Ramazan ayının düşündürdükleri 1
Biz müslümanlar her yıl Ramazan ayında bir ay aralıksız olarak oruç tutuyoruz. Sabahın ilk ışıkları ile başlayan orucumuz gün batımında sona eriyor.
Oruç tutmaya niyetlenen bir müslüman normal günlük yaşamına devam ediyor. Ancak oruçlu olmadığı günlerden farklı olarak hiçbir şey yemeden, içmeden ve cinsel münasebette bulunmadan akşama erişmesi gerekiyor. Görünürde çok da zor olmayan bir şey gibi görünüyor. Sağlıklı olan herkesin yapabileceği bir şey gibi. Öyle, gerçekten de sağlıklı bir insan için sabahtan akşama kadar sabredilecek bir durum. Çok sıcak günlerde susuzluk, ve ağır işlerde çalışmak durumunda ise hem açlık hem de susuzluk sağlıklı insanlar için dahi dayanılması zor olabilir elbette. Fakat bu durumda bile sabır ve tahammül boyutları insan iradesini aşan şeyler değil. Önemli olan inanmak, niyet etmek ve azimle sabretmektir.
Aslında paylaşmak istediğim bunun çok ötesinde bir şey var.
Yıllardır tuttuğum oruç bana başka bir kapı aralıyor. Her sabah gün ağarırken başladığım ve akşam ezanı ile iftar ettiğim her bir oruç bir gün değil de bir ömrün özeti gibi geliyor bana. Gün boyunca önümde, erişebileceğim her yerde bulunan yiyecekler çok aç olsam da bana yasak/haram ve susuzluktan damağım kurusa da bir yudum su bile bana haram. Helal kazançla elde edilmiş tertemiz ve helal olan bu yiyecek ve içecekleri bana bu süre içerisinde haram kılan ise sadece benim oruca niyet eden iradem. Oruç öyle bir ibadettir ki benim oruçlu olduğumu benden başkasının bilmesine imkan yoktur. Yani yemek içmek konusunda öz iradem dışında beni hiç bir kimse ve güç durduramaz. Aslında görünürde aç ve susuz olarak zayıf olduğum ilk akla gelen bir durum olsa da oruç her yıl benim irademi çelik gibi daha da güçlendiriyor.
İşte bu bir gün tutulan her bir oruç ve Ramazan ayı bir hayatın özeti gibi gelir bana. Hayat boyu önümde serili yiyecek, içecek, cinsellik, mal, mülk, makam ve benzeri envai çeşit imkanı hayatımın son nefesine kadar inancımın ilkeleri çerçevesinde helallik ölçüsü ile değerlendirir ve haram olana asla uzanmam.
Oruçlu geçirdiğim her günün sonunda iftar ederken bir yudum suyun, bir lokma yiyeceğin değerini iliklerime kadar hissederim. İftar soframı ailem, dostlarım, varsa muhtaçlar ve komşularım ile paylaşmaktan bambaşka bir haz duyarım. Ramazan ayının sonunda ise bir ay boyunca ortaya koyduğum iradenin mükâfâtını bir bayram şenliği içinde tüm ailem, dostlarım ve komşularım ile birlikte kutlarım.
İşte böyle; tıpkı oruç tutar gibi bir hayat yaşayıp uzanabileceğim halde harama el uzatmadan, erişebileceğim halde haram işlere bulaşmadan bir hayat yaşamak. Ömür boyu helali istemek ama onun da zamanını beklemek müslüman bir irade sahibi için hayat yolunun kısa bir özetidir aslında. Cennet; iradesini bu yönde kullanan ve sabreden kulları için Allah’ın sınırsız nimetlerini hesapsızca sunduğu en büyük ve en güzel bayram yeridir. Ne mutlu o bayrama kavuşana.
Bu sebeple onbir aya sultan olmuştur Ramazan ayı.
Her sene oniki ayın bir ayında bu talimi yapmazsam nefsim irademe ipotek koyar, beni şeytanın hileli yollarına çeker, Allah’ı unutturur. Ya sonra? Ölüm gelince hangi hazırlık ve hangi sicille ayrılacağım bu dünyadan? Hangi yüzle ve nasıl çıkarım oniki ay boyunca unuttuğum hesap verilecek o makama?
İşte bu yüzden iyi ki oruç var, iyi ki Ramazan var. Öze, yaratılış koduna, fıtrata dönüş, yeniden dirilişe ve ebedi kurtuluşa vesiledir Ramazan. Sabretmeyi, sebatkâr olmayı, sınırları gözetmeyi, kanaati, israf etmemeyi, nefse hakim olmayı ve olanı paylaşmayı bize talim ettiren hep Ramazan günleridir.
Ben de Ramazan günlerini her yıl yeniden yenilenmek ve kirlerden arınmak için bir fırsat olarak kabul ediyorum. Ve elbette sonunda kavuşmayı ümit ettiğim cennet nimetleri içindeki o en güzel bayramı bu hayat yolculuğunda benimle beraber olan tüm ailem ve dostlarımla birlikte kutlamak istiyorum inşallah.
Peyami Bayram
5 Nisan 2023, 14 Ramazan 1444
Arnavutköy, İstanbul
Yorumlar
Yorum Gönder
Lütfen yorumlarınızda isminizi belirtiniz. Teşekkürler.