıkık köprü için Belçika’dan kalfa gelir;
Hekimin hâzıkı bilmem nereden celbedilir.
Meselâ büdce hesâbâtını yoktur çıkaran...
Hadi mâliyyeye gelsin bakalım Mösyö Loran.
Hani tezgâhlarınız nerde? Sanâyi’ nerde?
Ya Brüksel’de, ya Berlin’de, ya Mançester’de!
Safahat, Asım Kitabı, 22 Zilhicce 1337, 18 Eylül 1335 (1919)
Yorumlar
Yorum Gönder
Lütfen yorumlarınızda isminizi belirtiniz. Teşekkürler.