Kayıtlar

Dijital Çağ ve Sosyal Medya İçerisinde bulunduğumuz dijital çağın kişisel yaşantımıza, aile hayatımıza, hısım-akraba, komşuluk ve arkadaşlık  ilişkilerimize ne kadar etkisi olduğunu hepimiz biliyoruz.  Bir kısım olumlu etkilerin yanında pek çok olumsuz etkilerinin olduğunu herkes konuşuyor bu dijital çağın. Çoğu zaman şikayetçi olduğumuz gittikçe bozulan ilişkilerin tek sorumlusu olarak yaşadığımız çağı ve çevreyi göstermek artık sıradanlaştı sanırım. Bence teknik olarak "süper iletişim çağı" diyebileceğimiz bu devir aslında insani iletişimin çok yara aldığı, yanıltma ve yanılsamaların birbirine girdiği, normların yerle bir edildiği, formların ise tanınmaz hale getirildiği tarihin farklı bir evresine geçiş süreci olarak tarihe geçecektir.  Bu çağın geleceğinde ya büyük bir çöküşün ve felaketin ya da insanlık tarihinde yeni bir medeniyetin kuruluşuna şahit olacaklar o günleri görebilenler.  Çöküşün bir parçası olmamak ve yeni bir medeniyet inşasının t...

Ne boş işlerle uğraşıyoruz..

Ne boş işlerle uğraşıyoruz.. Siyaset, magazin, medya ve spor dünyasının oyuncuları ne yapsalar haber haline getiriliyor.  Kim tarafından?  Tabii ki medya. Aslında vatandaşı ilgilendiren tarafı dedikodu malzemesi olmasından öte asla haber değeri olmayan konular bunlar. Sonra,  bütün millet bu haber kırıntısı bile diyemeyeceğimiz zokaya atlıyor. Al sana bir dolu gereksiz tartışma, konuşma, gevezelik. Hele ki kendisine bir kuruşluk faydası olmadığı halde bu mevzulara dalan gariban halk yok mu! Ne demeli bilmem ki? Yok bilmem kim filankeşe ne demiş, o da ona şöyle demişmiş,  kim kiminle berabermiş,  kimlerle kimler ne işler çevirmişler,  aşna fişnalar, birinin iftirası, ötekinin sataşması, yalanlar, düzenler, falan filan. Sana ne kardeşim;  evde tencerede kaynatacak bulguru borçla alırsın, kredi kartlarıyla kuyruğunu bağlamışsın, Çocuklarının eğitim, iş, aş, gelecek ve güvenliği ile ilgili ne düşünüyorsun? Sen ona bak! Bir dirhem ...

Günahın Patolojisi

Günahın Patolojisi I Yıllar sonra bile hatırlamak istemediğiniz anılarınız olur. Hüzün, ayrılık, korku, umutsuzluk, hayal kırıklığı, ihanet, başarısızlık, terk edilme, aldatılma, zulüm ve daha nice can yakıcı haller gelmiştir insanın başına. Bununla beraber daha beter olanı ise insanın bu kötü anılarının içinde kendi kusurunun olmasıdır. Eğer yaşadığınız her türlü olumsuzlukta sizin de bir parça payınız bulunmuşsa işte o anıyı ne silebilirsiniz ne de kendinizi affedebilirsiniz. Bazı durumlar vardır ki aslında tamamen sizin özelinizde yaşanmışlığı vardır, belki sizden ve Allah'tan başka hiç kimsenin bilmediği bir şeydir o. Fakat sizin inancınız, sosyo-kültürel durumunuz, aldığınız eğitim, terbiye ve yaşam tarzınız o davranışınızı kendi kendinize aklamanıza müsaade etmez. İşte günahın patolojisi budur sanırım. Çoğu kez günah deyince büyük ve başkalarını da içine alan bir zararlar ve hasarlar zinciri akla gelir. Oysa ki günahın birincil etkisi kişinin kendisine yöneliktir....

Müebbet Sevgili

Müebbet sevgili Hep aklımdasın.. Unutmak istesem de her an yanımdasın. Senden uzak duramam, sensiz de olamam Kavuşma anını bilemesem de hayat seninle anlamlı Sensizlik mi? Aklımdan bile geçmez.. Nasıl olur? Bazılarının aklına bile gelmez. Seni yok sayar, sana yan bakar, sana lanet okur, senden korkarlar.. Bilseler ki; dertlerin sonu sende, sırların kapısı sende, kavuşmalar sende, bitmeyen mutluluk senle.. Ne güzeldir sana hoşgeldin diyebilmek. Ne senden uzak ne de sana yakındır gönlüm. Nereye gitsem heybemde umut, aklımda hep sen. İçim dışım bir olsun; budur tek gayem. Seni sevmesem yaşamazdım bu hayatı gülüm. Nasılsa biliyorum yolun sonunda beklediğini; Sevgili ölüm. Peyami Bayram 26/02/2015
Selamı herkese verin, gülümseyin insanlara, umutlandırın onları, yüreklendirin pısırıkları, sevindirin biçareleri, iyiliği, güzelliği herkes için dileyin, kendinizi de asla unutmadan, yarına sağ çıkarsa temiz kalmalı insan ! Peyami Bayram 10/03/2015 Chicago
SORULAR, SORUNLAR VE BİZ Eminim bazı sorular birçoğumuzun aklını fazlasıyla kurcalamıştır. Hatta o soruların paralelinde veya çok daha farklı sorular da aklımıza gelir ama nedense ya üstünü örter, sormayız ya da o soru öylece bir kenarında durur aklımızın.  Aslında cevaplan(a)mayan her soru insanın iç dünyasında kara delikler oluşturur ve bu kara delikler zamanla başka soruları veya düşünceleri de içine çeker. Daha kötüsü ise içteki bu durum insanın dışına yani tutum ve davranışlarına da yansır.  İnsanoğlunun hayatını devam ettirmesi için fiziksel olarak yaşamını sürdürdüğü bir dünya vardır, bir de bu fiziksel yaşamını yöneten ve yönlendiren kendi "iç dünyası" olarak adlandırılan  bir alan vardır. Bu  insan davranışlarının temel tetikleyicisi olan duygu ve düşüncelerin beslendiği kişiye özel bir durumdur.  Aslında sorular bu iç alanın genişlemesi, dinginleşmesi ve üretkenleşmesi için birer besin kaynağı gibidirler. Ne var ki bu besin kaynağı iç...
Vaktini biriktiremiyorsan yapacaklarını ne diye biriktirirsin? ** Nakit kaybeden yarın bulabilir, vakit kaybeden yarını bulamayabilir! ** Soru sormak aklı olanın işidir, Hesap sormak haklı olanın işidir. ** Evvela kendine karşı s amimi  ve  dürüst olmalı  insan . Eşe dosta  hoş görünme çabası ölü yüzü pudralamaya benzer. ** İzzet ve şerefini ikbal ve imajına ezdirmeyen insan erdemli kişidir. Peyami Bayram 08/03/2015 Chicago

Amerika

Resim
Amerika bir rüya değil tamamıyla bir gerçek. kahrolasıca bir ülke mi? bence  değil.. kolaydır ham hayaller. fukara tesellisidir özenti ya da lanet. ahmak işidir uzanamadığı nimeti kötülemek. sabah namazı kılmıyor burada hacı abiler, fazlaca tesbih de çekmiyor hacı ablalar, bizim namaz vaktimizde herkes yollarda erkenden işinin başında herkes.. sabah sabah klakson çalan dolmuş şoförleri de yok, trafikte  herkes sakin, sokak ortasında ya da her yerde öfke yok. Saygılı, birbirini dinleyen, kategorize etmeyen insanlar gördüm hep beyaz, siyah ırktan, ispanyol, italyan, arap  ya da türk.. ne olduğunuz değil nasıl olduğunuza ne yaptığınıza bakıyor hem insanlar hem de sistem. potansiyel suçlu değilsiniz burada herşey sizin beyanınıza ve  doğru olduğunuz varsayımına dayanmış. ABD'nin  dünyada  yaptıkları mı dediniz? Devletler  ve  ...

Adem’in Çucukları 1

Adem'in çocukları 1 İblis bizden uzaktı, biz ona yaklaştık. kardeş kanı dökünce; daha da yakınlaştık. acılar çektirdik birbirimize; kin,   nefret,   haset,   öfke,   ve  şiddetle.. melekler  secde ederdi bize; kibirle şeytanlaştık.. Tanrı   bir şans verir, isteyene   bol gelir.. haz peşinde koşanlar bir de hızlı olanlar, güce tapanlarla   hele de   nefsinde put yapanlar ateşe   süratle yol alılar.. sev   kardeşini, düşman bilme eşini, mal biriktirme, bir de   düşme  n efsin peşine, çalış rızkın için, paylaştır   fazlasını konu komşuna.. cennet mi istedin al işte sana! helal lokma   yediğin  içtiğin, gülüp eğlendiğin  evin.. bir de   şükran dolu gülen gözlerindedir   etrafındakilerin.. Peyami Bayram 24/02/2015
Resim
Nasıl yaşarsak öyle ölürüz, hangi iş üzere ölürsek öylece diriltiliriz! Şöyle bir düşünsek; Hayatta en çok neler ile meşgul oluruz? Eşimiz, dostumuz, konu-komşu veya akrabamızla bir araya gelince ne konuşuruz.? Kafamızda hangi işler, planlar, projeler var? Kimleri dost ve arkadaş ediniriz? Kimlerle daha yakın olmak için çaba sarf ederiz? Çocuklarımızı nasıl yetiştiririz,onları ileride ne olarak görmek ister ve onlara ne bırakmak isteriz? Yarınlarımız için ne planlarımız var? Kimleri severiz, kimlerden nefret ederiz? Nerede ve nasıl yaşamak isteriz? Paramızı nereden ve nasıl kazanırız, nerelere ve ne için harcarız? Başımız sıkıştığında kime ve/veya neye müracaat ederiz? Darda kalınca kimden yardım ister, kimden medet umarız? Aslında bizim ne idüğümüzün özeti bu soruların samimi cevaplarında gizlidir. Haydi soralım kendimize ve içtenlikle vereceğimiz cevaplarla bakalım kendi kendimize neymişiz, nasılmışız? Hayatın her anında nasıl bir duruşumuz ve davranışımız ...