Kayıtlar

Ekim, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Nasihat 6

Nasihat 6 Gençlerin yetiştirilmesi bağlamında aslında okulların çoğu bir işe yaramaz, hatta en iyisi bile.. Şayet bir insanın amacı, hedefi, ülküsü, ideali ve istikbale dair bir planı yoksa verilen eğitimi nerede öğüteceğini, nasıl sindireceğini ve hangi yolda sarfedeceğini bilemediğinden öğrenim hayatı diploma edinme sürecinden öteye gidemiyor. Çocuklarımıza bir istikamet çizemez, onlara koşacakları bir hedef gösteremez, içinde bulundukları zamana ve mekana ilişkin farkındalık düzeylerini artırmalarına yardımcı olamaz isek yarınlarımız için hiç bir şey yapmış olamayız. Kim ne derse desin aileden daha iyi bir okul, ebeveynden daha iyi bir öğretmen olamaz. Bu sebeple evlilik ve çocuk dünyaya getirme konusunda gençlerimize çok iyi rehberlik edilmeli, duygu ve bilgi düzeyleri yükseltilmeli, maddi yönden sosyal ve kamu desteği sağlanmalıdır. Eğitim sistemi çocukların istidadı ve toplumun ihtiyacına göre meslek odaklı planlanmalı, buna bağlı olarak çocuklara üretime katkıda bulunm...
Bugün günlerden Aşura Aşura gününde yaşanan Kerbela acısının ve belki bugünlerdeki müslümanlar arası her türlü çatışmanın temeli iktidara karşı nasıl bir muhalefet güdüleceği konusunda hala adam akıllı bir teamül geliştiremeyen biz müslümanların hilafet tarihinin başlarındadır sanırım. Resulullah'(as)'ın vefatından sonra Hz. Ebubekir'i tanımayıp beyat etmeyen, daha sonra Hz. Ömer zamanında ona beyat etmeyen, Hz. Osman döneminde yine beyat etmeyen bazı sahabeler vardı. Hz. Ali'ye geldiğinde artık iktidara karşı olanlar muhalefetin boyutlarını çok ileri götürüp silaha sarıldılar. Gerçi önceki iki halife de muhaliflerin sinsi planları ile katledilmişlerdi ama karşılıklı cephe oluşturup silahlı çatışmaya gidilmemişti. Muhalifler Hz. Ali'nin karşısına silahlı birliklerle dikildiler, daha da ileri gidip mızrakların ucuna Kur'an ayetleri asıp saldırdılar. Başlarında ise Hz. Aişe annemiz vardı maalesef. Şimdi ben diyorum ki orada olsaydım ben de annemin karşıs...

Günah ve iman,,

Günah işlemekten korkmayan yoktur, yasak fiili yapmanın nefse verdiği anlık hazzın cazibesidir aklı baştan alan, gönül çelen.  Sonuçta nefsaniyetle elini ateşe uzatanın eli yanar, lakin pazarlıksız bir imanla bedeni ateşe atılana gül bahçesi sunulur. 18/10/2018 İstanbul

"İlk taşı günahsız olanınız atsın"

"İlk taşı günahsız olanınız atsın" Çok konuşan, çok eleştiren, çok yorum yapan, ve ne hikmetse çok bilen(!) bir toplum olduk. Bu bize sivilliğin, demokrasinin, özgürlüğün ve de çağdaşlığın bir getirisi sanırım.? Sorsan herkes demokrat, özgürlükçü, halkçı, namuslu, hak-hukuk güder, vatansever, bilimsellikten yana, vs. Sanki bu ülke yaşamadı darbeleri, sanki  bizim gençlerimiz kırmadı birbirini, sanki biz değiliz birbirini ötekileştiren, sınıf ve statüler oluşturan, sanki Amerikalılar vergi kaçırdı, sanki Çinliler üretti bozuk malları, sanki Fransızlar yaptı çürük inşaatları, ya da Ruslar kadınlarımıza şiddet uyguladı bu ülkede. Hepimizin elleri kirli! Hepimizin elinde kendimizi karanlıkta bırakan tam karşıya tuttuğumuz bir el feneri. Aynaya bakmayı sevmeyen bir toplumuz. Kendi kusurlarımıza mazeret üretmekte, "öteki"nin kusurunu abartmakta çok mahiriz. Özellikle gençlerimize seslenerek diyorum ki; eğ...

İnsanımız ne halde?

Bu ülkenin insanları evde ana-baba, okulda öğretmen, işyerinde patron, kışlada komutan, karakolda polis, evlenince koca dayağı ile yo(ğ)rulmuştur. Bu en azından bizim yaşlarda olanlara kadar böyledir. Belki bu yüzden bizim insanımız; biraz nobrandır, yüzü gülmez, bakışları donuktur. Sosyal ilişkilerinde çekingen, medeni cesareti noksan ve en önemlisi; belki bu yüzden şiddet eğilimli ve her an patlamaya hazır barut fıçısı gibidir. Sevgi tohumlarının ekilip yeni filizlenecek sevecen, güler yüzlü, merhametli, tatlı dilli, hoş sohbetli, özgüveni yüksek, çalışkan, özverili, olgun ve asil karakterli insan yetiştirmek için bu toprakları nadasa mı bırakmalıyız yoksa? 9 Eylül 2014 İstanbul