Kayıtlar

Biraz nostalji ve günümüz

Resim
Biraz nostalji ve günümüz... 1977 yılında henüz 11 yaşında bir çocuk olmama rağmen o yıllardan beri insan ve toplumsal yaşamla ilgili konularda gözlem yapma veya gözlemleri okumaya devam etmekteyim.  O yıllarda televizyon ve internet gibi hayatımızı işgal eden gizli güçler henüz yoktu.  Belki televizyon vardı fakat gündelik yaşantımızı yönlendirmede etkisi bugünküne oranla çok çok azdı.  İnsanlar daha çok gazete, dergi, kitap okur, çeşitli sohbet ortamlarında bulunur ve birbirleriyle yüzyüze iletişime geçerlerdi. Doğrudan iletişimin bir diğer yolu da mektuplardı.  Evet, biz doğrudan iletişime geçmek istediğimiz insanlara fiziken ulaşmamız mümkün olamadığında mektup yazardık. Bu kişiye özel bir durumdu. Onun için vakit ayırmak, duygularını toparlayıp düzenleyip kağıda dökmek ve bunu iletmek için maddi bir bedel de ödemek gerekirdi.  Yılbaşı ve bayramlarda tebrik kartları satılırdı ve herkes aile ve sosyal çevresine göre ve tabii ki bayramın cinsine gör...

Uzaktaki Tanrı

Tanrı ne kadar uzakta  veya kim O'na yakın? Önce sanki bir iltifat gibi  varlığını kabul edersin,  sonra O'na  uzaklarda bir yer  seçer  kendinden olabildiğince uzaklaştırırsın. Kendinden ne kadar uzakta tutmak istersen o kadar uzağa atarsın O'nu.  Uzağa gönderen bizzat kendin olduğundan istediğinde çağırır, kendine yaklaştırır, yakınlık kurar, samimi olur, hatta emrine amade edersin.  Hem böylece O'nu uzağında tutmakla kendine ait özgür bir hayat alanı açmış olursun(!). Ne istesen yaptırırsın O'na.  İste sana iş, aş, sağlık, aşk, evlat, mal, makam vs versin.  Ya da düşmanları, hastalıkları, belaları, musibetleri def etsin.  Fakire gökten sofra indirsin, mazluma yardım için gökten melek göndersin.  Senin güvenliğin için gökten inen O'nun orduları savaşsın. Çoluk çocuğa doğru yolu ve istikameti yine O'nun görünmez varlıkları göstersin.  Dünyada ne kadar savaş, arsızlık, yolsuzluk, hırsızlık, fitne ...

İRAN İZLENİMLERİM

Resim
Dünyanın kuruluş tarihi olarak en eskilerinden(M.Ö. 625) olduğu halde halen yaşayan belki bir kaç ülkesinden birisi. 1.648.195 km2 lik yüz ölçümü ile Türkiye'nin yaklaşık iki katı. 77.177.000 nüfusu ile yaklaşık olarak ülkemizle aynı. Petrol ve doğalgaz gibi çağımızın en önemli enerji kaynaklarına sahip. Dahası; bu enerji kaynağı ürünleri ihraç edebilen bir ülke. Yani bu anlamda dışa bağımlılığı yok, bilakis getirisi var. Coğrafi konumu ve iklim şartları itibariyle tarım ürünlerinde de ihracat yapan bir ülke. Kısacası dünyada çağımızın en önemli iki unsuru olan enerji ve tarım(gıda) ürünlerinde hiç bir dış bağımlılığı olmadan yaşayabilecek dünyanın ender ülkelerinden birisi. Bununla beraber diğer önemli bir husus olarak yeterli su kaynaklarının olduğunu da belirtelim. Çok uzun bir tarihi geçmişi olan, kökleri Pers İmparatorluklarına dayanan İran çok önemli bir kültür ve medeniyet havzası aynı zamanda. Dolayısıyla turizm açısından da çok önemli bir bölge.  B...

Yol, dost, gayret ve İman

Yol mu aradın bulamadın; Aç kitabı hidayet var! Dost mu aradın bulamadın; Dostluğun kadar dostun var! İş mi aradın bulamadın; Gayretin kadar işin var! Güç mü aradın bulamadın; İmanın kadar Rabbin var! Peyami Bayram 23/10/2015 İstanbul-Bakü

Sandık

Ne mal ne haz ne hayal sandığın; Mahkeme-i Kübra'ya gidecek çeyiz sandığın.. Peyami Bayram 14/11/2015, İstanbul 

Vatan Sağolsun II

Resim
Vatan Sağolsun II Anam tarlada doğurmuş beni.  Köyde büyüdüm, yazlarım tarlada geçti, kışlarım ahırda. Çiftçilikti  bizim kaderimiz, Böyle dedi büyüklerimiz.. Topraktan beslendik, yine toprağa gireriz. Elbet bilirler her bir şeyi; her hanede ya şehit vardı ya gazi, o yıllar tazeydi hatıralar; canlıdır  vatan, millet ve Sakarya.. Sonrasında arar olduk ekmeği, aşı.  Hele durun, bir  batılı olalım hem süt akacak çeşmemizden bal da arkadaşı.. İkinci Cihan Harbi yılları ekmeği karneyle aldık, peşinden yerimizi ABD safında bulduk.  Kara lastik, patiska, gazyağı, tuz ve şeker.. Elektrik yok,  yollar şose, hastane ne gezer.. Kara trenle uğurlandım askere.  Bitlendik, susuzluktan kışlada.  Olsun,  Ali mektebinde okuma yazmayı öğrendim ya.. Bir de onbaşı oldum gelmeden teskere.  Askerden sonra şehrin yolunu tuttu bizim köyün g...

Vatan Sağolsun I

Resim
Vatan Sağolsun I Biz, adam gibi çocuklardık; daha onyedisine varmadan  ev geçindiren, askerde  evlat hasreti çeken.  Babamın  künyesini getiren posta memuru  yükledi omzuma  bu yükü.     Hem ağırdı  hem de zor.  Onu sen gel  bir de  anama sor.  Babamın yolunu  beklemekle geçti, dua dolu günler, geceler.  Türkülerde,  manilerde hep hasret  doludur  heceler.  Anam  daha onaltısında, bebesi karnında, seferberliğe  yolladı erini.  Ben ondört yılda  iki kez gördüm  yüzünü, hatırlamam bile ilkini, son defasında eski esvaplar  içinde  hatırlarım  gaza neferini.. Ablamı ondördünde   gelin etti, beni onaltı yaşımda  everdi anam.  Geçim lazım,  kuvvet lazım  dedi tarlada  sapanda. Çalışmaktı  bizim  yegane meşgalemiz, durmadan,  yorulmadan, kış de...

BARIŞ İÇİN TAARRUZİ BİR SAVAŞ

Resim
BARIŞ İÇİN TAARRUZİ BİR SAVAŞ Benim inancıma göre her zaman barış esastır, savaşı çıkaran taraf olmamak şartıyla gerektiğinde savaşmak ise kaçınılmaz bir şarttır.  Bu da yine barışı sağlamak içindir.  Ayrıca en iyi savunma da taarruzdur.  Savunma veya geri çeklime gibi yöntemler geçici taktikler olabilir, kesin neticeyi almak için taarruzi hareket şarttır.  Buraya kadarki işin teorik kısmı.  Günümüzde yaşanan pratikliğe gelince;  bölgemizde 1. Dünya Savaşı'nda çizilen sınırlar(paylaşımlar) emperyalistlere yetmemiş ya da tam uzlaşamamışlar veya gelişen şartlara göre yeni nüfuz alanları kazanmak için 25 yıldır ciddi bir savaş zaten yürütülüyor.  İsrail başta olmak üzere İran, Irak, Lübnan, Suriye, Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün ve Körfez ülkeleri bu savaşın öyle veya böyle içindeler.  Dışarıdan ise ABD, İngiltere, Fransa, Rusya, Almanya ve Çin bu savaşın hazırlayıcısı, planlayanı, provokatörü, lojistik destekçisi, istihbarat sağ...

Dört Soruya Cevap

Dört Soruya Cevap Epey zaman oldu, Facebook'ta "Büyük Sorular" başlığı ile dört soru paylaşmıştım. Şimdi bu dört soruya benim cevap/yorumumu burada paylaşmak istiyorum. Önce soruları tekrar okuyalım. Büyük Sorular 1. Yahudi, Hristiyan ve Müslümanlar aynı ortak kaynaktan, yani Allah'tan gelen vahiyle beslendikleri halde neden bugün farklı farklı dinler haline gelmişlerdir? 2. Yukarıdaki soruya paralel olarak, Allah Hz. Musa'ya, Hz. İsa'ya ve Hz. Muhammed'e farklı kitaplar/dinler mi gönderdi? Eğer öyle ise neden? Bu Allah'ın tevhidine(birliğine) uygun mu? 3. Müslümanlar bütün peygamberlere ve kitaplara iman ettiklerine göre sapmış ve sapıtmış olduklarına inandıkları Yahudi ve Hristiyanların tahrif edilmiş kitaplarına nasıl iman ediyorlar? 4. Bir tek ortak kitaba(Kur'an-ı Kerim) inandıkları halde 1,5 milyar nüfuslu 15 asırlık İslam alemi neden bugün pek çok konuda farklı düşünce ve yaşam tarzlarını bünyesinde barındırıyor ve hatta b...