Yola çık, yol açık. Yolun uzunluğu, menzile ulaşmanın güçlüğü, yoldaki muhtemel tehlikeler, yolculuğun zahmeti, yol kesenlerin varlığı, yola döşenmiş engeller, aynı yolda bir süreliğine de olsa birlikte yol aldığın fakat farklı menzile yol alan yolcular ve beraber yol alırken yoldan sapanlar her zaman olacaktır. Sen hedefini netleştirip halisane hayırlı bir niyetle istikamet açını doğru tespit etmişsen, nirengi noktalarında istikamet kontrolünü yaparsan, maddi ve manevi yet erli donanımın da varsa korkma! Kovulmuş şeytandan sığın Allah'a! Haydi. Vira bismillah. Yol açık, yola çık! Peyami Bayram İstanbul 18/05/2016
Kayıtlar
Hasan El Basri
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

Hasan-ı Basri'ye soruldu: - Şiirlerinizdeki ilhamın sırrı nedir? Cevaben dedi ki: - Ben dört şeyi öğrendim; 1. Allah'ın bana takdir ettiği Rızkımı hiç kimse alamaz, buna kalbim ikna oldu. 2. Hiç kimse benim için hayırlı işler yapamaz, bu yüzden onları kendim yapmaya başladım. 3. Allah beni her an görmekte, bu yüzden yaptığım yanlışlardan utanırım. 4. Ölüm beni bekliyor, bu yüzden Allah ile buluşmak için hazırlık yapmaya başladım. Allah hepimize hidayet eylesin.
YOL ÜZERİNE SÖYLENMİŞ ATASÖZLERİ
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
YOL ÜZERİNE SÖYLENMİŞ ATASÖZLERİ Hayat boyu hepimiz gündelik yaşantımızda o kadar çok yol kullanırız ki saymakla bitmez. İşe gidip geldiğimiz yoldan tutun, seyahat ettiğimiz yollar, yürüdüğümüz yollar, menzile varan yollar, kavuşturan yollar, ayıran yollar, kaza yapılan yollar, çıkmaz yollar, hastane yolları, asker yolları gibi çok yol vardır hepimizin hayatında. Bir de mecaz olarak kullanılan yol vardır güzel Türkçemiz'de. İnce kavrayış ve derin tefekkürün izlerini taşıyan, tecrübenin imbiğinden geçmiş atalarımızın hikmetli sözleri yol konusunda bize çok şey anlatır. İşte ciltler dolusu kitaplarla anlatılamayacak o altın değerinde sözler; Zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz ovada yolunu şaşırır Yoldan kal, yoldaştan kalma! Yoldan giden yorulmaz. Yolcu yolunda gerek. Yol sormakla bulunur. Yol bilenle yürüyen, yorulmaz. Yol bilen kervana katılmaz. Yedi adım yolun, bir yudum suyun hakkı vardır. Varsa pulun herkes kulun; yoksa pulun dardır yolun. Tekerlek k...
ŞÜYUU VUKUUNDAN BETER!
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ŞÜYUU VUKUUNDAN BETER! Son günlerde gittikçe artan taciz, tecavüz, çocuk istismarı gibi insanlığın yüz karası suçların çok konuşulduğu bir ortamdan rahatsız olmayan aklı selim bir insan yoktur sanırım. Anc ak nedense önünü ve ardını düşünmeden ilgili, ilgisiz herkes bir şey söylüyor, yazıyor, çiziyor, resmediyor, paylaşıyor. Eskilerin çok güzel bir sözü vardı, "şüyuu vukkundan beter" derlerdi. Yani bir şeyi çok dile getirmek onu bilfiil yapmaktan daha kötüdür. Bu dünya git gide arsızlıklar, hayasızlıklar ve edepsizliklerle dolmaya başladı. Bu durum hepimiz için bir felaket maalesef. Hiç kimse bu durumdan etkilenmediğini ya da etkilenmeyeceğini düşünmemeli. Bütün insanlık aynı gök kubbenin altında, aynı havayı soluyoruz ve aynı şeylerden etkileniyoruz. Ne hristiyan, ne yahudi, ne putperest, ne ateist ve ne de müslüman kimliği taşıyan insanlar kendini bu felaketin dışında görmemeli. Kurtulmuş, cenneti garantilemiş hiç bir ademoğlu yok bu dünyada. Kim kendisini...
FAS İZLENİNLERİM ALLAH, VATAN, MELİK
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
FAS İZLENİNLERİM ALLAH, VATAN, MELİK  Afrika'nın kuzeybatısında, kuzeyinde Akdeniz, batısında Atlas Okyanusu, doğusu ve güneyi çöl olan, parlamenter monarşi(krallık) ile yönetilen, Osmanlı hakimiyeti altına girmemiş tek kuzey Afrika ülkesi. Anadilleri Arapça ve Berberice(%20) fakat her yerde ve resmi olarak dahi Fransızca(kuzeyde buna İspanyolca) ön planda, Arapça ikinci dil veya fakir, eğitimsiz, varoş dili gibi kalmış olmasına rağmen onların konuştuğu Arapça'ya da bariz oranda Fransızca karışmış. 32 milyon nüfusa sahip, 447.000 km2 genişliğinde toprakları olan, Afrika Birliği Üyesi olmayan tek Afrika ülkesi. Başkent Rabat, en büyük şehir Casablanca(Arapça aslı Dar'ul Beyda), diğer önemli şehirleri ise Merakeş, Fez, Meknes. Kral 6ncı Muhammed ılımlı görüşleri ile öne çıkan, oldukça geri düzeydeki refah seviyesine rağmen halkın "fukara babası" diye nitelediği bir monark. Devletin resmi sloganı: Allah, Vatan, Melik(Kral)... Türkiye...
HAKİKATTEN KOPUŞ VE SANAL YANILSAMA
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

Edilgen bir ortam olarak sanal alem ve sanal alem tanrılarının etkisinde gittikçe gerçeklik algısından uzaklaşan ademoğlunun bilinçsiz davranış ve manipulatif eylemleri.. "Yukarıdaki resimde görülen nedir?" diye sorsam cevabınız; "patates ve yumurta" olacak, değil mi? Nasıl da kokusu burnunuza kadar geldi değil mi? Hele de açsanız :) Evet, ilk anda gördüğünüze ve genel kabule göre haklısınız. Fakat durum gördüğünüzün zihninizdeki çağrışımından çok farklı. Bu resim sizi yanıltmak için öyle kurgulanmış. Burada size patates ve yumurta çağrışımı yapmak için hazırlanan menü elma ve yanındaki de yoğurt ve üzerinde şeftali. Nasıl? Şimdi ne hissettiniz? Burnunuzdaki koku nereye evrildi şimdi? Ya ağzınızdaki tatma isteği ile sulanma? Demek ki neymiş, her duyduğuna ve her gördüğüne, yani sana her duyurulana ve gösterilene inanmayacaksın. İstisnasız her konuda bu böyle. Sanal alem denilen dijital ortamda gördüğümüz ve duyduğumuz hiç bir şey gerçek değil. ...
VUSLAT
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
vuslat yolun ucu gözükür her an, içinden bakınca bu dünyanın.. şöyle derim o an; sizin olsun; servet, şehvet, şöhret ve siyaset.. götürmek istemem hiç bir şeyi gideceğim yere bu alemden, kendimi bile.. merhamete kanarken kaynağında ya da yanarken adaletin odunda yalnız siz olun yanımda; hesapsız dostlarım bir de annem.. Peyami Bayram 16/03/2016, İstanbul
SORULAR, SORUNLAR VE BİZ
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
SORULAR, SORUNLAR VE BİZ Eminim bazı sorular birçoğumuzun aklını fazlasıyla kurcalamıştır. Hatta o soruların paralelinde veya çok daha farklı sorular da aklımıza gelir ama nedense ya üstünü örter,sormayız ya da o soru öylece bir kenarında durur aklımızın. Aslında cevaplan(a)mayan her soru insanın iç dünyasında kara delikler oluşturur ve bu kara delikler zamanla başka soruları veya düşünceleri de içine çeker. Daha kötüsü ise içteki bu durum insanın dışına yani tutum ve davranışlarına da yansır. İnsanoğlunun hayatını devam ettirmesi için fiziksel olarak yaşamını sürdürdüğü bir dünya vardır, bir de bu fiziksel yaşamını yöneten ve yönlendiren kendi "iç dünyası" olarak adlandırılan bir alan vardır. Bu insan davranışlarının temel tetikleyicisi olan duygu ve düşüncelerin beslendiği kişiye özel bir durumdur. Aslında sorular bu iç alanın genişlemesi, dinginleşmesi ve üretkenleşmesi için birer besin kaynağı gibidirler. Ne var ki bu besin kaynağı için yeni sorul...
Ölümlü hayat ve sevginin ışıltısı
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Herkes kendine bir yer edinmeye çalışıyor bu alemde. Hiç kimse öteki alemdeki yeri için bu kadar uğraşmıyor. Sanki hiç gitmeyecekmiş gibi! "Şimdi ve burada" olan ile fazla meşgul oldukça insan sonrasını ve öte tarafını ihmal ediyor daima. Halbuki hayat ölümle bitmez, ölümü son bilmek kendini yok bilmektir. Hem yaşadığını inkar edersin ölümü yok oluş kabul edersen hem de anlamı olmaz yaşarken verdiğin bunca emeğin, mücadelenin. Kim neye inanırsa inansın, isterse taştan, tahtadan putlara tapsın sonunda ölüm var herkes için... Bütün insanlar ve inançlar da ölümü aşamadıkları veya ölümdeki gizemi çözemediklerindendir bu dünyadaki kargaşanın, savaşın, sömürünün ve yoksulluğun sebebi. Öncelikle ölüm bize acziyetimizi hatırlatır; "ey insan, sen ölümlüsün ve aldığın nefes sayılıdır" der. Ancak nefis, içgüdü, heves ve arzu bunun üstünü örter ve; "hadi bunu da ye, şunu da iç, onu da yap" der ve insanı önüne katar götürür. Akıl zaman zaman sorgu...
Kriz, ekonomi ve ahlak
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kriz, ekonomi ve ahlak Dünyada bugünkü ekonomik krizin temel nedeni bence arz fazlası, talep noksanlığıdır. Sanayi sektörü artan hızla üretime devam ediyor. Sürekli üretim sürekli tüketimi gerektiriyor. Artık eskisi gibi insanlar ihtiyaç duydukça almıyor. Çoğunlukla ihtiyaç olmadığı halde haz duyma, tüketme arzusu, daha fazlasını isteme, tatminsizlik, amaçsızlık, etkiye açık olma ve buna benzer sebeplerle yeni şeyler almak insanoğlu için bir yaşam biçimi olmaya başladı. Son yüz yıllık tarihte sanayi ve teknolojinin hızla gelişmesine paralel olarak büyük sermayedarlar daha da büyüdü. Sermayenin belli başlı bazı kişi ve gruplar elinde temerküz etmesi yeni dünya sistemini doğurdu ve belki de insani değerlerden gittikçe uzaklaşan hatta vahşileşen bir dünyanın kucağına attı hepimizi. Kağıt para ve modern bankacılık sistemi ile kapitalist ekonomi bütün dünyada kök saldı ve gittikçe kangrenleşti. Sermaye sahiplerinin daha çok kazanma hırsı gelir dağılımındaki eşitsizliği ...