Kayıtlar

..mış gibi yapmak yerine sahici olmak

Resim
İnsan her sabah uyandığında zaman ve mekan algısı otomatikman çalışmaya başlar.  Normal bir insan günlük rutinlerini yerine getirerek güne başlar. Bazı insanlar için günlük yaşam oldukça zahmetli ve yorucudur. Bunun sebebi işlerinin çok ve çeşitli olması değil. Bu zahmetli sürecin asıl sebebi gün içinde birden fazla kişilik rolü yapmak zorunda kalmalarındandır. İçinde taşıdığı duygular ve düşüncelerle dışına yansıttıkları farklı olan insanlar böyledir. Bu insanlar günlerini, aylarını ve sonunda ömrünü harcadığı bu yolda bir açıdan başarılı ve kazançlı gözükse de hiç bir zaman tam anlamıyla iç huzurunu bulamazlar. Evet, o insanlar yiyip içip, gezip tozup, eğlenip gülüp yaşıyor olabilir. Dıştan görünen ve bir çoklarına çok cazip gelen bu yaşantının o insanları bir türlü mutlu ve huzurlu etmediğini anlamak için titiz bir gözlem yapmak yeterlidir. Özellikle teknolojinin geniş imkanlarını kullanan günümüz insanı için bunu gözlemlemek çok zor değil. Çok para kazanan, makam, mevki ve hatt...

İsrailoğulları, Yahudileşmek, Yahudilik, Siyonizm ve İsrail/ 2. YAHUDİLEŞMEK

“ De ki: Ey yahudiler! Bütün insanlar değil de, yalnız, kendinizin Allah'ın dostları olduğunuzu iddia ediyorsanız, bunda da samimi iseniz, haydi ölümü temenni edin (bakalım)!” Cuma 62/6 Giriş yazımızda şöyle bir tasvir yapmıştık; - İsrailoğulları bir kavimdir. - Yahudileşmek bir temayüller zinciri ve bir süreçtir.  - Yahudilik bir durumdur.  - Siyonizm yahudileşme sürecinden geçip şeytanla kolkola girmiş bir grubun sapkın zihninin ürettiği bütün insanlığa karşı kurulmuş bir cürüm örgütünün ideolojisidir. - İsrail bu siyonist örgütün faillerinin içinde toplandığı dünyanın baş belası sözde devlettir. Birinci yazımızda bir kavim olarak İsrailoğulları’ndan kısaca söz etmiştik ve bu kavmin nasıl Yahudileştiğini bir sonraki bölümde irdelemek üzere yazıyı sonlandırmıştık. Yahudileşmenin ne menem bir şey olduğunu kavramak için bir kavmin, bir toplumun ve hatta bir ferdin halden hale geçebildiğini, imandan küfre ve teslimiyetten isyana sürüklendiğini bütün detayları ile görmeliyiz....

İsrailoğulları, Yahudileşmek, Yahudilik, Siyonizm ve İsrail/ 1. İSRAİLOĞULLARI

“ Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.” Hucurat 49/13 İlk insan olarak bildiğimiz Hz. Adem ile başlayan insanlık ailesinin tarih içinde yeryüzünün dört bir yanında pek çok kabileler/kavimler/halklar olarak yaşadığını biliyoruz. Cenab-ı Hak tarafından yaratılan biz insanlar farklı coğrafyalarda veya farklı tarihlerde veya farklı ailelerde yaşasak da dünyaya eşit şartlarda geliriz. İnsanın yüce yaratıcısı Allah nezdindeki değeri herhangi bir tarihte, herhangi bir yerde yaşaması veya herhangi bir kavme/ırka/soya/aileye mensubiyetinden değil bizzat ve bilfiil kendi yapıp ettikleri ile ölçülür, ölçülecektir. Yani insanın Allah’a itaati ve O’nun yaratılış yasaları olarak bize bildirdiği emir ve yasaklara ne derece uyduğundan başka hiçbir ölçü/kıstas yoktur. Bu meyanda İ...

İsrailoğulları, Yahudileşmek, Yahudilik, Siyonizm ve İsrail/ GİRİŞ

Resim
Çok kısa ve net olarak; - İsrailoğulları bir kavimdir. - Yahudileşmek bir temayüller zinciri ve bir süreçtir. - Yahudilik bir durumdur. - Siyonizm yahudileşme sürecinden geçip şeytanla kolkola girmiş bir grubun sapkın zihninin ürettiği bütün insanlığa karşı kurulmuş bir cürüm örgütünün ideolojisidir. - İsrail bu siyonist örgütün faillerinin içinde toplandığı dünyanın baş belası sözde devlettir. Peyami Bayram 3 Kasım 2023 Arnavutköy, İstanbul

İlk taşı atmak

Resim
kelimeler yetmedi hangi cümleyi kursam hangi söze başlasam.. bütün sözler nafile, her yazı ve şiir tesirden uzak. içinde ben olmadan, yani eylemsiz, yani bîçare.. anladım ki; ilk taşı atmak yürek istiyor.. başka değil, tertemiz bir yürek; saf ve cesur, yalnızca adanmış olmalı dosdoğru bir yola.. o vakit kelimeler anlamını bulur, sözler hedefe varır ilk taşı atan ancak böyle bir yürek olur.. konuşanlar şimdi susunuz! ilk taşı atsın en masumunuz ben değilim o cesur yürekli.. haya ederim Gazze’nin annelerinden, onların cennet kokulu bebeleriden.. mahcubum karşısında tüm mazlumların, hem de pek mahzûn.. İlahî, bir fırsat ver ne olursun! kulak kesildim şimdi hücum emrine, yahut Sûr’un sesine.. Peyami Bayram 3 Kasım 2023 Arnavutköy, İstanbul 

CUMHURİYETİMİZ 100 YILINI TAMAMLARKEN YENİ BİR DÜNYA DÜZENİ KURULUYOR

Resim
Yirminci yüzyıl sanayileşmenin ürettiği kapitalizmin ve sermayedarların kurguladığı bir yüzyıldı. Birinci ve ikinci Dünya Savaşları ile ülkelerin sınırlarını, yani kendi egemenlik/menfaat alanlarını çizerek sömürü düzenlerini kurmuşlardı. Bu dönemde kukla hükümetler ile kağıt/itibari para ve bankacılık sistemi bu düzenin ana ekseni olarak kurgulanmıştı. Her beşeri sistemin/düzenin bir eceli olduğuna binlerce yıllık insanlık tarihi şâhittir. Muhtemeldir ki geçen yüzyılda kurulan, kurgulanan bu sistemin, düzenin de artık sonu gelmiştir.  Yirminci yüzyıl daha bitmeden milyonlarca insanın canına mâl olarak kurulan/kurgulanan Doğu-Batı blokları çoktan yıkılmıştı. Yaşadığımız yüzyılda ise peş peşe gelen ekonomik krizler, terör örgütü görünümlü vekâlet savaşları ile bölgesel savaşlar şüphesiz bu sürenin bittiğinin habercileriydi. Bu sebeple 2020-2022 arasında pandemi korkusu salınarak dünya genelinde çok kapsamlı ve derin bazı sistem deneyleri de yapıldı egemen güçler tarafından.  Ge...

Modern Zamanlar ve Samimiyet

Resim
Bir zamanlar atalarımız, büyük büyük dedelerimiz sanayiden uzak, kalabalık şehir nedir bilmeden sakin ve huzurlu bir hayat yaşarlardı. Tek katlı kerpiç, ahşap veya taştan kendi yaptıkları evlerinde maaile yaşar, tarlada, bahçede Allah ne verdiyse yetiştirir, bir kaç büyük baş, varsa biraz da küçük baş hayvan ile hem yiyeceklerini temin ederler hem de fazlasını satarak elde ettikleri gelirleri ile diğer ihtiyaçlarını temin ederlerdi.  Hayat bu kadar sade ve basitti. Sonra sanayileşme ile beraber sanayinin olduğu şehirlere göçler başladı.  Şehirlerdeki modern hayatın cazibedar lüks, konfor ve eğlenceli hayatın  vitrine konması toprağa bağlı yaşayan insanların pek çoğunun nefsini çelmeye yeterliydi. "Toprağa bağlı" yaşayan bu insanlar bir kavram dönüşmesi yaşadı ve "toprağa bağımlılıktan kurtulmak" gerektiğine inanmaya/inandırılmaya başladılar. İlk başta şartlarını, kurgusunu ve ne idüğünü dahi bilmedikleri şehirdeki zenginlik sanki elde edilebilir bir şey gibi gözüktü...