DAVET, TERCİH VE SEÇİM Beş ay içinde biri yerel seçim diğeri de cumhurbaşkanlığı seçimi olmak üzere iki seçim yaptık. Seçmenler 30 Mart'ta yapılan yerel seçimlerde aday ve parti bolluğunun yanında 10 Ağustos'ta yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde sadece üç aday arasından seçim yaptı. Demokrasi ve özgür iradenin gereği her iki seçimde de bazı seçmenler sandığa gitmemek suretiyle hiç bir adayı tercih etmediler. Yerel seçimlerde %90 civarında olan katılım cumhurbaşkanlığı seçiminde %70 civarında gerçekleşti. Sonuçta çoğunluğun seçimleri ile bütün ülkenin yönetimi şekillenmiş oldu. Demokratik yönetim sisteminin gereği böylece yerine getirilmiş oldu. Demokrasi kültüründe insanlar özgür iradeleri ile aday olur veya adayları desteklerler ya da mevcut siyasi parti ve/veya adaylardan hiçbirini benimsemedikleri için tercihlerini oy vermemek şeklinde kullanabilirler. Temel insan haklarından olan inanç, fikir ve vicdan özgürlüğü de bunu gerektirir. Hiç kimse cins...
Kayıtlar
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
BİR GÜNDE BİR HAYATIN ÖZETİ 09/08/2014 Son yirmi dört saat içinde insanlık halinin üç önemli ve temel olayını doğum, evlilik ve ölümü bir arada yaşadım. Önce Paris'te yaşayan sevgili yeğenim Volkan'ın bir kızının olduğu haberi sevinçle geldi gece saatlerinde. Sabah saatlerinde çok sevgili can dostum, güzel insan Mustafa Ateş 'in oğlunun düğününe katılmak üzere coşkuyla hazırlık yaptık yola koyulduk. Yoldayken bu kez çok sevdiğim, d aima fedakar, vefalı dost, yiğit insan, samimi müslüman Hişam Sadunoğlu kardeşimin İzmir'de vefat ettiği haberini teessürle aldım. Çok farklı duyguları bu kısacık sürede yaşamak duygu dünyamı çok etkiledi. Hislerimi tam olarak ifade etmem çok zor aslında. Acı, sevinç, gurur, coşku, öyle birbirine girdi ki anlatamam. Fakat ölümün acıtıcı tarafının hepsini bastırdığını mutlaka söylemeliyim. İşte hayat hep böyledir aslında; fakat bazı zamanlarda birbirinden çok farklı duyguları bu kadar kısa bir süre içinde yaşamak da va...
İçimden dışıma
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Fedakarlık ve desteklemeyi eylemden söyleme dönüştürenler aynen dönüştürdükleri din gibi özde değil sözde müslümandırlar. ******* Nasılsa bir gün için dışına çıkacak; kalbindeki niyet, aklındaki fikir.Hepsi kayıtlı senin öz benliğinde,onun anahtarı da yaradanın elinde. ****** Kaçış Yok İçimden dışıma çıkamadım, baktım; her yanı sarmıştı riya. Yalan dünya; başa çıkamadım; herkes akıllı, dosdoğru güya. ********** Yumsam gözümü zihnim uyanık, kelimeler kalbimden çıkmış. Kendime işittiremedim öz çığlığımı, avare gezerken dert pazarında naçar dermansız. ********* Sır İçimdeki ben; biliyorum ki sen saklanıyorsun benden, senin amacın beni alıp koparmak benden. Sana sobelenmeden toprak olsun bu beden. ******** Ne vakit kendime gelsem, içimde bir yabancı buluyorum. Kendi kendimi aldatıyorum, Kendime yakalanınca kendimden çok Allah'tan utanıyorum.. Peyami Bayram 14 Mayıs 2014 İstanbul
Önce insanlık kalitemizi artırmalıyız
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Önce insanlık kalitemizi artırmalıyız. Hiç birimiz bir şeyi anlamak için karşımızdakini sonuna kadar dinlemeyiz ki sonunda muhatabımıza bazı noktalarda soru yönelterek konuyu daha anlaşılır hale getirelim. Çoğunlukla anlamak için can kulağıyla dinlemeyi bırakın söz keserek kendi fikrimizi anlatmaya yelteniriz. Ne birbirimizi anlamak için bir gayretimiz vardır ne de kendi görüşümüzü muhataplarımı z için nasıl daha anlaşılır hale sokabilirim diye bir çabamız. İşte olaylar karşısında da böyleyiz biz. Bir olay olunca bileni, bilmeyeni, ilgilisi, ilgisizi, yetkilisi, yetkisizi herkes konuşmaya başlıyor. Artık uzun zamandır dinlemiyorum. Yıllardır dinledim ve sadece dinlediğim kadar vakit kaybettim. Şimdi "keşke" demek için çok geç, bunu biliyorum. Başta çocuklarım olmak üzere güzel ülkemin umudu olan gençlere sesleniyorum. "Yap(a)mayacağınız şeyleri boşuna konuşmayın, insanlığın ortak birikimi olan tarih, kültür, sanat ve edebiyatı iyi okuyun, zamanınızı ve zihninizi birikti...
KAYBEDENLERE VE KAZANMAK İSTEYENLERE
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Hiç üzülmeyin hem de ağlamayın kaybettik diye. Anlamak isterseniz oturun düşünün bir daha etraflıca. Neden size oy vermiyor bu insanlar? Niçin başkasını seçiyorlar da sizi seçmiyorlar? Şimdi bırakın sandıklarda hile iddialarını falan bir kenara. İşin esasına gelin. İsterseniz dinleyin, bak ne diyor o “kısa boylu”, “göbeğini kaşıyan”, “bidon kafalı”, “dağdaki çoban”.. Köylü oldum ekmeğimi yediniz, şehrin caddelerine bile sokmadınız, horladınız, aşağıladınız.. Cahil bırakıldım, yardım etmediniz, cahilliğimden faydalanıp ezdiniz, sömürdünüz. Fakir oldum, umutlarımı istismar ettiniz, görmezden geldiniz, kendi zenginliğinizi artırdınız. Kürt oldum, ırkçılık yaptınız, “kıro” deyip, “kart, kurt” deyip yok saydınız, anamın dilini yasak ettiniz, beni dağa çıkaran emperyalist güçlerin eline bıraktınız. Müslüman oldum, irtica dediniz, yobaz dediniz, işinize gelince “biz de müslümanız” dediniz. "Allah" demekten korkar oldum zulmünüzden. Kılık, kıyafet yasaları ve yönetmelikleriyle şe...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

Herkes kendine bir yer edinmeye çalışıyor bu alemde. Hiç kimse öteki alemdeki yeri için bu kadar uğraşmıyor. Sanki hiç gitmeyecekmiş gibi! "Şimdi ve burada" olan ile fazla meşgul oldukça insan sonrasını ve öte tarafını ihmal ediyor daima. H albuki hayat ölümle bitmez, ölümü son bilmek kendini yok bilmektir aslında. Hem yaşadığını inkar edersin ölümü yok oluş kabul edersen hem de anlamı olmaz yaşarken verdiğin bunca emeğin. Kim neye inanırsa inansın, isterse taştan, tahtadan putlara tapsın sonunda ölüm var herkes için. Bütün insanlar ve inançlar da aslında ölümü aşamadıkları veya ölümdeki gizemi çözemediklerindendir bu dünyadaki kargaşanın, savaşın, sömürünün ve yoksulluğun sebebi bence. Öncelikle ölüm bize acziyetimizi hatırlatır; "ey insan, sen ölümlüsün ve aldığın nefes sayılıdır" der. Ancak nefis, içgüdü, heves ve arzu bunun üstünü örter ve; "hadi bunu da ye, şunu da iç, onu da yap" der ve insanı önüne katar götürür. Akıl zaman zaman sorgulasa da yine ...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Çocuğu, kendi kendini savunmak zorunda bırakmayınız. Sürekli bu durumda kalan çocuk, haklıyken de haksızken de kendini savunmak için tüm savunma mekanizmalarını çalıştıracaktır. Çocuğu yargılamayınız. “Aptal, geri zekalı, sersem, serseri” demek yargılamaktır. Bu şekilde yargıladığınız çocuk kendi kendisini öyle olduğuna inandırmaya başlarsa onun aptal olmadığına, geri zekalı olmadığına, işe yaramaz olmadığına inandırmak çok zor olabilir. Ve ilerde onun aptalca işler yapması artık kendisi tarafından olağan karşılanabilir. Daha da kötüsü, kendisinin hakkındaki bu olumsuz yargılara çocuğun kendisi de katılması halinde, kendisini değiştirme iradesini yitirir. Çocuğunuzun size olan bağlılık duygularını istismar etmeyiniz. Mesela çocuğunuza emek verdiğiniz bir sırada “Ben şimdi sana böyle emek verip bakıyorum, yarın büyüyüp elin oğluna/kızına varınca beni unutup bir köşeye atarsın, onun anasına ana, babasına baba dersin” türünden bir söylem, çocuğunuzun duygularını sömürmek ve onun k...
Şapka Meselesi
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

ŞAPKA MESELESİ 1996 Yılının sanırım Kasım ayı idi, İzmir / Aliağa'dayız. Egenin soğuk ve esintili bir gününde iş yaptığımız şantiyeden gelip bir iş için doğruca Vergi Dairesi'ne gittim. Bir gün öncesinden beni çağıran Müdür Yardımcısı ile görüşmem gerekiyordu. Kendisinin Müdür'ün odasında bulunduğunu öğrendim. Kapıdaki görevliye içeri girmemde bir sakınca olup olmadığını danıştıktan sonra kapıyı çalarak içeriden buyur daveti alıp içeri girdim. Müdür Bey makamında, benim görüşeceğim yardımcısı ve başka birkaç memur da karşısında oturuyordu. "Özür dilerim, toplantınızı bölmek istemezdim. Müdür Yardımcısı Nevzat Bey beni çağırmışlardı, müsaadenizle kendisine buraya geldiğimi bildirmek isterim..." derken Müdür Bey mağrur ve buyurgan bir ses tonu ile adeta sözümü keserek "Bu kılıkla devlet dairesine gelinir mi?" deyince birden irkildim. Askeri eğitimden geçmiş ve bazı konularda duyarlılık karakterime işlemiş olduğundan ilk anda hemen suçluluk...