Koronalı Günler 1
Koronalı Günler 1
Evde kalalım, başımızı iki elimizin arasına alıp düşünelim;
Ne yaptık, ya da yapmamız gerekirken neleri yapmadık ki başımıza bir şeyler geldi?
Nerede hata yaptık, yapıyoruz?
Nerede hata yaptık, yapıyoruz?
Bilmeliyiz ki; başımıza ne gelirse kendi yüzümüzdendir.
Üzerimize düşeni yapmadan Allah'tan bir şey istemek haddi aşmaktır, kolaycılıktır, dini de hayatı da, dünyayı/doğayı da anlamamaktır.
Üzerimize düşeni yapmadan Allah'tan bir şey istemek haddi aşmaktır, kolaycılıktır, dini de hayatı da, dünyayı/doğayı da anlamamaktır.
Dua etmek; Tanrı'yı öne sürerek bir nevi kendine savaşçı, kalkan, mucizevi kahramanlıklar yapan bir lider ya da sihirbaz yapmak değil, bilakis ben bütün zihni, ilmi, bedeni, maddi, toplumsal çabayı gösterdim benim tüm imkanlarım tükendi gayrısına gücüm yetmez deyip durumu içtenlikle ve acziyetle arz etmektedir.
Ne güzel tasvir etmişti İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy;
bırak çalışmayı, emret oturduğun yerden,
yorulma, öyle ya, mevlâ ecîr-i hâsın iken!
yazıp sabahleyin evden çıkarken işlerini;
birer birer oku tekmîl edince defterini;
bütün o işleri rabbim görür: vazîfesidir...
yükün hafifledi... sen şimdi doğru kahveye gir!
çoluk çocuk sürünürmüş sonunda aç kalarak...
hudâ vekîl-i umûrun değil mi? keyfine bak!
o’nun hazîne-i in’âmı kendi veznendir!
havâle et ne kadar masrafın olursa... verir!
silâhı kullanan allah, hudûdu bekleyen o;
levâzımın bitivermiş, değil mi? ekleyen o!
çıkıp kumandası altında ordu ordu melek;
senin hesâbına küffârı hâk-sâr edecek!
başın sıkıldı mı, kâfî senin o nazlı sesin:
“yetiş!” de, kendisi gelsin, ya hızr’ı göndersin!
evinde hastalanan varsa, borcudur: bakacak;
şifâ hazînesi derhal oluk oluk akacak.
demek ki: her şeyin allah... yanaşman, ırgadın o;
çoluk çocuk o’na âid: lalan, bacın, dadın o;
vekîl-i harcın o; kâhyan, müdîr-i veznen o;
alış seninse de, mes’ûl olan verişten o;
denizde cenk olacakmış... gemin o, kaptanın o;
ya ordu lâzım imiş... askerin, kumandanın o;
köyün yasakçısı; şehrin de baş muhassılı o;
tabîb-i âile, eczâcı... hepsi hâsılı o.
yorulma, öyle ya, mevlâ ecîr-i hâsın iken!
yazıp sabahleyin evden çıkarken işlerini;
birer birer oku tekmîl edince defterini;
bütün o işleri rabbim görür: vazîfesidir...
yükün hafifledi... sen şimdi doğru kahveye gir!
çoluk çocuk sürünürmüş sonunda aç kalarak...
hudâ vekîl-i umûrun değil mi? keyfine bak!
o’nun hazîne-i in’âmı kendi veznendir!
havâle et ne kadar masrafın olursa... verir!
silâhı kullanan allah, hudûdu bekleyen o;
levâzımın bitivermiş, değil mi? ekleyen o!
çıkıp kumandası altında ordu ordu melek;
senin hesâbına küffârı hâk-sâr edecek!
başın sıkıldı mı, kâfî senin o nazlı sesin:
“yetiş!” de, kendisi gelsin, ya hızr’ı göndersin!
evinde hastalanan varsa, borcudur: bakacak;
şifâ hazînesi derhal oluk oluk akacak.
demek ki: her şeyin allah... yanaşman, ırgadın o;
çoluk çocuk o’na âid: lalan, bacın, dadın o;
vekîl-i harcın o; kâhyan, müdîr-i veznen o;
alış seninse de, mes’ûl olan verişten o;
denizde cenk olacakmış... gemin o, kaptanın o;
ya ordu lâzım imiş... askerin, kumandanın o;
köyün yasakçısı; şehrin de baş muhassılı o;
tabîb-i âile, eczâcı... hepsi hâsılı o.
ya sen nesin? mütevekkil! yutulmaz artık bu!
biraz da saygı gerektir... ne saygısızlık bu?
biraz da saygı gerektir... ne saygısızlık bu?
..
Peyami Bayram
25 Mart 2020
Arnavutköy, İstanbul
Yorumlar
Yorum Gönder
Lütfen yorumlarınızda isminizi belirtiniz. Teşekkürler.