GELECEK BİN YILIN İNŞASI-Mustafa İSLAMOĞLU http://www.youtube.com/watch?v=iR-xOM_Wjn8
Kayıtlar
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Çocuğu, kendi kendini savunmak zorunda bırakmayınız. Sürekli bu durumda kalan çocuk, haklıyken de haksızken de kendini savunmak için tüm savunma mekanizmalarını çalıştıracaktır. Çocuğu yargılamayınız. “Aptal, geri zekalı, sersem, serseri” demek yargılamaktır. Bu şekilde yargıladığınız çocuk kendi kendisini öyle olduğuna inandırmaya başlarsa onun aptal olmadığına, geri zekalı olmadığına, işe yaramaz olmadığına inandırmak çok zor olabilir. Ve ilerde onun aptalca işler yapması artık kendisi tarafından olağan karşılanabilir. Daha da kötüsü, kendisinin hakkındaki bu olumsuz yargılara çocuğun kendisi de katılması halinde, kendisini değiştirme iradesini yitirir. Çocuğunuzun size olan bağlılık duygularını istismar etmeyiniz. Mesela çocuğunuza emek verdiğiniz bir sırada “Ben şimdi sana böyle emek verip bakıyorum, yarın büyüyüp elin oğluna/kızına varınca beni unutup bir köşeye atarsın, onun anasına ana, babasına baba dersin” türünden bir söylem, çocuğunuzun duygularını sömürmek ve onun k...
Şapka Meselesi
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

ŞAPKA MESELESİ 1996 Yılının sanırım Kasım ayı idi, İzmir / Aliağa'dayız. Egenin soğuk ve esintili bir gününde iş yaptığımız şantiyeden gelip bir iş için doğruca Vergi Dairesi'ne gittim. Bir gün öncesinden beni çağıran Müdür Yardımcısı ile görüşmem gerekiyordu. Kendisinin Müdür'ün odasında bulunduğunu öğrendim. Kapıdaki görevliye içeri girmemde bir sakınca olup olmadığını danıştıktan sonra kapıyı çalarak içeriden buyur daveti alıp içeri girdim. Müdür Bey makamında, benim görüşeceğim yardımcısı ve başka birkaç memur da karşısında oturuyordu. "Özür dilerim, toplantınızı bölmek istemezdim. Müdür Yardımcısı Nevzat Bey beni çağırmışlardı, müsaadenizle kendisine buraya geldiğimi bildirmek isterim..." derken Müdür Bey mağrur ve buyurgan bir ses tonu ile adeta sözümü keserek "Bu kılıkla devlet dairesine gelinir mi?" deyince birden irkildim. Askeri eğitimden geçmiş ve bazı konularda duyarlılık karakterime işlemiş olduğundan ilk anda hemen suçluluk...
Serencam 1
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Serencam 1 Geceye açtım gözümü; Kopkoyu bir karanlık. Sayamadım karanlıkları ve yandaşlarını. Yürüdüm, yürüdüm hep karanlık. Yol sandım; karanlık dehlizleri Beraber yürüdüklerim karanlıkta kaldı. Göremedim yüzlerini Gün doğmaya yakın müşfik bir ses "Korkma!" dedi, "Korkma, aç gözlerini" Oysa açıktı gözlerim. Korktum. daha sıkı yumdum Sonra bir fener belirdi ufukta cılız O da söndü korkudan. Her yanım ıssız.. Birden irkildim. Karanlıktaki buyurgan ses: "Kimsin ve necisin?" Anladım. Karanlığın oğlu bu, yeni köleler arıyor, pazarda satmaya. Hayır, hayır yok öyle Efendilerin kölesi olmak.. "Hayır!" dedim, Zil çaldı karanlıkta. Gözüm açıldı. Karanlıktan sonra, ilk kez baktım yüzlerine; maskeli balo Hepsinin yüzü aynı Neler oluyor? Benim burada ne işim var? Kim yazdı bu senaryoyu? Sahnedeki tüm oyuncular, bilmiyorlar ki oyundalar. Rabbim! Bu ...
Nasihat 2
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Kafası karışıklara.. Hayat yolunda hep beraber yürüyüp giderken bazıları bu yol ve yolculukla ilgili anlam ve/veya yorum keşmekeşine düşer. Kendine bu hayatta adamakıllı bir yol seçemeyen veya yolculuğu kavrayamayan bütün kafası karışıklar önce yolcuları kusurlu bulur sonra da yolun eleştirisine girerler. Halbuki insan her eleştiriye önce kendinden başlamalıdır. Ben neyim? Kimim ben? Yaptıklarım düşündükle rim midir? Çelişkilerim nedir? Elbette herkesin bir tekâmül süreci vardır. Hiç kimse doğuştan mükemmel olmaz. Bu çırpınışlar da zaten insanın hep bu mükemmellik arayışının neticesidir. Yalnız burada ayırt edilmesi gereken şudur ki; eleştirenin ne maksatla eleştiri yaptığını iyi anlamak gerekir. Bazılarının ne mükemmel olma derdi vardır ne de mükemmellik arayışı. Bu gibilerin yaptığı eleştirilerin maksadı kendi yanlışlarına yandaş bulma ve meşrulaştırma çabasından öte bir şey değildir oysa. Bu hastalıklı durumu bir kenara bırakalım. Her kafası karışık için çözüm farklı olsa da ge...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
01/05/2013 Kapitalist mantık emeğin hakkını kendi oluşturdukları emek pazarına göre öder. Emeğin gerçek değerini ödeyebilen adil sistem ancak bidayette ve ahirette eşitlenme bilinci taşıyan ilahi kaynaklı vicdandır. Eşitlik ve adalet ölçüsünde yapılan bölüşüm/paylaşım sermayenin karşısında emeğe hakettiği değeri verebilir ancak. Sermayenin zulüm ve sömürü vasıtası olmadığı, emeğin kutsallığının bilinir hakkının ödenir olduğu barış ve kardeşlik dolu bir dünya elbette mümkün.
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
01/05/2013 Mutluluk bazen lokal, bazen süreli, bazen periyodik, bazen kısmi, bazen sübjektif ve bazen de konjonktüreldir. Aslında insan hiçbir zaman dünü, bugünü ve yarını ile hem şahsi hem de ailevi/toplumsal sınırsız ve sonsuz mutluluğu bu dünyada yakalayamaz. Bir resim düşünelim kompozisyon olarak her şey yerli yerindedir fakat bazı detaylar resimde boş bırakılmış olsun. Mesela resimde bir çaydanlık var v e kulpu yok, masa etrafında sandalyelerde oturan insanlar var fakat ressam oturan bir insanın altına sandalye çizmemiş. Zihin bu eksikleri tamamlayacaktır ve resmi tam görmeye çalışacaktır. İşte bütün mesele budur. Siz resmin tamamını görmeye odaklanır ve mutluluk katsayınızın yüksek olduğu anları resmin içindeki uygun yerlere yerleştirirseniz zihin kalan boşlukları dolduracaktır. Yoksa sürekli mutsuzluk diye bir hal muhaldir.
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
03/05/2013 Yine akşam oldu; bir ömür daha tükendi. Ölüm/uyku yaklaştı. Başını koyunca yastığa; hesap başlar, Mizan kurulur. Kim bilir belki sabah olur? ***** Bazıları içindekini dışarı boca etse; hiç de göründüğü gibi olmadığını anlarsın. Sen yine de insanın söylediğinden çok yaptıklarına bak. ***** Ümitle başla, sevgiyle yürü, paylaşarak çoğalt, unutarak azalt, bağırmadan konuş, konuşmadan yap, yaparken hisset, yapınca unut, ve gülümse. ***** Her sabah ölümden sonra dirilir gibi, her gün yeni bir hayat gibi. Nedir bu kavga, nefret, haset, zulüm, ikiyüzlülük?Akşama ölmeyecek misin?
Nasihat 1
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Nasihat 1 Evladım, dikkat et! Aklını kimseye kaptırma, özgürlüğünü ancak aklını korumakla kazanırsın. Sana sağdan ve soldan yanaşanlara karşı uyanık ol! Dünyada senden menfaat temin etmeyen biri varsa onu ara ve bul. Aklını ve kritik düşünme kabiliyetini geliştir ki aradığını bulmakta yanılmayasın. Doğada süslü ne varsa tehlike onunla beraberdir. Süslü laflara, süslü insanlara ve süslü vaadlere sa kın aldanma! Unutma ki cennete de süslü yollardan varılmaz! Kim sana dikensiz gül bahçesinden bahsederse ondan sakın. Aynı şekilde gül kokusu diye sana süslü ambalajlarda bir takım şeyler sunan satıcılara da dikkat et!Onun sattığı ya gül kokusu değildir ya da orada senin için çok tuzaklar vardır. Masum gözüken şeytanlar işte böyle tuzak kurar senin aklına. Unutma ki aklını yitirir veya başkasına kaptırırsan artık gideceğin yönü sen seçemezsin. Vardığın yerden de kurtulman gittikçe güçleşir. Bir de aklının kalbinle irtibatını hiç koparma. Akıl kalbinin pusulası olursa istikameti şaşırm...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Ey Ademoğlu.. Yaratılanlar içinde insanın durumu diğerlerinden çok farklıdır. İnsan bütün yaratılmışların en şereflisi olarak hepsinin üstünde bir konuma yükselebileceği gibi bütün yaratılmışlardan hatta hayvandan aşağı bir dereceye de düşebilir. "İnsan" yani "ademoğlu" olarak hepimiz aynı özden yaratılmış, ölümlü, zaafları olan, kendi kendine yeterli olamayan, başkalarına ve başka şeylere muhtaç birer varlıklarız bu dünyada. İşte bu mutlak gerçeği kabullenip kabullenmeme meselesidir aslında bütün meselelerin başı. ( Adem neslinin erkek ve kadınlarını eşitliğin ilk basamağı olarak gördüğümü belirtmeliyim, dolayısıyla burada bütün hanımlar "oğlu" ifadesinin içindedir, dilin kullanımı gereği ...oğlu denmektedir. ) Şeytan, atamız Hz. Âdem'e tam da bu zaafından yanaştı ve onun nefsini "ölümsüzlük" arzusuna kaptırarak ayağını kaydırdı. İşte hepimizin atası ve bir peygamber ve ilk insan olan Hz. Adem ilk günahı da böylece işlemiş oldu. Yüce Allah ...