Kayıtlar

2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İSTANBUL

Resim
İstanbul'u bul Hayallerdeki şehir; İçinde yaşar bin fikir, Kimine göre;  öldürücü bir zehir, Kimine göre;   dupduru akan bir nehir. Kim ne aradıysa bulmuş, Kaybedeni de Kaybedileni de çokmuş, Kimine göre; İçinde insan yokmuş, Kimine göre; Açlar burada tokmuş. Bir masal gibi yaşar İstanbul Bir yanda kahramanlar,  diğer yanda figüranlar, kostümler değişir zamanla.. Sahne hep aynı, Senaryo güçlünün yazdığıdır Gerisini sen anla.. Hayat mı istersin, Yoksa hayal mi? Ne ararsan bulunur, Makam, şöhret, Servet, para ve pul.. Hepsi İstanbul’un içinde.. Kaybetme sen kendini; içindeki İstanbul'u bul.. Peyami Bayram 24.12.2019 İstanbul

VI. DİN ŞURASI KARARLARI

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulunca düzenlenen "6. Din Şûrası" kapanış programı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. "Sosyokültürel Değişim ve Diyanet Hizmetleri" başlığıyla düzenlenen "6. Din Şûrası" kararlarını Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, kamuoyuna açıkladı. 4 gün boyunca 353 katılımcının 5 komisyon halinde müzakere ettiği, “Sosyokültürel Değişimin İnanca ve Dini Hayata Etkisi", "Sosyokültürel Değişimin İnanca ve Dini Hayata Etkisi", 'Sosyokültürel Değişim ve Dini Eğitim', 'Sosyokültürel Değişim ve Dini Yayınlar', ‘Sosyokültürel Değişim ve Yurt dışı Diyanet Hizmetleri’ ana başlıklarıyla ilgili aldığı ve Diyanet İşleri Başkanı Erbaş’ın kamuoyu ile paylaştığı 37 karar, şu şekilde: VI. DİN ŞURASI KARARLARI SOSYOKÜLTÜREL DEĞİŞİM VE DİYANET HİZMETLERİ Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de pek çok sebebe bağlı olarak yaşanan sosyoekonomik ve kültürel de...

BURASI KAYBOLDUĞUN YERDİR

Resim
Burası kaybolduğun yerdir Burada ne arıyorsun? Yakınlarını mı, dostlarını mı, sevenlerini mi ya da sevdiklerini mi? Yoksa yaşadığın anıları, eski dostları, ilk çocukluk arkadaşı veya hatırlamak bile istemediğin kötü şeyleri mi? Kimisinin, belki de çoğunun, ne aradığını bile bilmediği bir yer burası. Ölümsüzlük diyarı burası. Hayallerin şekillendiği, umutların yeşerdiği ve zamanın hiç tükenmediği bir yer. Gülersin, ağlarsın, eğlenirsin, zevklenirsin, hiç usanmadan vaktin nasıl tükendiğini fark etmezsin bile. Ne gece olur burada ne gündüz. Ne mesai saati var ne de tatil. 365 günde 24 saat yaşanan, ömrünün sonunu şimdilik hiç kimsenin kestiremediği bir zamansızlık diyarı burası.. Resimler, videolar, hikayeler, anılar, paylaşımlar, yorumlar ve emojilerin dünyası burası. Aslında kimsenin hükümran olmadığı bir alem gibi görünür. Tıpkı kumarhane gibi. Her zaman sahibi kazanır. Gelen geçen zamanını ve parasını tüketir burada, bir de umutlarını. Sahicilik yok çünkü. Görsen...

Bugün ve Sonrası

Bugün ve Sonrası Daima bir sonraki merhaleye ulaşmak için sabırsızlanıyoruz. Elde etme ihtimalimiz çok düşük bile olsa daha konforlu ve hatta lüks bir hayata erişmek için çaba sarf edip, didiniyoruz. Bu yüzden, belki de beyhude koşturmaca sebebiyle, içinde bulunduğumuz anı ve ortamı çoğu zaman  ıskalıyoruz. Halbuki yaşadığımız her bir an birikerek bizim bir sonraki merhalemizi hazırlıyor. Her gün kumbarasına bir lira atmak veya herhangi bir kağıt kırpıntısı atmak gibi bir durum aslında bu. Tercih bizim. Ya bundan sonraki merhale/hayat için bir şeyler biriktirir ve biriktirdiklerimizle refah ve huzur içinde yaşarız ya da elemli bir ziyan bizi bekliyordur. Karar bizim. "Kadınlar, soy-sop, kariyer, yük yük altın ve döviz, lüks arabalar, hisse senetleri, emlak ve bol kazançlı işler gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi. Bunların hepsi dünya hayatının geçimliğidir. Oysa asıl varılacak güzel yer ancak Allah'ın katındadır."  (Âl-i İmran 3:14...

Medyada Gördüğümüz, Duyduğumuz Haberlere Ne Kadar Güvenelim?

Medyada Gördüğümüz, Duyduğumuz Haberlere Ne Kadar Güvenelim? Sanırım Ekim 1996 idi, İzmir'in Aliağa ilçesindeydim.  Bir akşam üzeri  bir siyasi parti ilçe başkanı olan  aile dostumuz  Faysal Bey aradı ve bana Bosna Hersek'ten gelen bir misafiri olduğunu ve benimle tanıştırmak istediğini söyledi. Bu misafirin Bosna savaşında komutanlık yapmış olduğunu da söyleyerek benim mutlaka görüşmem gerektiği konusunda ısrarcı oldu. Ben de kendisini kıramadım ve yanlarına gittim. 40-45 yaşlarında aksanı bozuk bir Türkçe ile konuşan misafir anlaşılan bizim arkadaşları oldukça heyecanlandırmıştı. Bosna savaşının anıları çok tazeydi. Hele ki Srebrenitsa katliamının üzerinden henüz bir yıl geçmişti. Bütün Türkiye'yi acıya boğan ve bir türlü yardım ulaştırmaya çalıştığımız o mağdur ve mazlum kardeşlerimizden biri, hem de bir komutan, bir gazi şu anda karşımızdaydı. Peki bu kişinin sözlü olarak anlattıklarından başka bizi ikna edecek bir kanıt var mıydı? Evet, bu misafirin elinde ...

Nasihat 8

Nasihat 8 Derdi olmayanın derman araması da olmaz. Dertsiz kimseden yoldaş olmaz. Bil ki; Dermansız dert olmaz. Dertsiz kimse mert olmaz. Derdi olanın; gözü de sözü de tok olur, ama sert olmaz. Yıkılmaz bir kaledir Dertli olanın kalbi, Muhasara edilir belki muvakkat Zaptedilemez o kale Çünkü onda iman kat kat. Dertsizden uzak dur, Bir de ümitsizden. Kimseye hayır gelmez gayretsizden. Daima bir derdin olsun evladım, Derman ararsan Mevla verir, Sen yola düş, Gayretin sana ümit verir, İlim ışık olsun yoluna, Bakma sağına, soluna, Kazancın gündelik olmaz bu yolda, Yarın uzak değil, Bir gecenin ardında. Peyami Bayram 28.09.2019 İstanbul

MOSKOVA

Resim
Moskova Notları 1 Moskova'da yaşamak gerçekten çok zor. Geçmişte komünist dünyanın yani demirperdenin merkezi olmuş bugün vahşi kapitalizmin en acımasız şehirlerinin başında geliyor Moskova. Hayat çok pahalı. Sıradan bir çalışanın, onların eski tabiriyle proleterlerin emeğiyle burada ev sahibi olması neredeyse imkansız. İki odalı, yani bizdeki tabirle 1+1 ev alabilmek için yaklaşık 200-250 bin dolarınız olmalı. Aynı evin kirası ise bin dolar civarında. Bahsettiğim bu tarz bir ev şehrin merkezinde falan da değil. Çok kalabalık ve bir o kadar da hareketli bir şehir Moskova. Yaklaşık 20 milyon insan yaşıyor. Aynı anda 1 ila 2 milyon insan yerin altında metroyla bir yerden bir yere ulaşmaya çalışıyor. Evet bu rakam belki biraz abartı gibi gelebilir. Ancak bizzat metro istasyonlarını ve o kalabalığı görünce inanmamak elde değil. Yerin altında bazı yerlerde iki bazı yerlerde de üç kat metro hattı döşenmiş. 1900'lü yıllardan itibaren yapılan bu metro hatlarının yapımı ya...

Adalet

ADALET(!) "Mecidiyeköy'de Torunlar İnşaat tarafından yıkılan Ali Sami Yen Stadı yerine yapılmakta olan rezidans inşaatında çalışan işçilerden onu servis asansörünün düşmesi sonucu öldüler." (Haber) On işçinin bir dizi ihmaller neticesi ölümü ile ilgili şantiye şefi, proje müdürü ve iki de asansör teknisyeni tutuklanmış. Muhtemelen bu kişilere ufak yollu cezalar verilip vefat edenlerin ailelerine de sus payı hükmünde tazminatlarla bu olay kapatılır. Bu ülkede bunca yıldır edindiğim onca tecrübeler bunu gösteriyor. Bence o inşaatın birinci patronu kim ise onu cezalandıramayan, tutuklayamayan sistem adil bir sistem değil sermayeden, yani güçlüden yana bir sistemdir. Evet ölenle ölünmez, patron da böyle bir netice olsun istemezdi. Buna da eyvallah. Peki bu gökdelenleri bu patron ne için yapıyor? Para kazanmak için. İşçiler ne için öldü ve halen ne için çalışıyorlar? Para kazanmak için. İşçiler para kazanayım derken canından oldu. Hem canından hem de kazancında...

Yıldız

Resim
Yıldız Şöhretli bir yıldız olmak var; sahnelerde, ekranlarda bugünlerde çocukların aklında.. Kırlarda dolaşmadılar onlar.. Gece vakti ıssızlıkta, kurt ulumalarında bilemezler onlar nasıldır bir seyyahın ya da bir denizcinin yıldıza bakışı.. Ne bilsinler yıldızdan gelen akışı.. Ne fal aç ılan yıldıznamelerde ne de Y ıldız’daki sarayın pencerelerinde görünmez bir yıldızdır o.. Milletinin gönlünde ışık saçan, yıldırımlarla çakan, destanlar yazan bir yıldızdır o.. Bakmasını bilene yol gösterendir fezadaki her yıldız.. Görmesini bilene sonsuz bir hız.. Kim takarsa onu şahididir tarihin, sahibidir talihin.. Önce hayallerini yaşadığımız, sonra omuzlarımızda taşıdığımız milletin emanetidir, vatanın izzetidir, subayın alametidir o yıldız. Peyami Bayram 29 Ağustos 2019 İstanbul

ELDEN GİDEN

Elden giden nedir? Vatan elden gidiyor, din elden gidiyor, rejim elden gidiyor, ormanlarımız yok ediliyor, denizlerimiz kirleniyor, ozon tabakası deliniyor. Bu gibi tepkisellikler ne getiriyor? Sanırım sadece kitlelerin gazını alıyor. İnsanlar birden fazla konuda bunalmış, sıkılmışken bir konu öne çıkarılır, çoğunlukla sonu bir yere varmayan ufak ya da büyük çaplı eylemlerle kitlelerin manipüle edilmesi sağlanır. Biraz eylem, slogan derken hele de polisin biber gazı ve jopu da değmişse fevkalede bir iş yaptığına inanan vatandaşın keyfine değme gitsin. Yediği pataktan başı göğe erince(!) yeni bir eyleme doğru hazırlanır öfkeli kitle. Bu döngüyle küresel sermaye baronları kıs kıs  gülerek servetlerini ve nüfuzlarını artırmaya devam ederler. Birilerinin sermayesi ve nüfuzu artıyorsa buna mukabil birilerinin parası ve emeği çalınıyor demektir. İnsanlar sadece kendi emeğine ve parasına sahip çıkmak için mücadele etmek yerine boyundan büyük sorun(?)ların karşısına dikilme...

Özbenlik/nefis ve merkezde olmak

Özbenlik/nefis ve merkezde olmak İnsanın elinin yettiği insanlar yâranı, dilinin yettikleri dostları, bazı eylemleri ve söylemleri ile ulaştıkları gönüldaş/fikirdaşlarıdır. Bunlar içi içe geçmiş halkalar gibidir. En içte kişinin öz benliği, bu öz benlikte/nefiste bilkuvve bulunan; sevgi, merhamet, diğerkâm olmak, cömertlik, dürüstlük, mertlik gibi sıfatlar en yakın halkaya, yani yarâna dokunmalı ki oradan dalga dalga dostlar ve sonra gönüldaşlar/fikirdaşlar da nasiplensin. Özbenliğin/nefsin; böyle güzel hasletlerle dolup taşması, ancak yüce bir ideal/ülkü/mefkûreye inanmakla mümkündür. Yani; merkezde olacaksın ama benmerkezci/bencil olmayacaksın. Kolay bir şey değil; zaten zoru başarandır kalıcı eser olan/bırakanlar.. Peyami Bayram 27.07.2019 Armutlu

Nasihat 7

Nasihat 7 Türkiye Cumhuriyeti devleti İstiklâl Harbi sonrasındaki yakın tarihinde, ABD ve NATO dayatmalarına karşı; 1974 Kıbrıs barış harekâtı, 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü ve nihayet S400 alımı konusunda dik duruşuyla bağımsızlığını perçinlemektedir. Bu duruşun yanında olmak ne bir partinin taraftarı olmaktır ne de başka bir siyasî tarafın karşısında olmaktır. Türkiye Cumhuriyeti sevgisi ve bağımsızlığına gönül vermek bütün bağlılık, bağımlılık, taraftarlık, grupçuluk, hizipçilik, particilik, cemaatçilik taassuplarının üzerinde olmadığı sürece bize bu dünyayı cehennem edecek zebaniler nöbet bekliyor. Bunu asla unutma evlâdım! Peyami Bayram 22/07/2019 İstanbul

15 Temmuz 2016 kalkışmasının kısa özeti ve çıkardığım dersler

15 Temmuz 2016 kalkışmasının kısa özeti ve çıkardığım dersler; 1. 15 Temmuz 2016 tarihine gelinceye kadar Fetullah Gülen isimli şahıs yüce İslâm dininin kavramlarını suistimal ederek uydurduğu kendi dinine topladığı müritleriyle yaklaşık kırk yıllık bir süreçte sistematik olarak ve sinsice Türkiye Cumhuriyeti'nin en hassas noktaları olan başta TSK, Emniyet ve Yargıdan başlamak üzere yerleştirdiği elemanları ile devleti neredeyse ele geçirmişti. 2. Devlet bürokrasisi, istihbarat birimleri, askeri yüksek idare ve özellikle de siyâset erbabı bu süreçte bu yapıyı ya tam çözemedi  veya büyümesi ile birlikte ulaştığı güç ve özellikle küresel güçlerle bağlantıları nedeniyle menfaatdaş olmayı yeğlediler. Bu hususta ilk zamanlarda islamcı gruplar Fettulah Gülen'in de "müslüman" olmasını, "aynı kıbleye yöneliyor" olmayı, "alnı secdeli insanlardan zarar gelmez" fikrini göz önüne alarak görüşleri ve yöntemlerini beğenmeseler de bu kadrolaşmaya sessiz kal...

23 Haziran 2019 Seçim Sonuçları

23 Haziran 2019 Seçim Sonuçları  Seçim sonucu İstanbul için inşallah hayırlı olur. Kazanan bir aday veya bir kadro değil İstanbul halkı olur umarım. Seçim sonuçları sadece İBB Başkanı seçimi ile sonuçlanmış olmayacak gibi duruyor. Beklenen muhtemel gelişmeler şöyle olacak sanki; Türkiye siyaseti yeniden tasarlanacak, CHP için muhafazakâr duyarlılık önemli ve öncelikli olacak, AK Parti aldığı yenilgiyi ve seçmenin mesajını mutlaka değerlendirecek ama kadroların yenilenmesi dahi partide olacak reformun önüne geçemeyecek. Sağ muhafazakâr yelpazede yeni açılımlar ortaya çıkacak, Milliyetçi kesim siyaset yapma temellerini ve tarzlarını yeniden gözden geçirecek. Sol siyaset kalmadığı ve ideolojilere rağbet olmadığı için Türkiye'nin yeni solu HDP üzerinden devam edecek. HDP de terör örgütleriyle ilişkisini kısıtlayarak bu kulvardaki alanını genişletmek için çaba gösterecek. Yukarıdaki gelişmeler doğal olarak ülkemizi bir erken seçime götürür. Siyaseti izlemeyi bile bilmed...

İBB SEÇİMLERİ

İBB adayları Binali Yıldırım ile Ekrem İmamoğlu'nun çıktığı İsmail Küçükkaya moderatörlüğündeki tartışma programı öncelikle karşılıklı insani ve demokratik ölçülerde, bel altına vurmadan fikirlerin tartışılabilmesini ortaya koyması açısından yeni siyasi hayatımız için iyi bir başlangıç oldu diyebiliriz. Bu tür tartışmaların doğal olarak galibi ve mağlubu olmaz. Herkes tuttuğu tarafın üstünlüklerini görür. Lakin kampanya süresince kendi adayına odaklandığı için karşı taraf hakkında daha az ve dolaylı bilgi sahibi olur. Bu tür tartışmalar bu açıdan faydalı olabilir. Aynı zamanda medeni bir şekilde fikirlerin insanca  tartışılması ve karşıt görüşlerin sorunlara çözüm alternatiflerini sergilemesi için uygun bir zemin ve güzel bir örnek oluşturmaktadır. Biz seçmenler için siyaset her ne kadar bir hizmet yarışı gibi sunulsa da ülkemizde politikacıların bu işten nemalandıklarını göz ardı edemeyiz. Umulur ki bu tür kamuya açık tartışmalar ile daha şeffaf hale gelecek bir siyaset gerçek...

1 Mayıs..

Emek sömürüsü yapan zalim patrondan hakkını alamayan zavallı emekçilerin aslında öncelikle fikrini, umudunu ve emelini sömüren sendika ağaları ile onların değirmenine su taşıyan sözde sosyal demokratı, yalandan devrimci, tuzu kuru(zengin) sosyalistler ile dindar görünümlü tek dünyalıları, intihalci akademisyen bozuntularnı, fertleri cemaate feda eden hoca efendileri, yalan üretip icraat üretmeyen siyasetçileri, fildişi kulelerinden kalem oynatan halkına fransız entellektüelleri görmesi ve bunları aşması gerekir. Elbette bütün olup bitenleri tersyüz edip kasıtlı dezenformasyon yaparak hedef saptıran, her zaman kazananın yanında olan medyanın çirkin yüzünü de mutlaka görmelidirler. Bir emekçi olarak kendi değerimin başkalarının terazisinde tartılmasına razı değilim. Hak için mücadelede Allah'ın vahyi, peygamberim, aklım ve imanım bana en iyi klavuzdur. Gerisi fasarya! Peyami Bayram 1 Mayıs 2014 İstanbul

Notre Dame Katedrali Yangını ve Tepkiler

Notre Dame Katedrali bir kilisedir, yani ibadethane, aynı zamanda 856 yıllık bir tarihi eserdir, Şam Ulu Camii olarak da bilinen Emevi Camii de bir ibadethanedir, aynı zamanda 1280 yıllık bir tarihi eserdir. İbadethanelerin savaş zamanında bile dokunulmazlığı vardır, tıpkı hastaneler gibi, bu uluslararası hukukta ve İslam hukukunda da böyledir, Tarihi eserler insanlığın ortak mirasıdır, tarih, sanat ve kültür insanlığın kollektif kazanımlarıdır ve böyle eserler insanlığın gelişimi için bir çok bilimin istifade ettiği muazzam kaynaklardır. Talihsiz bir yangın neticesinde hasar gören Notre Dame Katedrali ile ilgili yorum yapan bazı kişiler bu yangınla Suriye'de iç savaşta bombalanarak tahrip edilen Emevi Camii arasında bir ilişki kurarak intikam, nefret ve biraz da sevinç ifade ettiler. Hatta bu yangını bir zafermiş veya bir zaferin baslangiç meşalesiymiş gibi görenler bile oldu. Ne diyelim, dua edelim bu içler acısı halimize. Allahım bize o eşsiz merhametinden lut...

Yeni Zelanda'da Birleşen Yürekler Çok Şey Anlatıyor

Yeni Zelanda'da Birleşen Yürekler Çok Şey Anlatıyor 15 Mart 2019 tarihinde Yeni Zelanda Christchurch'te menfur bir saldırıda şehit edilen 50 müslüman ve onlarca yaralı için duyduğum acıyı paylaşmak ve başsağlığı dileklerimi iletmek üzere Yeni Zelanda'nın saygıdeğer Başbakanı Sayın Jacinda Ardern'e bir mesaj gönderdim. Her türlü takdirin üzerinde duygu ve düşüncelerle barışın, sevginin ve dayanışmanın en güzel örneğini vererek bütün dünyaya emsali az bulunur bir liderlik gösteren bu saygıdeğer hanımefendiden hiç beklemediğim halde bana gelen cevap kendisine olan hayranlığımı bir kat daha artırdı. Bu örnek şahsiyetlerin varlığı insanlık ve gelecek adına ümitlerimizi artırıyor, hayata pozitif bakmamızı ve şükür edecek daha çok şeylerin olduğunu bize hatırlatıyor. Yaşasın insanlık için, kardeşlik için, barış için, sevgi için omuz verenler, bir araya gelenler. İnsanlık onurunu ve haysiyetini en güzel şekilde temsil ettiğiniz için size bir kez daha minnet ve ...

31 Mart 2019 Yerel Seçimleri ve Düşündürdükleri

 Yarın(31 Mart 2019) Türkiye'de mahalli idareler seçim yapılacak. Son saatlerde benim içimdeki hisler önceki seçimlerden biraz farklı. Artık seçilmişlerin/siyasetçilerin farklı bir rol üstlendikleri, demokrasi oyununda seçenler ve seçilenler arasında üzerinde fazla düşünülmeyen farklı bir ilişki olduğunu düşünüyorum. Her iki taraf da aslında -miş gibi yapıyor, hatta bunu seçmenler(halk) sanki daha çok yapıyor gibi. Siyasetçinin varacağı bir hedefi elde edeceği şahsi çıkarları olabilir. Ancak halkın seçimlerden beklentisi oldukça farklı gibi geliyor bana. Halk biraz daha yüzeysel, hayalperest, ütopik ve belki manevi(dini değil duygusal anlamda) bakıyor ve bu bakışıyla muhtemeldir ki farkında bile olmadan -miş gibi davranıyor. Çok sevdiğim arkadaşım, dostum Dr. Ali Kemal Güler'in sık kullandığı bir lafı vardır "deli numarası yapma" diye, işte tam bu noktada aklıma o geliyor. Zaten çoğunlukla insanlar hakikatin peşinde değiller. O halde yine bu oyuncular ve izleyenler...

Muhafazakarlar ve Modernistler

Muhafazakarlar ve Modernistler   Aliya İzzetbegoviç İnsanı sadece terbiye etmekle kalmayan aynı zamanda dünyaya nizam verme yeteneği olan İslam' a, kendi kabulleri doğrultusunda, İslami yenilenme fikrine, her zaman iki tip insan tarafından karşı çıkılmaktadır: Muhafazakarlar eski reçeteleri, modernistler ise başkasına ait (yabancı) reçeteleri istemektedirler. Birinciler İslam'ı geçmişe çekmekte, ikinciler ise ona yabancı bir gelecek hazırlamaktadırlar. Aralarında mevcut olan büyük farklılıklara rağmen bu iki grup insanın ortak tarafları vardır. Her ikisi de Avrupalıların anladığı manada İslam' ı sadece din (religion) olarak görmektedirler. Mantık ve dil inceliklerine yönelik belli eksiklikleri ve İslam'ın özü, onun tarihte ve dünyadaki rolü hakkındaki anlama kabiliyetsizliği, bir sebepten dolayı tamamen yanlış olarak, onların İslam dinini religion olarak tercüme etmelerini sağlamaktadır. İnsanın varlığı ve görevi hakkındaki temel gerçeklerinin te...