Kayıtlar

Nasihat 10

Boşuna dönüp dönüp arkana bakma. Arkada bıraktıkların geçmişte kaldı. Geçmiş; ha dün ha beş veya on yıl evvel ne fark eder.. Ne sen geriye gidebilirsin ne de o günler şimdiye gelir. Hayal kurmak elbette güzeldir. Lakin hayal geçmiş zamanların hatıralarına değil gelecek tasavvuru için kurulur ve bugünden yaşanır. Bugünden emek vermediğin şeylerin hayalini istikbalde yaşama beklentisi beyhudedir. Geçmiş geçti gitti. İçinde yaşadığın bugün geçmişin pırıltılı günlerinin veya pişmanlıklarının üzerine hayal kurman için değil geleceğine plan yapman içindir. Gelecek henüz gelmedi ve en yakın gelecekte dahi senin olup olmayacağının bir garantisi yok. Dünkü olumlu veya olumsuz anılarını iyi değerlendirebilirsen onlar senin kıymetli sermayendir.  Bu sermaye cebindeyken gelecekteki hayaline ulaşmak için iki şeye ihtiyacın var; Önce istikametini doğrult, sonra sana o istikamette yoldaşlık edecek dostlarını seç. Şimdi planını yap.  Bu planını seçtiğin dostlarınla, bütün detayları ile şeffaf...

Başörtüsünün 34 yıllık serencamı

Resim
Bugün mezunu olmakla şeref duyduğum Kara Harp Okulu'ndan mezun olan teğmenler törenle diplomalarını aldılar.  O  muhteşem mezuniyet ve sancak devir teslim törenini ç ocukluk yıllarımdan itibaren her yıl merakla izlediğim gibi hala aynı heyecanla izlerim.  Bu yıl mezun olan  pırıl pırıl genç teğmenlerimizi can-ı gönülden tebrik ediyorum. Allah hepsini vatana, millete hayırlı hizmetlerde bulundursun, başarıları daim olsun.  Özellikle seksenli, doksanlı yıllarda başörtüsü düşmanlığı yapılan, irtica kovalamacası oynanan bir ortamı bizim nesil yaşadı. 34 yıl önce diploma aldığımız gün irtica soruşturması geçirmiş bir Harbiyeli olarak atılmadan mezun olabilmenin buruk sevincini yaşadığımı çok iyi hatırlıyorum. Zira teğmen olmakla atılmanın bir türünden kurtulmuştum. Fakat bundan sonraki her YAŞ toplantısında yüreğim hop edecekti. Dahası cadı avına çıkmış gibi peşimize düşenlerin verdiği rahatsızlık, evlendikten sonra eşimin başörtüsü yüzünden dışlanmalarımızı, hor gör...

USTA ARANIYOR

İşinin erbabı, mesleğini severek icra eden, işini hakkıyla yapan, yeniliklere açık, kendini sürekli geliştiren, malzemeden çalmayan, sözünde duran, yalansız, dolansız iş yapan, zamanında başlayıp vaktinde bitiren, yanında çalıştırdığını hem eğiten hem doyuran, müşteri memnuniyetini önceleyen, beğenilmeyen ürün ve hizmeti zorla kabul ettirmeye çalışmayan, işine ve ürününe hile katmayan, hak ettiğinden fazlasını istemeyen, müşterisini, patronunu, tedarikçisini, çırağını, kalfasını aldatmayan, bilmediği, anlamadığı işi sırf para kazanma hırsıyla üstlenmeyen, kendisine yapılmasını istemediğini başkasına da yapmayan inşaat, otomobil, tesisat, elektrik, gıda, mekanik, temizlik, çiftçilik, kunduracılık, berber, kuaför, marangoz, demirci ve diğer tüm sektörlerde ve branşlarda USTA ARANMAKTADIR. Bulanın, bilenin en yakın dostuna bildirmesi iinsanlık namına rica olunur. Not: Söz meclisten içeri :) Peyami BAYRAM 1 Eylül 2021 İstanbul

Babam ve Köy Enstitüleri

Bir kaç yüzyıllık yenilgiler ve geri çekilmelerin ardından yokluk ve sefalet içindeki bir yurdun evlatları adeta küllerinden yeniden doğarcasına inşa ettikleri Türkiye Cumhuriyeti tarihinin çok önemli atılımlarından biri de Köy Enstitüleri ile yapılmıştır şüphesiz. Harap ve bitap düşmüş, yokluklar içindeki bir milletin eğitim noksanlığı giderilmeden tekrar ayağa kalkması düşünülemezdi. İşte Hasanoğlan gibi örnek bir kampüste yetiştirilen köy çocukları tekrar köylere döndüklerinde on parmağında on marifetle donanmış olarak birer eğitici, öğretmen, sağlık memuru,, hemşire ve sanatkar olarak halka ışık saçtılar, örnek oldular, umut oldular. Makus talihini yenmekten ümidi kalmamış bir milletin çocukları okumayı, öğrenmeyi, gelişmeyi ve daha pek çok şeyi onlardan öğrendiler, onların sayesinde sevdiler. Bunu nereden ve nasıl mı biliyorum? Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nden mezun, yıllarca köylerde gece-gündüz, kar, yağmur, çamur, fırtına demeden, Allah rızası ile millet ve memleket sevdası d...

Medya ve sosyal medyanın büyüleyici, etkileyici ve yok edici gücü üzerine düşünceler

Resim
  Medya ve sosyal medyanın büyüleyici, etkileyici ve yok edici gücü üzerine düşünceler.. "Gazete, size söylettirmek istediğini söylediğinizi varsayıp yazan bültendir." (Ursula K. Le Guin, Mülksüzler) "Halkı diğerlerine karşı öfkelendirirsek karınlarının açlığını unuturlar." Charlie Chaplin Sevgili dostum, Bu dijital iletişim araçları seni o kadar iyi tanıyor ki sürekli içinde kalman için seni kolayca manipüle ediyor. Önceden vakit geçirdiğin şeylerin benzerlerini önererek sürekli vaktini alıyor. Böylece daha da fazla veri almış oluyor. Ve seni daha da iyi tanıyor. Keşke iyi niyetli olup içine çekmese. Ama ilk önce bunların sahiplerinin sıfır ahlaklı kapitalist devler olduğunu bilmen lazım. Ve bu sözde iletişim araçları ve onların içindeki çeşitli uygulama, oyun, sosyal medya vb yazılımların hiçbiri bedava ya da hayrına ya da iletişim kolaylaşsın diye yapılmış veya üretiliyor, işletiliyor değil. Adamlar sıfır üretim, sıfır mamul sevkiyatı ile tamamen veri işleyerek 2...

Herşeyi Bilenler..

Herşeyi Bilenler.. (1) İnsanın her konuda bir fikri olması kadar doğal bir şey olamaz. Çünkü insan düşündüğü, aklettiği, muhakeme yaptığı oranda insandır. Bedeni, kişiliği, ailesi, çevresi, işi, mesleği, ülkesi, öteki insanlar ve hatta yaşadığı dünyanın tamamı insanın ilgi alanındadır. (2) İlgi bir konuda fikir yürütmek için kafi midir? Ya da fikir yürütmek için başka ne gerekir? Mesela insan kendi bedeni hakkında bile fikir yürütmesi için bilgi sahibi olmak durumundadır. Yoksa tıp bilimi ve hekimlere gerek kalmazdı. (3) Son yıllarda dijital iletişim araçlarının yaygınlaşması ve her türlü veri akışının hızlı olması insanları büyük bir yanılgıya sürüklemiştir. Yığınla resim, video vs verinin günün her saatinde önüne serildiği insan bilgi sahibi olduğu zannına kapılıyor maalesef. (4) Bu yanılgı ve zaten içinde saklı olan üstünlük, bilmişlik kompleksi bir araya gelince karşımıza her konuda uzman kesilen yarım akıllı, kıt muhakeme kabiliyeti olan, güya herşeyden haberdar aslında malumatfur...

İyi ki internet var..

Resim
İyi ki internet var.. Gördünüz ya çocuklar, güzel şey bu internet; bize dünyayı gösterir, komik komik filmler, bir de hüzünlü hikayeler. eski dostlarını bulursun, gruplarda coşar yorulursun, mesajlarda boğulursun, saatlerce gezinir kendini ilgilendirmeyen bir çok şeyde kaybolursun, bir, iki faydalı yazı okumakla da avunursun. bilmek istemediğini okumaz, duymak istemediğini dinlemez, görmek istemediğine bakmazsın. amma velakin; selam bile vermeyeceğin, hatta selamını dahi almayacağın insanlarla arkadaş olursun, yanına yaklaşmayacağın işleri de  sırf meraktan  takip edersin. sanal dünyadır diye bazen sahte isimlerle gezersin sanırsın ki izini kimse görmez; tek akıllı sensin! kim kiminle nerede ne halt etmiş merak edersin, sana ne?  sanki düzeni kuran sensin; değiştirmeye gücün varsa kendini düzeltirsin.. işine bu kadar vakit ayırsan; her yıl terfi edersin. merak ediyorsan deyivereyim; ne kellik ilacı bulundu, ne mafya çökertildi, ne de varoş kızları yıldız oldu bu alemde. a...

Yüksek öğrenimin getirdiği pek yüksek kaygı

Niçin ha bire yeni üniversite ve yeni fakülteler açılıyor? - Diplomalı sayısı artsın, ülke istatistikleri güzelleşsin. - Öğrenci sayısı artsın işsizlik rakamları azalsın. - Özel okul işletmecilerine gelir olsun, ekonomi canlansın. Sonuç mu? Gariban takımı için boş ümit. Yazık! Ziraat, jeoloji, peyzaj, endüstri ve daha pek çok mühendis, iktisat, işletme, fizik, tarih gibi onlarca bölümün yanı sıra hukuk, eczacılık ve veterinerlik bölümleri de ihtiyaçtan çok çok fazla var ülkemizde. Bir de bu ihtiyaç fazlası bölümlere ihtiyaç fazlası öğrenci alınıyor. Yetersiz akademik personel ve yetersiz fiziki imkanlar da eklenince üzerine mezunların seviyesini siz düşünün. Sonra da diplomalı işsiz bir yığın gençlik. Peki, bu gençler diplomasının altını doldurabiliyor mu? Yabancı dil biliyorlar mı? Mesleğiyle ilgili bilişim sistemleri, yazılım ve muhtelif programları kullanmayı biliyorlar mı? Meslek ve ilgi alanına yönelik farkındalık düzeyi ne seviyede? Hiç para kazanma deneyimleri olmuş mu? Bunların...
Ey iktidar sahipleri, Bu gidişatı iyi okuyun. Yoksa sizin gidişatınız olur bu olaylar. Ben iktidarım, ben güçlüyüm, ben çoğunluğum vs diyerek her aklıma eseni, her işime geleni yaparım, kimseyi de dinlemem diyemezsiniz. Hani balkon konuşmasında "bize oy vermeyenlerin de hakkını gözeteceğiz, onların da hükümetiyiz" demiştiniz. Ne oldu da halkın bu yoğunlaşan tepkisine kulak tıkıyorsunuz? Evet beşer şaşar, hata yapılmışsa ve birileri bunu dile getirmişse hatadan dönmek fazilettir. Nerde o eski faziletliler?! Bu basit bir parkın üç beş ağacının kesilmesi meselesi iken korkarım provokasyonlarla çok farklı mecralara sürüklenmeye meyyal bir duruma dönüşüyor. Her ne kadar tam anlamıyla adil bir sistem olduğuna inanmasam da yine de demokratik yollarla iktidarların değişmesi gerekir. Siz demokrasinin halkın sesine kulak verme veya yukarıda bahsettiğim sizin söyleminizde de geçen oy vermeyenlerin de hakkını koruma prensibine riayet etmezseniz yine demokrasinin gereği olan sivil itaatsi...

Gündem Yazıları 1

Modern zamanlarda yaşam ve alışveriş/kredi sarmalı.. Günümüzde AVMler ve online alışverişte süper indirimler, kampanyalar, kaçırılmayacak fırsatlar diyerek insanlar ihtiyacı olmayan bir dolu şey alıyor.  Evlerimizde kullanım fazlası eşyalar ve bir süre sonra çöpe atılanlar maalesef o kadar çoğaldı ki; çağımızın tatminsizlik hastalığı hepimizi sarmış durumda. Böylesi bir tüketim çılgınlığının sebebi belki de gelişen teknoloji, lojistik ve iletişim imkanlarıyla son tüketiciye yönelik üretimin de çılgınlık düzeyinde artmasıdır. Bu üretim/tüketim döngüsünde dünyanın kaynakları şimdiden yetersiz kalmaya başladı bile.  Dünyada son bir yıldır ciddi düzeyde hammadde krizi yaşanıyor. Üreticiler hammadde bulamamak durumunda, bulsalar bile her siparişte çok yüksek zam oranları ile karşılaşıyorlar. Bunun yanında uluslarası deniz taşımacılığının fiyatlarında yaşanan astronomik artışlar da ayrı bir sorun.  Sürekli girdi maliyetlerinin artışı üreticilerin kendi arasındaki rekabetle de b...