Kayıtlar

Hayat küçük bir masal

Resim
Hayat küçük bir masal Bir varmış bir yokmuş; Düşünenin aklı yokmuş, Konuşanın fikri çokmuş.. Kentler beton köşeli, Kırlar pet şişe döşeli, Issız evler sanal neşeli! Gençler dijital hapiste, Evli çiftlerin hepsi kapriste, Yaşlılar ayakta otobüste.. Zenginler tok ağırlar, Bükrokratlar ya kör ya sağırlar, Bilim adamları yapıştırıp kopyalar.. Sanat ahlaktan uzak, Spor desen para, kumar ve tuzak, Siyasette sanki dürüstlük yasak! Peyami Bayram 13.06.2017 İstanbul 
Market Duası Şevket Hüner Ya Rabbi; Ailemin zoruyla dâhil olduğum tüketim yarışının bir ferdi olmaktan aklımı muhafaza et. “Herkes sepetini doldururken ben bundan geride kalıyorum” eleminden kalbimi halas eyle. Şu an önünde durduğum tüketimi artırmak için tasarlanmış Marketten nefsimi himaye eyle. İsrafa teşvik eden bu yere istemeyerek sol ayakla giriyorum sağ ayağımla çıkmamı nasip eyle Küçük esnafı yok edip her şeyi kendi bünyesine alarak canavarlaşmış olandan ailemi gözet. Asgari ihtiyaç listemin dışında alışveriş etme isteğimin israf olduğu kanaatine eriştir. Diğer dolu sepetlerin tesiriyle elindekinin azlığıyla gönlü ezilen mağdurları muhafaza buyur. Lüzumlu olanı alacağım reyonun etrafındaki dolu rafların ayartmasından gözümü sakındır. Aileme alışveriş ederken ihtiyaç sahiplerini de unutmayıp onları memnun etmeyi nasip eyle. Tüketerek mesut olunacağını vehmeden nefsime, paylaşarak hoşnut olmaktan hissedar eyle. “Kendini iyi hissetmediğinde alışver...

UYDURULMUS DİN/İNDİRİLMİS DİN KANDIRMACASI

Prof. Dr. Mehmet GÖRMEZ UYDURULMUS DİN/İNDİRİLMİS DİN KANDIRMACASI Medyaya yansıyan, kendisiyle yapılan bir röportajda, Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Mehmet GÖRMEZ hocamıza sorulan; "Hocam, dinî tartışmalarda sık sık gündeme gelen bir tasniftir: İndirilmiş din, uydurulmuş din. Bundan ne kastediliyor. Siz bu tasnife katılıyor musunuz?" sorusuna verdiği cevap, bu hususu tartışma konusu yapan herkesi ikna edecek ve uyaracak netliktedir. Prof. Dr. Mehmet GÖRMEZ hocamız bu soruya şöyle cevap vermiştir. "Asla. Buna hem ilmen hem de ahlaken katılmak mümkün değildir. Arap âleminde de bu tasnifi “din-i münezzel” ve “din-i mübeddel” şeklinde dile getirenler oldu. Türkiye’de de medya önünde yapılan pek çok tartışmada da bu tasnifi duymaya başladık. Bu doğru değildir. Üç ihtimal söz konusu olabilir. 1.Eğer biri böyle bir tasnif ile “indirilmiş din” benim inandığım dindir. Benim size anlattığım dindir. Başkalarının anlattığı ve yaşadığı din ise uydurulmuş dindir, d...
Resim
Vatan ve millet sağ olsun! Bugün içim ağlıyor. Harp Okulu'ndan devre arkadaşım Tümgeneral Aydoğan AYDIN 'ın şehadeti içimi çok yaktı. Her şehit haberi beni üzer lakin evveliyatını, eğitimini, mücadelesini, özverisini, görev aşkını ve fedakarlığını bildiğim bir askerin şehadet haberi bir başka oluyor. Senin makamın çok yücedir aziz şehidim. Devre arkadaşımdın, askeri rütbece bizi geçmiştin, seninle gurur duyduk.  Şimdi rütbelerin en yükseğine, şehadet mertebesine ulaşarak hayranlığımızı kat be kat artırdın. Seni Cennet-i Ala'da bekleyen büyük mükafata nail oldun inşallah. Seninle Harp Okulu sıralarında olduğu gibi cennette de komşu olmayı Allah bize nasip eder inşaallah. Rabbim bizi şehitlerimizin emanetini muhafaza edecek bir iman, istikamet, kararlılık, azim, basiret ve ferasetle donat. Ya İlahi memleketimizi ve milletimizi bütün düşmanlardan, şer güçlerden, hain teşebbüslerden, ikiyüzlü ve döneklerden muhafaza eyle, bu gibilere fırsat verme, onlara karş...

HEP AYNI

HEP AYNI Beni dinle ey kadı Bozuldu işin tadı Zulümse eğer adı Kenan yapsa da aynı Yunan yapsa da aynı Söylenecek söz varsa Söyle sende yüz varsa Hak'ka tecavüz varsa Nokta yapsa da aynı Yekta yapsa da aynı İpe sermeyin unu Herkes biliyor bunu Hazineden soygunu Turgut yapsa da aynı Nemrut yapsa da aynı Zirvedeki uç beyi Çeker gözden sürmeyi Rüşvet alıp vermeyi Fazıl yapsa da aynı Rezil yapsa da aynı Halka tepeden bakan Göğsüne benlik takan Yalana yatıp kalkan Moiz olsa da aynı Vaiz olsa da aynı Doğruluktan kaçan zat Menfaatı seçen zat Haram yiyip-içen zat Murdar olsa da aynı Serdar olsa da aynı Bu gemi böyle gitmez Giderse zulüm bitmez Kim örnektir farketmez Hasmım olsa da aynı Nefsim olsa da aynı  Abdürrahim Karakoç

FETİH RUHU

FETİH RUHU Büyük atamız Fatih'in bize bıraktığı mirası Konstantin'in fethinden ibaret görmek onu anlamamaktır. Çaldıran kahramanıyla, Plevne gazisini, Mehmet Akif'le Hüseyin Avni'leri de içerisine alan bu muhteşem miras, Türk milliyetçiliğidir.  Fatih'in devletinin belli başlı üç karakteri vardı.  I. Öncelikle merkeziyetçi idi. Üç kıtaya yakın devlet ülkesini bir merkeze sımsıkı bağlıyordu. Eski Roma İmparatorluğunun koyu merkeziyetçiliği bizde adalet ve mesuliyet prensiplerine bağlı olarakakla hayret veren bir hukuk ve ahlak nizamı içinde yaşatılmakta idi.  II.Bu devletin diğer karakteri otoriteli oluşuydu. Lakin onda otorite yani tam iktidar, orta çağın İngiltere Krallığıyla, Papalık devletinde olduğu gibi hükümdarın keyf ve iradesinden doğma değildir. Halkın dimağını teşkil eden ilmiye sınıfına yani münevverlere dayanır ve her hareketinden Allah'a hesap vereceğini daima hisseder.  III. Bu devletin üçüncü karakteri hür bir totalitarizme dayanmış olmasıd...

Fatih Sultan Mehmet Han Konuşuyor."

Resim
Nurettin TOPÇU'nun 1952 yılında Büyük Cihat gazetesinde yayınlanan bir makalesi... "Fatih Sultan Mehmet Han Konuşuyor." " Beşyüz yıl önce bana kılıcımın hediyesi olan bu ülkenin semâlarında, bugün nail olduğum “ba’sü ba’de’l-mevt” sırriyle etrafıma bakıyorum. İstanbul, asırların değiştirdiği bir şehir. Evladım taşra mülkünün varını ona harcamışlar. Onun şimdiki binalarının ihtişamı yanında Topkapı Sarayı’mız eski bir medrese halinde kalmış. Bizden sonrakiler nefislerine hizmet etmişler. Biz cami, medrese, çeşme, imaret yaptırdık. Onlar köşkler, apartmanlar, devlet sarayları, oyun yerleri yaptırmışlar. Bizim vaktiyle kıyamete kadar Muhammed ümmetine hayır kastıyla kurduğumuz vakıfların yerinde, halkın yağmasına vesile olan menfaatler dolaşıyor. Bizim düşmandan aldığımız ganimetleri onlar milletten almışlar. İslam halkının tehlîl ve dua ile doldurduğumuz ağızlarından şimdi hep menfaat ve birbirlerine şekavet yadı dökülüyor. Yollarını ne kadar şaşırmışlar! ...

Biz bugün İstanbul'da sadece yaşıyoruz, duymuyor ve düşünmüyoruz.

Geçen asırda Amerika'dan gelen idealist bir mühendis, Hamlen, Hisar'daki surların tepesine çıkarak İstanbul'a baktıktan sonra, "Fatih bu şehri bu tepelerden fethetmiş ben de bu milletin kültürünü yine bu tepeden işgal edeceğim!" diyerek kolejin kendi adıyla anılan ilk binasını bu surların yanıbaşına kurmuştu. Berlin büyükelçiliğinden dönen Ahmet Vefik Paşa oradaki arazisini bu idealist Amerika'lıya satmış ve padişah Abdülaziz'in bir gafletiyle kolejin burada yaptırılması izni kendisine verilmişti. Sonradan bu hâdiseyi millî vicdanında hârikulâde bir tepki ile karşılayan vatanperver padişah Sultan Abdülhamid Han bunu affedememiş ve Ahmet Vefik Paşa öldüğü zaman nâşının, vasiyeti gereğince Eyüp'teki aile kabristanına gömülmesine müsaade etmeyerek protestanlara sattığı arazinin hemen önünde defnedilmesini emretmiş ve merhumun protestanların çan seslerini işitmesini temenli etmişti. Hamlen'in: "Bu milletin kültürünü bu tepelerden fetedilece...

Sivrisinek ve covid-19

Resim
Bakın, Allah, bir sivrisineği hatta ondan daha küçük bir şeyi  örnek getirmekten kaçınmaz.  İmana ermiş olanlara gelince, onun Rablerinden gelen bir hakikat olduğunu bilirler.  Hakikati inkara şartlanmış olanlar ise, “Bu örnek ile Allah ne demek istiyor acaba?” derler.  Bu yolla Allah, bir çoğunu saptırırken bir çoğunu da doğruya yöneltir, fakat Allah'a itaati terk edenden başkasını saptırmaz, onlar ki, öz benliklerine yerleştirildikten sonra Allah'a karşı taahhütlerini  bozarlar,  Allah'ın birleştirilmesini emrettiği şeyi koparıp ayırırlar ve yeryüzünü fesada verirler:  İşte bunlardır hüsrana uğrayanlar. Cansız iken size hayat veren ve sizi ölüme götüren, sonra tekrar hayata kavuşturan  ve sonunda kendisine döndürüleceğiniz Allah'ı nasıl inkar edersiniz? Ve dünya üzerinde ne varsa sizin için yaratan, plan ve tasarımını göklere uygulayıp onları kat kat gökler  şeklinde düzenleyen O'dur;  ve yalnızca O'dur her şeyin tam...

Hesap

Keser döner sap döner.. Olmadı değil mi? yine olmadı.. Tutmadı, hesaplar bir türlü tutmadı.. Ne oldu? Yine son sözü onlar söyledi; Türkiye'nin bağrı yanıkları, bu toprakların öz evlatları. Ekmeğinizin buğdayını yetiştiren, kınalı kuzularını askere gönderen, köyde çiftçi,  şehirde işçi.. Öyle asilzade değil sizin(!) gibi, sıradan asgari ücretli, hani şu çok çocuklu, makarna ve bulgurla beslenen, kuru soğanı ekmeğine katık eden, parasız yatılı okullarda okuyan, yaz tatilini Kuran kurslarında geçiren. Güler yüzlü, misafirle ekmeğini bölüşen, iki göz evde gülüşen çoluk çocuk dede torun hısım akraba derdine düşen. Kim ne derse desin bayrağını, ezanını,  komşusunu, bir de devletini namusu bilen; bu ülkenin  kuşlarına ve kedisine bile merhamet eden; hainleri, namussuzları ve bir de aslını unutmuş soysuzları asla affetmeyen güzel ülkemin; Türkiyem'in saf çocukları. Bize ne mutlu; Türkiye'den bütün ...