Kayıtlar

Mâ’ûn Suresi

Bu söz sanki Maun Suresi'nin özünü ifade ediyor. Mâ’ûn Suresi Bismillâhirrahmânirrahîm. 1. Bak şu Hesap Günü’nü yalanlayan kişiye! 2. İşte bu tiptir yetimi itip kakan, 3. ve yoksulu doyurmaya teşvik etmeyen. 4. İşbu yüzden, olmaz olsun (böyle) ibadet edenler! 5. Bu gibiler, ibadetin hakiki amacından gafil görünmektedirler. 6. Bunlar öyle kimseler ki, (ibadeti) gösteriye dönüştürürler, 7. ama en küçük yardımı bile esirgerler.

Koronalı Günler 1

Koronalı Günler 1 Evde kalalım, başımızı iki elimizin arasına alıp düşünelim; Ne yaptık, ya da yapmamız gerekirken neleri yapmadık ki başımıza bir şeyler geldi? Nerede hata yaptık, yapıyoruz? Bilmeliyiz ki; başımıza ne gelirse kendi yüzümüzdendir. Üzerimize düşeni yapmadan Allah'tan bir şey istemek haddi aşmaktır, kolaycılıktır, dini de hayatı da, dünyayı/doğayı da anlamamaktır. Dua etmek; Tanrı'yı öne sürerek bir nevi kendine savaşçı, kalkan, mucizevi kahramanlıklar yapan bir lider ya da sihirbaz yapmak değil, bilakis ben bütün zihni, ilmi, bedeni, maddi, toplumsal çabayı gösterdim benim tüm imkanlarım tükendi gayrısına gücüm yetmez deyip durumu içtenlikle ve acziyetle arz etmektedir. Ne güzel tasvir etmişti İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy; bırak çalışmayı, emret oturduğun yerden, yorulma, öyle ya, mevlâ ecîr-i hâsın iken! yazıp sabahleyin evden çıkarken işlerini; birer birer oku tekmîl edince defterini; bütün o işleri rabbim görür: vazîfesidir... yükün hafi...

İnsani ilişkilerde kategorik değil analitik yaklaşım

Koronalı Günler 2 İnsani ilişkilerde kategorik yerine analitik yaklaşım Ben; ebeveynimi, ırkımı, cinsimi, bedeni özelliklerimi, doğduğum coğrafyayı ve tarihi kendim seçmedim. ve sen;  sen de bunları kendin seçmedin. ve diğerleri; hiç kimse yukarıda saydıklarımızı kendi seçmedi.. Evet, ben Türkiye'de müslüman ve Türk, Türkçe konuşan devlet memuru baba ile ev hanımı bir annenin altıncı çocuğu olarak yirminci yüzyılda dünyaya gelmişim. Sen ise; ondokuzuncu yüzyılın sonlarında Rusya'da hristiyan ve Slav, Rusça konuşan çiftçi anne-babanın tek çocuğu olarak dünyaya gelmişsin. Ya diğerleri; Göbeklitepe sakinleri, Mısır piramitlerini yaptıran tanrı-krallar, Romalı asilller, Endülüs'te yaşamış Araplar, Orta Çağ Avrupası'nda yaşamış Germenler, İngiliz sömürgesindeki Hind askerleri, Bosna-Hersek savaşında Boşnak, Hırvat ya da Sırp köylüleri, Saddam Hüseyin'in zulmünde yaşarken üstlerine ABD bombaları yağan Iraklılar, New York'da, California'da lüks ...

NİMET VE BEREKET

Bir insana zor gününde yaptığın yardım onun sana ihtiyacından çok senin ona ihtiyacın içindir. Sana iyilik yapma fırsatı verdiği ve sevap kazanmana vesile olduğu için ona dua etmelisin. Buna mukabil karşındaki bu durumda sana hiç beklemediğin şekilde davranırsa şaşırma ve sırf bu sebeple sakın iyilik yolundan ayrılma. Zira bu aslında onun değil senin sınavındır. Sabır ve şükür ile yoluna devam et. Nimetlerin paylaşıldıkça bereketlendiğini, şükredildikçe çoğaldığını göreceksin. Kendini fakir ve yoksul görüp bunu göz ardı etme; yardım sadece maddi değildir. Bazen bir tebessüm en büyük sadakadır. Unutma! Cömertlik cepten değil kalptendir. 08.03.2013

ALMANYA

Almanya hakkında kısa bir not... Dünyada ülkemiz dışında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının en çok yaşadığı ülke.  Resmi rakamlara göre Almanya'da iki milyondan fazla vatandaşımız yaşıyor. Hiç bir yerde kendinizi tamamen yabancı hissetmeyeceğiniz, her caddesinde, her kurumunda, her ortamında bir Türk'e rastlayabileceğiniz, neredeyse hiç yabancı dil bilmeseniz de idare edebileceğiniz bir ülkedir Almanya. Türkler her yerde. Ticaret, siyaset, akademi ve sporda çokça varız. Sanatta var mı onu bilmiyorum. Üçüncü neslin yaşadığı bir ülkede muhakkak edebiyatta da olmalıyız, bu konuda da bilgim yok. Dünyanın en gelişmiş ilk üç ülkesi arasında her alanda sayılabilen bir ülke Almanya. Bunun tesadüfen olmadığı kesin. Çok şanlı bir mazisi olmasa da, ataları üç kıtada zaferler kazanmış olmasa da, iki dünya savaşından da yenilgiyle çıkmış olsa da, soğuk savaş döneminde bölünmüş bir ülke olarak yıllarca iki parçalı olarak yaşamış olsa da bugün dünyada Almanya deyince akla eğitim, bil...

GK* Sendromu

GK* Sendromu Önce bu sendroma sebebiyet verebilecek altyapıdan kısaca söz edelim. Genellikle ilk çocukluk ve ergenlikte özellikle ailenin ve kısmen de çevrenin etkisiyle yaşadığı ortamdan ve hayattan memnuniyetsizlik. Daima birşeylerin eksik olduğu hissi, maddi yetersizliklerin bir kabus gibi sunulması ve bunun altında yoksunluk, eziklik hissedilmesi/hissettirilmesi. İnsani normlardan, manevi ögelerden çok nispi olarak maddi durumların ve başarıların öne çıkarılması. Bilinçli ya da çoğu zaman bilinçsizce para/servet, makam, şöhret, güzellik gibi maddi unsurların insanın kazanabileceği en önemli şeyler olduğunun ve bunun için yaşandığının öğretilmesi veya farklı yollarla bilinçaltına kodlanması sonucu oluşan etkiyi giderecek bir ebeveynin olmaması bu sendromun temel altyapısını oluşturur. Yukarıdaki altyapıyla yetişen bazı kişiler eziklik duyduğu ne varsa büyük bir şevkle ona yönelir. Eğitim, kariyer, ticaret ve sanat adına ne yapması gerekiyorsa pervasızca ardına düşer....

Çığ

Çığ 1992 yılında Küçük Ağrı Dağı'nın eteklerinden başlayıp Tendürek Dağı eteklerinde kadar Türkiye-İran sınırında 11 karakol ile hudut güvenliğini sağlamakla görevli birliğin komutanı olarak bulunuyordum. Bu karakolların yolları çoğu yerde stablize bile değil, ulaşım askeri araçlarla çok güç ve yorucu, kış aylarında ise büyük bir mücadele istiyordu. Bu karakollardan altısında elektrik, bunların dördünde ise su dahi yoktu. Kış ayları yaklaşırken bağlı olduğumuz üst birlik komutanımız general ile birlikte karakolların üzerinde helikopterle bir keşif uçuşu yaptık. Bu uçuş esnasında komutan bana hem ulaşımı güç hem de elektrik ve suyu olmayan karakolları göstererek bunları kış aylarında kapatmak istediğini söyledi. Bölgenin sorumlusu olarak da benim fikrimi sordu. Bölgedeki ulaşım, muhabere, muharebe destek ve lojistik konularında en fazla güçlükleri yaşayan bizzat bizim birliğimiz olduğu halde komutana bu karakolların kapatılmasının doğru olmayacağını anlattım. Bölgedeki terörist ve...

Şehadet

Şehadet Ağlamayın; hem de üzülmeyin; askerin şerefi şehadettir, hatırası izzettir vatan orduya emanettir.. Analar helal süt verir, topraktan yoğurur civanmerdleri, mayası iman ve asalettir.. Sevinin; sırada bekler vatanın yiğit fertleri, hepsinin gönlü şehadettedir.. Övünün; ne can ne de yârdır dertleri, bizi bekleyen gaza neferleri, her an ve her yerde cansiperane nöbettedir.. Unutmayın; hatırdan hiç çıkarmayın; onlara ölüler demeyin, onlar diridirler Rableri katında ne mutlu onlara; hepsi de asli vatanı cennettedir.. Peyami Bayram 03.02.2020 İstanbul

AYDIN KİMDİR, AYDIN SORUMLULUĞU NEDİR?

Doğrusu, Biz size herşeyi açıklayan âyetler, sizden önce gelip geçmiş olanlara dair misaller ve takvâ sahipleri için öğütler indirdik. Allah göklerin ve yerin nurudur. Onun nurunun misali, lâmbanın ortasındaki yuvaya benzer ki, onda bir kandil vardır. Kandil de bir fânus içindedir. Fânus ise inci gibi parlayan bir yıldıza benzer. O ne doğuya, ne de batıya ait olmayan bereketli bir ağacın yakıtından tutuşturulur ki, o yakıtın, ateş değmeden aydınlatacak bir hali vardır. İşte nur üstüne nur... Allah dilediği kimseyi nuruna kavuşturur. İnsanlara da böyle misaller verir. Çünkü Allah herşeyi hakkıyla bilir. O nur öyle evlerde ışık verir ki, Allah onların yücelmesine ve içlerinde isminin anılmasına izin vermiştir. Oralarda sabah akşam Onu tesbih ederler. (24 Nur Suresi, ayetler 34-36) AYDIN KİMDİR, AYDIN SORUMLULUĞU NEDİR? İnsanlık var olduğundan beri toplum halinde yaşar. Toplumun en küçük birimi de ailedir. Aileden devlete kadar farklı büyüklüklerde, değişik maksat ve inançlarla b...

KİM BU MÜNAFIKLAR?

Resim
KİM BU MÜNAFIKLAR? Kur’an’da birçok ayette münafıklara yani ikiyüzlülere dikkat çekildiğini görmekteyiz. Farklı türleri olabilse de genelde münafıklar gerçekte Müslüman olmamalarına rağmen Müslüman gibi davranan ama içten içe de Müslümanlar arasına ayrılık sokmaya, fitne ve kargaşa çıkarmaya uğraşan insanlardır. Üstelik bu kişiler Kur’an vahyi indirilmeye devam ederken yani daha peygamberimiz hayattayken faaliyetlerine başlamışlardır. Bunların bir kısmı gerçekte Yahudi, Hıristiyan ve müşrik olmalarına rağmen Müslüman gibi görünerek gerek eski inançlarındaki birçok şeyi İslam dinine sokmak gerekse kasıtlı olarak peygamberimizden hiç duymamış olmalarına rağmen birtakım şeyleri dinin emirleriymiş gibi yaymak için çalışan kişilerdir. Kur’an bu konuda her fırsatta hem peygamberimizi hem de inananları uyarmaktadır: “İnsanlardan öyleleri vardır ki: ‘Allah’a ve ahiret gününe inandık’ derler; oysa inanmış değildirler.(Sözde) Allah’ı ve iman edenleri aldatırlar. Oysa onlar, yalnız...