Kayıtlar

İyi ki internet var..

Resim
İyi ki internet var.. Gördünüz ya çocuklar, güzel şey bu internet; bize dünyayı gösterir, komik komik filmler, bir de hüzünlü hikayeler. eski dostlarını bulursun, gruplarda coşar yorulursun, mesajlarda boğulursun, saatlerce gezinir kendini ilgilendirmeyen bir çok şeyde kaybolursun, bir, iki faydalı yazı okumakla da avunursun. bilmek istemediğini okumaz, duymak istemediğini dinlemez, görmek istemediğine bakmazsın. amma velakin; selam bile vermeyeceğin, hatta selamını dahi almayacağın insanlarla arkadaş olursun, yanına yaklaşmayacağın işleri de  sırf meraktan  takip edersin. sanal dünyadır diye bazen sahte isimlerle gezersin sanırsın ki izini kimse görmez; tek akıllı sensin! kim kiminle nerede ne halt etmiş merak edersin, sana ne?  sanki düzeni kuran sensin; değiştirmeye gücün varsa kendini düzeltirsin.. işine bu kadar vakit ayırsan; her yıl terfi edersin. merak ediyorsan deyivereyim; ne kellik ilacı bulundu, ne mafya çökertildi, ne de varoş kızları yıldız oldu bu alemde. a...

Yüksek öğrenimin getirdiği pek yüksek kaygı

Niçin ha bire yeni üniversite ve yeni fakülteler açılıyor? - Diplomalı sayısı artsın, ülke istatistikleri güzelleşsin. - Öğrenci sayısı artsın işsizlik rakamları azalsın. - Özel okul işletmecilerine gelir olsun, ekonomi canlansın. Sonuç mu? Gariban takımı için boş ümit. Yazık! Ziraat, jeoloji, peyzaj, endüstri ve daha pek çok mühendis, iktisat, işletme, fizik, tarih gibi onlarca bölümün yanı sıra hukuk, eczacılık ve veterinerlik bölümleri de ihtiyaçtan çok çok fazla var ülkemizde. Bir de bu ihtiyaç fazlası bölümlere ihtiyaç fazlası öğrenci alınıyor. Yetersiz akademik personel ve yetersiz fiziki imkanlar da eklenince üzerine mezunların seviyesini siz düşünün. Sonra da diplomalı işsiz bir yığın gençlik. Peki, bu gençler diplomasının altını doldurabiliyor mu? Yabancı dil biliyorlar mı? Mesleğiyle ilgili bilişim sistemleri, yazılım ve muhtelif programları kullanmayı biliyorlar mı? Meslek ve ilgi alanına yönelik farkındalık düzeyi ne seviyede? Hiç para kazanma deneyimleri olmuş mu? Bunların...
Ey iktidar sahipleri, Bu gidişatı iyi okuyun. Yoksa sizin gidişatınız olur bu olaylar. Ben iktidarım, ben güçlüyüm, ben çoğunluğum vs diyerek her aklıma eseni, her işime geleni yaparım, kimseyi de dinlemem diyemezsiniz. Hani balkon konuşmasında "bize oy vermeyenlerin de hakkını gözeteceğiz, onların da hükümetiyiz" demiştiniz. Ne oldu da halkın bu yoğunlaşan tepkisine kulak tıkıyorsunuz? Evet beşer şaşar, hata yapılmışsa ve birileri bunu dile getirmişse hatadan dönmek fazilettir. Nerde o eski faziletliler?! Bu basit bir parkın üç beş ağacının kesilmesi meselesi iken korkarım provokasyonlarla çok farklı mecralara sürüklenmeye meyyal bir duruma dönüşüyor. Her ne kadar tam anlamıyla adil bir sistem olduğuna inanmasam da yine de demokratik yollarla iktidarların değişmesi gerekir. Siz demokrasinin halkın sesine kulak verme veya yukarıda bahsettiğim sizin söyleminizde de geçen oy vermeyenlerin de hakkını koruma prensibine riayet etmezseniz yine demokrasinin gereği olan sivil itaatsi...

Gündem Yazıları 1

Modern zamanlarda yaşam ve alışveriş/kredi sarmalı.. Günümüzde AVMler ve online alışverişte süper indirimler, kampanyalar, kaçırılmayacak fırsatlar diyerek insanlar ihtiyacı olmayan bir dolu şey alıyor.  Evlerimizde kullanım fazlası eşyalar ve bir süre sonra çöpe atılanlar maalesef o kadar çoğaldı ki; çağımızın tatminsizlik hastalığı hepimizi sarmış durumda. Böylesi bir tüketim çılgınlığının sebebi belki de gelişen teknoloji, lojistik ve iletişim imkanlarıyla son tüketiciye yönelik üretimin de çılgınlık düzeyinde artmasıdır. Bu üretim/tüketim döngüsünde dünyanın kaynakları şimdiden yetersiz kalmaya başladı bile.  Dünyada son bir yıldır ciddi düzeyde hammadde krizi yaşanıyor. Üreticiler hammadde bulamamak durumunda, bulsalar bile her siparişte çok yüksek zam oranları ile karşılaşıyorlar. Bunun yanında uluslarası deniz taşımacılığının fiyatlarında yaşanan astronomik artışlar da ayrı bir sorun.  Sürekli girdi maliyetlerinin artışı üreticilerin kendi arasındaki rekabetle de b...

Hesap şaşmaz..

Evet bayım; onu da siz bilirsiniz, her mevzuda olduğu gibi, ahkam keser, akıl verirsiniz. şu dünyanın işlerine akıl sır ermez; zat-ı aliniz varken  kimseye söz düşmez..  herkesin yerine konuşursunuz, elbette  her meseleden siz mesulsünüz, haşa, bize ne gerek var, siz efendiler,  ve biz zavallı kullar, zaten bu alem ikimize dar.. öyle ya, nasıl olsa; siz her işte özgürsünüz, biz ölümlü dünya desek de; siz adeta ölümsüzsünüz.. sormak lazım; kimden aldınız bunca yetkiyi bayım? ne suyum var, ne de sayım. bir başına kalsanız da hep berabersiniz; bir yanda alkışlayanların, mağrursun öte yanda sen, ve şeytanların.. unutma sakın! bırakacaklar seni; apansız tek başına, yapayalnız.. ne hesap vereceksin düşündün mü? öldüğün vakit diyeceksin; ne çabuk doldu vakit geleceği söylenen gün, bugün mü o gün? bir fırsat daha yok mu? desen de;  asla dönüşü olmayacak! hesap zerre miskal şaşmayacak! o gün gelmeden bugün, vakit varken, bir daha  düşün ; kimdir sahibi gecenin ve gü...

Unutma

UNUTMA Unutmadan başla, Unutmadan uygula, Unutmadan bitir, Unutmadan sev, Unutmadan gül, Unutmadan hatırla, Unutmadan yaz, Unutmadan oku, Unutmadan anlat, Unutmadan git, Unutmadan gör, Unutmadan konuş, Unutmadan yaşa.. Unutma ki; Unutursan unutulursun.. Peki; Unutanın unuttuğu olmak ister misin? Ya da; Unuttuğundan utanan olmak? Öyleyse; Utanmadan unutmaktansa; Unutmadan başla! Peyami Bayram 27 Mart 2021 Arnavutköy, İstanbul

Ramazan ayı Kur'an ayı.

Ramazan ayı Kur'an ayı. Kur'an-ı Kerim ilk defa bu ayda Hz. Muhammed(as)'e inmeye başladı. Bu son ilahi kitapla Allah'ın insanlığa ilk emri ise; "Oku, Yaradan Rabbinin adıyla oku!" (Alak Suresi-1) Peki, bu ilahi hitapla karşılaşan Allah'ın son Nebisi Hz. Muhammed(as) ne yaptı? Doğruca kütüphanelere koşmadı, kitaplara sarılmadı. Zaten uzunca bir süredir mağaraya/içine kapanarak kendini/nefsini okumaya çalışıyordu.  Bu ilk mesajın şokunu atlatır atlatmaz hayatı, insanı, alemi, doğayı ve her şeyi okumaya başladı. Tabii ki Yüceler yücesi Allah'ın hidayeti ve keremiyle. Bir daha da asla içine kapandığı o mağaraya dönmedi! Ramazan ayına eriştiğimiz şu mübarek günde, alemlerin Rabbi'nin insanlığa son elçisi vasıtasıyla gönderdiği kitabı Ku'an-ı Kerim'e iman eden müslümanlar olarak bize düşen nedir? Anlamak için Kur'an-ı Kerim'i okumak. Ve çok önemli bir şey daha: Bildiğimizi okumaktan vaz geçerek hayatı, ilmi, irfanı, insanı, doğayı ve ale...

Konuşmak üzerine bir kaç not..

Konuşmak üzerine birkaç not.. İnsanlar konuşarak anlaşır denir ya hani. Aynı zamanda  insanlar;  konuşarak ayrışır, konuşarak dövüşür, konuşarak sövüşür, konuşarak aldatır, aldanır, konuşarak sever, sevilir, konuşarak eziyet eder, edilir, konuşarak yaralar, yaralanır.. Demem o ki konuşmak insanın günlük hayatta belki en çok yaptığı eylem. Çünkü ağzı olan konuşuyor. Bilenler daha az bilmeyenler ise çok konuşuyor.  Hem de her konuda.  Mesela hasta olursunuz doktordan çok etrafınızdakiler size reçete yazar, ne yapmak gerektiğini,  kendisinin ve bilmem kimlerin hastalık hikâyelerini uzun uzun anlatır. Hukuki bir sorununuz olsa aynı kişiler hakim olur, avukat olur size yol gösterir,  Ticaret için öyle.  Siyaset için yine benzer şeyler ve bu böyle uzar gider.. Aynı kişiler bu konularla ilgili en ufak bir ihtiyaç halinde ortalarda gözükmemek için özel gayret gösteriyorlarsa onlardan uzak durun! Söz konuşmaktan açılmışken; bir de çok konuşmak, uzun konuşmak ko...

Babam

Resim
Babam Hep çalışkandı, çalışmaktan bıkmazdı. İbadet aşkıyla ve şevkle çalışırdı. Hiç bir zaman işten, çalışmaktan yoruldum demez, şikayet etmezdi. İşini hesabi değil hasbi yapardı. Telaşlı bir yapısı vardı. Bir şeyleri geciktirmeden yetiştirebilmenin telaşıydı sanki bu. Öyle ya, yedi çocuk sahibi olmak, onların hepsine yüksek tahsil yaptırmak ve hepsine borçsuz, mutlu bir yuva kurmak onun hayattaki en büyük ve en önemli hayaliydi.  Bu hayalini zamanla hayal olmaktan çıkarmış uğrunda ömrünü vakfettiği bir vazifeye dönüştürmüştü.  Cumhuriyet döneminin en ciddi eğitim projelerinden biri olan Köy Enstitüsü'nde yetişmişti. Şimdiki Sağlık Meslek Lisesi seviyesinde bir eğitim almıştı ancak Köy Enstitülerinin eğitim sistemi onları yaşadıkları, hizmet ettikleri yörede birer kahraman yapmıştı. Gerek on yıldan fazla Kayseri'nin muhtelif köylerinde köy sağlık memurluğu yaptığı yıllarda gerekse Ankara'da çalıştığı yıllarda pratisyen bir hekim gibi çalışmıştı. Bu özelliğiyle yokluk ve çar...

Koronalı Günler merhaba Covid-19

2021 yılının ilk pazartesi, yılın ilk mesai günü Covid-19 testim pozitif çıktı. Sağlık Bakanlığı HES(Hayat Eve Sığar) uygulaması on günlük "zorunlu izolasyon" sürecini derhal ve kat'i bir şekilde başlattı. Filyasyon ekibi eve gelerek Favicovir isimli antiviral ilacı kullanmaya başlamam için bıraktı. Evde benimle birlikte yaşayan temaslı yetişkinler olarak eşimden ve oğlum Alperen'den sürüntü testi için numune aldılar. En küçük oğlum Fatih'e ise yaşından dolayı test uygulanmadı. Böylece evde on günlük "zorunlu izolasyon" dedikleri, bence ise "dışlanmışlık" süreci başladı. Aile fertlerinin dahi uzaktan ve maskeli olarak iletişim kurduğu bir hastalığı ilk defa yaşadım. Daha önce defalarca grip olmuşluğum ve çok da ağır grip geçirmişliğim oldu. Hepsinde kendimizce tedbir alarak virüsün aile içinde veya yakın çevrede bulaşmasına bir şekilde engel olmaya gayret ediyorduk. Fakat bu virüs, Covid-19, son bir yıldır bütün dünyaya öyle tanıtıldı ki adında...