Kıssadan hisse... Adamın biri bir gün bütün eş, dost, akraba ve komşularını ziyafete çağırmış. Herkes toplanmış gelmiş. Sofraya oturmuşlar. Servis başlamış. Tabaklara buhar çıkan kazandan birer kepçe doldurulmuş. Misafirler önlerine konan tabağa bakınca bunu bir şaka olarak düşünmüşler. Çünkü tabaklara konan sade su imiş. Herkes donakalmış. Kimsede bir hareket yok, öylece beklerken, bir yaşlı kişi atılmış; "bu mu sizin ziyafetiniz?" demiş ev sahibine. Ev sahibi biraz öfkeyle; "ne oldu? niçin beğenmedin?" demiş. Adamcağız mahcup bir edayla; "bu sade suya mı çağırdın bizi" deyivermiş. Ev sahibi de; "aslında size çok iyi bir kuzu yahnisi yapacaktım, kuzuyu yatırdım, tam kesecekken kaçıverdi, kovaladım, dereye düştü, çıkarmaya çalışırken sürüklendi gitti, ben de o derenin suyunu size ikram ettim" der. Yaşlı adam ve diğer konuklar şaşkın şaşkın bakakalır. Not: Yukarıdaki kıssadan bir hisse de şu kişilere gider inşallah; - Kur...
Kayıtlar
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
KARGAŞA ORTAMI VE BİZ.. "Ey, bu toprakta birer na'ş-i perişan bırakıp Yükselen, mevkib-i ervah! Sakın arza bakıp Sanmayın: şevk-i şehadetle coşan bir kan var... Bizde leşten daha hissiz, daha kokmuş can var! Bakmayın, hem tükürün çehre-i murdarımıza! Tükürün: belki biraz duygu gelir arımıza! Tükürün cebhe-i lakaydine Şarkın, tükürün! Kuşkulansın, görelim, gayreti halkın, tükürün! Tükürün, milleti alçakça vuran darbelere! Tükürün onlara alkış dağıtan kahbelere! Tükürün Ehl-i Salibin o hayasız yüzüne! Tükürün onların asla güvenilmez sözüne! Medeniyyet denilen maskara mahluku görün: Tükürün maskeli vicdanına asrın, tükürün!" Son günlerde yaşadığımız süreç tam anlamıyla kaos yani kargaşa ortamıdır maalesef. Bu tür kargaşa ortamları çoğu zaman bir geçiş sürecidir. Süreci iyi analiz etmek de her babayiğidin harcı değildir. Zaten genellikle kaosu üretenler sonuçlarını da planlamış olduklarından süreci de onlar...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

TÜRKİYE'NİN KODAMANLARI Toplam ne kadar vergi verdikleri ile övünen, devletin vergi rekortmeni diye madalya taktığı kodamanlarımızın ödedikleri vergi servetlerine oranla en fazla binde(yüzde değil) 5,5 yani yüzde 0,055 ancak ediyor. Asgari ücretli, işçi, memur ve küçük esnaf ise gelirinin(servet değil) yüzde 20'sini veriyor, diğer dolaylı vergi, resim ve harçlar hariç tabi. Zaten askere giden, şehit olan ve nöbet tutan da bu asgari ücretli, dar gelirli ve küçük esnaf, işçi ve memur çocukları. Yani a slında ülkemizin alt yapısı da üst yapısı da her şeyi bizim gariban halkın emeği, alınteri, gözyaşı ve kanıyla yapılıyor. Zenginler de servetlerine servet katmaya devam ediyor. Siyasetçiler ise genellikle seçim kampanyalarında sözde bu halkın çoğunluğunu teşkil eden reel/gerçek Türkiye'ye vaatler sunar, seçimden sonra ise derhal bu listedekilerle birlikte onların ve tabii ki kendilerinin menfaatleri doğrultusunda icraata başlarlar. Dünyadaki bu zalim düzenin son bulması için e...
Kaynak
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

Suyu kaynağından içmeyi kim istemez? Sakın herkes ister sanmayın, ısrarlı çağrınıza rağmen bunu istemeyenler vardır ve olacaktır da. Oysa ki o doyulmaz lezzeti tatmak; berrak, katışıksız suyu kana kana içmek ne hoştur. Bu doğal ve saf lezzeti tatmamış kimselere bu duyguyu anlatmak ne kadar da zordur. Çünkü onlar çoğunlukla sentetik ortamlarda yaşamışlar, içine başta dezenfektan maddeler olmak üzere içenlerin sağlığını(!) korumak için konulan bir çok kimyasallardan dolayı hayatta suyun gerçek tadını hiç alamamışlardır. Siz yine de anlatmaya çalışırsınız kaynağından sağlıklı, berrak, leziz suları içmenin zevkini. Lakin bazıları için bu çabanız beyhudedir. Onlar için onlara farklı yollarla, değişik şekillerde ve süslü ambalajlarda sunulan suyun dışında olunca kaynağından da olsa başka su içmek düşünülemez. Evet düşünülemez, nitekim onların düşünmesini gerektirecek herhangi bir şey yok bu dünyada. Onların büyükleri, ağabeyleri, önderleri, bilginl...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Din İşleri Yüksek Kurulu Soru Cevaplandırma Platformu Soru: 24/07/2015 cuma namazında hocamız hutbede "alemlerin rahmet kaynağı peygamber efendimiz..." biçiminde bir ifade kullanmıştır. Bu hutbenin DİB tarafından mı hazırlandığı yoksa hocamızın şahsi hazırlığı mı olduğunu bilemiyorum. Bu ifadenin doğru olup olmadığını öğrenmek isterim. Selam ve dua ile, Cevap: 24/07/2015 cuma namazında hocanız tarafından okunan hutbe, Din Hizmetleri Genel Müdürlüğümüzün hazırladığı bir hutbedir. Burada "alemlerin rahmet kaynağı Peygamber Efendimiz..." şeklinde geçen söz konusu ifade maksadı aşan ve zuhulen söylenmiş bir ifadedir. Zira rahmetin kaynağı şüphesiz ki Yüce Allah'tır. Peygamber Efendimiz (s.a.v) sadece alemlere rahmet olarak gönderilmiş bir peygamberdir. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Seni de ancak alemlere rahmet olarak gönderdik” (Enbiya, 21/107). O (s.a.v) getirdiği dini ve ahl...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

Sondan bir önceki ihtar! Anlaşılan o ki kahrolası sömürgen kapitalistlerin bölgemiz üzerindeki oyunları farklı şekillerde devam ediyor. İnsanlığın en büyük zaaflarından biri ırkçı-faşist kavmiyetçilik ve diğeri de din adı altında barbarca ve bağnazca güdülmek olsa gerek. Bu haritada yeşilin farklı tonlarında gösterilen bölge dünyanın kalbi sayılan ve kalpgah(heartland) olarak adlandırılan meden iyetler beşiği, yolların kesişim merkezi ve en verimli, en yaşanılabilir, doğal kaynakları çok bol bir bölgedir. Maalesef bu topraklarda yüzyıllarca hakimiyet süren Devlet-i Al-i Osman sistemli bir şekilde sonlandırılmıştır. Yüz yıl önce şekillenen haritada dünyanın emperyal/sömürgeci güçleri şimdi yeni arayıştalar. Ne kadar PKK, PYD, IŞİD gibi taşeron örgüt varsa hepsi bu kahrolası oyunun birer piyonu olmaktan öte başka hiç bir şey değiller. Bunu anlayamayan bütün ahmaklara da yazıklar olsun. Allah ülkemizi onların ve arkalarındaki güçlerin lanet olası şerlerinden, bütün bölge halklarını d...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Mutlu Bir Bayram Sabahı Şükürler olsun Rabbimiz Allah'a bize Ramazan'la terbiye olma fırsatı verdiği için. Yine şükürler olsun bizi bu güzel Fıtr Bayramı ya da Şükür Bayramı da denilen Ramazan Bayramı'na kavuşturduğu için. Bu bayram ilk defa Sultanahmet Camii'nde eşim ve bütün çocuklarımla birlikte bayram namazını kılmak nasip oldu. Bir kaç yıldan beri Diyanet İşleri Başkanı'mız Prof. Dr. Mehmet Görmez tarafından bu güzide camimizde kıldırılan bayram namazları gittikçe daha bir coşkulu ve kalabalık oluyor. İlk başladığında ancak iç avlunun dolduğunu gözlemlemiştim. Bu yıl ise dış bahçenin de tamamen dolduğuna şahit olduk. Çok güzel bir atmosfer vardı. Her milletten, her coğrafyadan kadınlı erkekli kardeşlerimizle birlikte Rabbimiz'in huzurunda el bağlayıp kıyam etmek, rükua varmak ve secde etmek çok güzel bir duygu. Eşitliği, kardeşliği, paylaşmayı ve birlik olmayı hissetmek müthiş. Bunu her Müslüman'ın, özellikle de hanımların yaşamasını dilerim. Yirmi...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Olduğu kadar mı? Yaptığımız kader mi? Bir insan bir süreliğine bir iş yapsa veya bir eğitim alsa ve geçen süre sonunda o insan kendisini nasıl başarılı ve dolayısıyla mutlu hisseder? Veya bu soruyu bir de tersinden soralım; bir işveren bir süreliğine çalıştırdığı bir işçisinden ya da bir hoca eğitim hizmeti verdiği bir öğrencisinden nasıl bir netice elde ederse kendini mutlu hisseder ve işçisini/öğrencisini bundan dolayı ödüllendirir? Her iki sorunun cevabı da gayet basit değil mi? Bir eğitin/öğretim sürecinin sonunda öğrencinin bütün verilmek isteneni(müfredat) en iyi şekilde kavraması, aynı şekilde işçinin de kendisine verilen işi en iyi şekilde yapması işverene para ve/veya zaman kazandırması yapılan işin/eğitimin başarılı bir şekilde tamamlanması anlamına gelir. Bu netice karşılıklı olarak işveren-işçi veya hoca-talebe olmak üzere her iki tarafı da mutlu eder ve yaşam şevkini artırır. İnsanın dünyadaki mutluluğu bu döngünün sürekli bu şekilde devam etmesi ile alakalıd...
Kadir Gecesi
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

Elimizde bulunan muazzez kitabımız Kur'an-ı Kerim'in peygamberimiz Hz. Muhammed(sa) vasıtasıyla insanlığa bir hidayet kaynağı olarak indirilmeye başlandığı geceye verilen isimdir Kadir Gecesi. Ve tabii ki düşünüp ibret alan, sakınan insanlara bir hidayet rehberidir Kur'an. Vesile arayanlara kurtuluş reçeteleri sunan ilahi bir kitaptır Kur'an. Tılsımlı bir cisim de değildir. Kimseyi de çarpmaz haşa! Öğüt almak isteyen için eşsiz bir kaynaktır. Anlamak isteyen için apaçık bir dille anlatır. Akleden kalplere hitap eder. Alemlerin Rabbi Allah'ın insanlığa son vahyinin kitap hali Kur'an-ı Kerim, o kitabın insan halinde bize gösterilen şekli Hz. Muhammed(sa)'dir. Şimdi bütün bunlar Kur'an-ı Kerim'de aşikar iken ve onun insan hali muazzez peygamberimiz Hz. Muhammed(sa) bize en güzel örnek iken bazılarımız o yüce mesaj Kur'an-ı Kerim'i terk edilmiş/dışlanmış halde tuttu.(Furkan Suresi 30) Yani kitabın cismini muhafaza etmede en b...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Hesap ve kitap Yaz dedi bir ses, hepsini yaz.. Dur dedi beriki, daha vakit var.. Neyin hesabındasın? bırak bu ince kurnazlıkları, bunlar beyhude çırpınmalar.. defter-i kebire kaydettiler hepsini.. emin ol O her şeyi bilenden... sen, yeter ki bir şey bilmeyenlere bildirme aczini.. O ki; bildiğini asla aleyhine kullanmaz; daima fırsat verir nefes alan her cana. O, tuzak kurmaz arınmak isteyene, pek şefkatlidir en mücrim günahkara bile.. Daima açık ardına kadar; girmek isteyene izzet sarayının kapıları.. O'nun sarayına giren kurtulur ebediyen; kapısında beklemekse; cehennem.. Bildirilmiştir akıl sahiplerine; "Ah keşke" "Bir fırsat daha" diyenler korosunu kavuran ateştir cehennnem.. Peyami Bayram 20/06/2015, İstanbul