Kayıtlar

Eylül, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Küçük Ağrı Dağı'nın Büyük Yürekli İnsanları

Resim
1992 bütün Türkiye'de olduğu gibi Ağrı-Doğubeyazıt bölgesinde de terör açısından çok çetin bir yıldı. Küçük Ağrı ile Tendürek Dağları arasındaki sorumluluk bölgemizde her gün mülteci, kaçakçı ve/veya teröristlerce hudut ihlalleri olmakta, bunlarla temas sağlanması durumunda da çatışma oluyordu. Haliyle kaçakçılık bu bölgede sınıra çok yakın köy ve mezralarda yaşayan vatandaşların çoğunlukla ana geçim kaynağı durumunda idi. Ancak bu meyanda bölgenin iklim ve arazi şartlarının tarıma elverişli olmadığını, kısmen hayvancılık yapılabildiğini belirtmekte de fayda var. Her zaman ve her yerde olduğu gibi insanlar kolay yoldan çok para kazanmayı tercih etmişlerdi. Aslında çok da kolay sayılmazdı. Bir gece çoğunlukla boş olarak İran tarafına geçip ertesi gün veya bir kaç gün sonra mal yüklü olarak hayvanlarla veya yaya olarak tekrar Türkiye topraklarına geçiş yapmak aslında hayati riski çok yüksek olan bir hareketti. Bu riski azaltmak için rüşvet çok iyi bir sigorta olmuştu ama bu b...

Barış, Demokrasi ve Halk

Barış, Demokrasi ve Halk Bazı kelimeler ve kavramlar var ki kullananı çoktur. Yani çok kullanışlıdırlar. Nasıl söylesen, ne biçim yazsan gider. Kimsenin söz söyleme şansı olmaz, itiraz kaldırmaz. Karşı çıkanı mimlenir. Düşmanlık edenin ocağı söndürülür, ne mümkün. Öyle sihirli kelimelerdir ki karşındakini derhal tesirine alır. Birinci kelimemiz: Demokrasi. Var mı itirazı olan? Yok. Olamaz.. Sözde herkesi katılımcı kabul eden, herkese eşit haklar sunan kutsal(!) kelime. İkinci kelime: Barış. Bu da en sevilen kelime/kavramlardan biri. Kim itiraz edebilir ki? Kim istemez ki? Çocuklarımıza ad olmuş bir hayal, bir amaç. Karşıtı çok sert ve soğuk ( yoksa sıcak mı demeli ); Savaş! Gel gör ki bu kelime/kavramları özellikle bazı siyasetçilerden ve özellikle dünyanın emperyal güçlerinden duyduğumda; "yine bir yerlerde birilerine bir oyun, bir tezgah, bir kumpas kuruluyor eyvah!" diyorum içimden. Halkın, yani insanların çoğunluğunun bunu nasıl algıladığına gelince içim daha ç...

Ruh, beden, akıl ve kalp

Ruh;  Allah'tan insana açılan bir kapı. Aynı zamanda insanın ulvi yanı.  Beden/Nefs; insanın maddi/fiziki  ve aynı zamanda  onu süflileştiren tarafı.  Akıl; insanın dünyayı algılama, yorumlama ve uygulamasında komuta/kontrol merkezi. Ruhla beden arasındaki koordinatör.  Kalp ise; ruhun aynası, bedenin yaşam merkezi, aklın da sigortasıdır. Allah bütün bunları Uyum ve intizam içinde bir arada tutmayı, ruhun rehberliğiyle, aklın yörüngesinde, selim bir kalp ve sağlıklı bir bedenle yaşamayı nasib etsin. Peyami Bayram 15/09/2013, Moskova

Küffarla Savaşımız

Resim
Küffarla Savaşımız Daha ilkokul ikinci sınıfa gidiyordum. Evimize yeni televizyon alınmıştı. Bütün programları ailecek dikkatle izliyorduk. İkinci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü o günlerde vefat etmişti. Televizyonda sürekli onunla ilgili programlar yapılıyordu. Bu yüzden o günleri çok iyi hatırlıyorum. Rahmetli babam çok koyu bir Adalet Parti'li, yani Demirel'ci olduğu halde yine aynı fikirdeki rahmetli amcamla birlikte İnönü'nün cenazesine gitmişlerdi. Bazı yakınlarımız babama "Siz AP'li değil misiniz? İnönü CHP'li olduğu halde niçin cenazesine gittiniz?" diye sorduklarında; "Ne münasebet! O bizim İstiklal Harbi kumandanlarımızdandı hem de ikinci Cumhurbaşkanımızdı" dediğini çok iyi hatırlıyorum. Rahmetli babamın bu bakış açısını bugünlerde daha iyi anlıyorum. Ülkemizin dört tarafındaki komşularında ekonomik, siyasi, askeri konularda bunca sıkıntılar varken ve bizi de bu ateşin içine sokmaya çalışırlarken rahmetli babamın asil duruşu bir kez...
Çocuk uyudu Ah be çocuk, sen ne tatlı uyudun öyle kumsalda.. şeker de yersin cennette, parkta da oynarsın. uçan balonların da olur.. renk renk boyalarla masmavi bir gökyüzü çizersin, sımsıcak bir yuva, bacası tüten, içinde annen, baban bir de sen.. Bize bakma sen bu dünyada biz yokuz.. Unut gitsin bizi seni unuttuğumuz gibi. Biz sıfatlarımıza layık olamadık. İnsan olamadık. Müslüman olamadık. Mü'min olamadık. Adam gibi adam olamadık. Tarihimizle övündük, ecdadımızla gururlandık, inancımızla böbürlendik.. olmadı be çocuk.. İçi boşaldı  yüreklerimizin sevgiden merhametten cömertlikten ve  mertlikten yana.. slogandan başka söyleyecek sözümüz kalmadı zalime, ve zorbaya mazlumdan yana.. Sen uyu yavrucağızım cennette huzurun boldur.. burada uyuyan gafilleri cehennem ateşi uyandırır.. Peyami Bayram 03/09/2015 İstanbul