Kayıtlar

Babam ve Köy Enstitüleri

Bir kaç yüzyıllık yenilgiler ve geri çekilmelerin ardından yokluk ve sefalet içindeki bir yurdun evlatları adeta küllerinden yeniden doğarcasına inşa ettikleri Türkiye Cumhuriyeti tarihinin çok önemli atılımlarından biri de Köy Enstitüleri ile yapılmıştır şüphesiz. Harap ve bitap düşmüş, yokluklar içindeki bir milletin eğitim noksanlığı giderilmeden tekrar ayağa kalkması düşünülemezdi. İşte Hasanoğlan gibi örnek bir kampüste yetiştirilen köy çocukları tekrar köylere döndüklerinde on parmağında on marifetle donanmış olarak birer eğitici, öğretmen, sağlık memuru,, hemşire ve sanatkar olarak halka ışık saçtılar, örnek oldular, umut oldular. Makus talihini yenmekten ümidi kalmamış bir milletin çocukları okumayı, öğrenmeyi, gelişmeyi ve daha pek çok şeyi onlardan öğrendiler, onların sayesinde sevdiler. Bunu nereden ve nasıl mı biliyorum? Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nden mezun, yıllarca köylerde gece-gündüz, kar, yağmur, çamur, fırtına demeden, Allah rızası ile millet ve memleket sevdası d...

Medya ve sosyal medyanın büyüleyici, etkileyici ve yok edici gücü üzerine düşünceler

Resim
  Medya ve sosyal medyanın büyüleyici, etkileyici ve yok edici gücü üzerine düşünceler.. "Gazete, size söylettirmek istediğini söylediğinizi varsayıp yazan bültendir." (Ursula K. Le Guin, Mülksüzler) "Halkı diğerlerine karşı öfkelendirirsek karınlarının açlığını unuturlar." Charlie Chaplin Sevgili dostum, Bu dijital iletişim araçları seni o kadar iyi tanıyor ki sürekli içinde kalman için seni kolayca manipüle ediyor. Önceden vakit geçirdiğin şeylerin benzerlerini önererek sürekli vaktini alıyor. Böylece daha da fazla veri almış oluyor. Ve seni daha da iyi tanıyor. Keşke iyi niyetli olup içine çekmese. Ama ilk önce bunların sahiplerinin sıfır ahlaklı kapitalist devler olduğunu bilmen lazım. Ve bu sözde iletişim araçları ve onların içindeki çeşitli uygulama, oyun, sosyal medya vb yazılımların hiçbiri bedava ya da hayrına ya da iletişim kolaylaşsın diye yapılmış veya üretiliyor, işletiliyor değil. Adamlar sıfır üretim, sıfır mamul sevkiyatı ile tamamen veri işleyerek 2...

Herşeyi Bilenler..

Herşeyi Bilenler.. (1) İnsanın her konuda bir fikri olması kadar doğal bir şey olamaz. Çünkü insan düşündüğü, aklettiği, muhakeme yaptığı oranda insandır. Bedeni, kişiliği, ailesi, çevresi, işi, mesleği, ülkesi, öteki insanlar ve hatta yaşadığı dünyanın tamamı insanın ilgi alanındadır. (2) İlgi bir konuda fikir yürütmek için kafi midir? Ya da fikir yürütmek için başka ne gerekir? Mesela insan kendi bedeni hakkında bile fikir yürütmesi için bilgi sahibi olmak durumundadır. Yoksa tıp bilimi ve hekimlere gerek kalmazdı. (3) Son yıllarda dijital iletişim araçlarının yaygınlaşması ve her türlü veri akışının hızlı olması insanları büyük bir yanılgıya sürüklemiştir. Yığınla resim, video vs verinin günün her saatinde önüne serildiği insan bilgi sahibi olduğu zannına kapılıyor maalesef. (4) Bu yanılgı ve zaten içinde saklı olan üstünlük, bilmişlik kompleksi bir araya gelince karşımıza her konuda uzman kesilen yarım akıllı, kıt muhakeme kabiliyeti olan, güya herşeyden haberdar aslında malumatfur...

İyi ki internet var..

Resim
İyi ki internet var.. Gördünüz ya çocuklar, güzel şey bu internet; bize dünyayı gösterir, komik komik filmler, bir de hüzünlü hikayeler. eski dostlarını bulursun, gruplarda coşar yorulursun, mesajlarda boğulursun, saatlerce gezinir kendini ilgilendirmeyen bir çok şeyde kaybolursun, bir, iki faydalı yazı okumakla da avunursun. bilmek istemediğini okumaz, duymak istemediğini dinlemez, görmek istemediğine bakmazsın. amma velakin; selam bile vermeyeceğin, hatta selamını dahi almayacağın insanlarla arkadaş olursun, yanına yaklaşmayacağın işleri de  sırf meraktan  takip edersin. sanal dünyadır diye bazen sahte isimlerle gezersin sanırsın ki izini kimse görmez; tek akıllı sensin! kim kiminle nerede ne halt etmiş merak edersin, sana ne?  sanki düzeni kuran sensin; değiştirmeye gücün varsa kendini düzeltirsin.. işine bu kadar vakit ayırsan; her yıl terfi edersin. merak ediyorsan deyivereyim; ne kellik ilacı bulundu, ne mafya çökertildi, ne de varoş kızları yıldız oldu bu alemde. a...

Yüksek öğrenimin getirdiği pek yüksek kaygı

Niçin ha bire yeni üniversite ve yeni fakülteler açılıyor? - Diplomalı sayısı artsın, ülke istatistikleri güzelleşsin. - Öğrenci sayısı artsın işsizlik rakamları azalsın. - Özel okul işletmecilerine gelir olsun, ekonomi canlansın. Sonuç mu? Gariban takımı için boş ümit. Yazık! Ziraat, jeoloji, peyzaj, endüstri ve daha pek çok mühendis, iktisat, işletme, fizik, tarih gibi onlarca bölümün yanı sıra hukuk, eczacılık ve veterinerlik bölümleri de ihtiyaçtan çok çok fazla var ülkemizde. Bir de bu ihtiyaç fazlası bölümlere ihtiyaç fazlası öğrenci alınıyor. Yetersiz akademik personel ve yetersiz fiziki imkanlar da eklenince üzerine mezunların seviyesini siz düşünün. Sonra da diplomalı işsiz bir yığın gençlik. Peki, bu gençler diplomasının altını doldurabiliyor mu? Yabancı dil biliyorlar mı? Mesleğiyle ilgili bilişim sistemleri, yazılım ve muhtelif programları kullanmayı biliyorlar mı? Meslek ve ilgi alanına yönelik farkındalık düzeyi ne seviyede? Hiç para kazanma deneyimleri olmuş mu? Bunların...
Ey iktidar sahipleri, Bu gidişatı iyi okuyun. Yoksa sizin gidişatınız olur bu olaylar. Ben iktidarım, ben güçlüyüm, ben çoğunluğum vs diyerek her aklıma eseni, her işime geleni yaparım, kimseyi de dinlemem diyemezsiniz. Hani balkon konuşmasında "bize oy vermeyenlerin de hakkını gözeteceğiz, onların da hükümetiyiz" demiştiniz. Ne oldu da halkın bu yoğunlaşan tepkisine kulak tıkıyorsunuz? Evet beşer şaşar, hata yapılmışsa ve birileri bunu dile getirmişse hatadan dönmek fazilettir. Nerde o eski faziletliler?! Bu basit bir parkın üç beş ağacının kesilmesi meselesi iken korkarım provokasyonlarla çok farklı mecralara sürüklenmeye meyyal bir duruma dönüşüyor. Her ne kadar tam anlamıyla adil bir sistem olduğuna inanmasam da yine de demokratik yollarla iktidarların değişmesi gerekir. Siz demokrasinin halkın sesine kulak verme veya yukarıda bahsettiğim sizin söyleminizde de geçen oy vermeyenlerin de hakkını koruma prensibine riayet etmezseniz yine demokrasinin gereği olan sivil itaatsi...

Gündem Yazıları 1

Modern zamanlarda yaşam ve alışveriş/kredi sarmalı.. Günümüzde AVMler ve online alışverişte süper indirimler, kampanyalar, kaçırılmayacak fırsatlar diyerek insanlar ihtiyacı olmayan bir dolu şey alıyor.  Evlerimizde kullanım fazlası eşyalar ve bir süre sonra çöpe atılanlar maalesef o kadar çoğaldı ki; çağımızın tatminsizlik hastalığı hepimizi sarmış durumda. Böylesi bir tüketim çılgınlığının sebebi belki de gelişen teknoloji, lojistik ve iletişim imkanlarıyla son tüketiciye yönelik üretimin de çılgınlık düzeyinde artmasıdır. Bu üretim/tüketim döngüsünde dünyanın kaynakları şimdiden yetersiz kalmaya başladı bile.  Dünyada son bir yıldır ciddi düzeyde hammadde krizi yaşanıyor. Üreticiler hammadde bulamamak durumunda, bulsalar bile her siparişte çok yüksek zam oranları ile karşılaşıyorlar. Bunun yanında uluslarası deniz taşımacılığının fiyatlarında yaşanan astronomik artışlar da ayrı bir sorun.  Sürekli girdi maliyetlerinin artışı üreticilerin kendi arasındaki rekabetle de b...

Hesap şaşmaz..

Evet bayım; onu da siz bilirsiniz, her mevzuda olduğu gibi, ahkam keser, akıl verirsiniz. şu dünyanın işlerine akıl sır ermez; zat-ı aliniz varken  kimseye söz düşmez..  herkesin yerine konuşursunuz, elbette  her meseleden siz mesulsünüz, haşa, bize ne gerek var, siz efendiler,  ve biz zavallı kullar, zaten bu alem ikimize dar.. öyle ya, nasıl olsa; siz her işte özgürsünüz, biz ölümlü dünya desek de; siz adeta ölümsüzsünüz.. sormak lazım; kimden aldınız bunca yetkiyi bayım? ne suyum var, ne de sayım. bir başına kalsanız da hep berabersiniz; bir yanda alkışlayanların, mağrursun öte yanda sen, ve şeytanların.. unutma sakın! bırakacaklar seni; apansız tek başına, yapayalnız.. ne hesap vereceksin düşündün mü? öldüğün vakit diyeceksin; ne çabuk doldu vakit geleceği söylenen gün, bugün mü o gün? bir fırsat daha yok mu? desen de;  asla dönüşü olmayacak! hesap zerre miskal şaşmayacak! o gün gelmeden bugün, vakit varken, bir daha  düşün ; kimdir sahibi gecenin ve gü...

Unutma

UNUTMA Unutmadan başla, Unutmadan uygula, Unutmadan bitir, Unutmadan sev, Unutmadan gül, Unutmadan hatırla, Unutmadan yaz, Unutmadan oku, Unutmadan anlat, Unutmadan git, Unutmadan gör, Unutmadan konuş, Unutmadan yaşa.. Unutma ki; Unutursan unutulursun.. Peki; Unutanın unuttuğu olmak ister misin? Ya da; Unuttuğundan utanan olmak? Öyleyse; Utanmadan unutmaktansa; Unutmadan başla! Peyami Bayram 27 Mart 2021 Arnavutköy, İstanbul

Ramazan ayı Kur'an ayı.

Ramazan ayı Kur'an ayı. Kur'an-ı Kerim ilk defa bu ayda Hz. Muhammed(as)'e inmeye başladı. Bu son ilahi kitapla Allah'ın insanlığa ilk emri ise; "Oku, Yaradan Rabbinin adıyla oku!" (Alak Suresi-1) Peki, bu ilahi hitapla karşılaşan Allah'ın son Nebisi Hz. Muhammed(as) ne yaptı? Doğruca kütüphanelere koşmadı, kitaplara sarılmadı. Zaten uzunca bir süredir mağaraya/içine kapanarak kendini/nefsini okumaya çalışıyordu.  Bu ilk mesajın şokunu atlatır atlatmaz hayatı, insanı, alemi, doğayı ve her şeyi okumaya başladı. Tabii ki Yüceler yücesi Allah'ın hidayeti ve keremiyle. Bir daha da asla içine kapandığı o mağaraya dönmedi! Ramazan ayına eriştiğimiz şu mübarek günde, alemlerin Rabbi'nin insanlığa son elçisi vasıtasıyla gönderdiği kitabı Ku'an-ı Kerim'e iman eden müslümanlar olarak bize düşen nedir? Anlamak için Kur'an-ı Kerim'i okumak. Ve çok önemli bir şey daha: Bildiğimizi okumaktan vaz geçerek hayatı, ilmi, irfanı, insanı, doğayı ve ale...