Neden yazıyorum?
İnsanoğlu için iletişim belki de nefes alıp vermek, yiyip içmek ve sair temel gereksinimlerinden biridir. Kendi derdini anlatmak için, başkalarını tanımak için, aile, eğitim, ticaret, sanat, hukuk ve kısacası hayatın her alanı için iletişim olmadan insanın ne bireysel ne de toplumsal hayatı devam edemez. İletişim bilindiği gibi temel olarak sözlü, görsel, işitsel ve yazılı iletişim şeklinde olabilmektedir. İnsanoğlunun yazıyı icadından beri yazı yoluyla iletişim tarihin, bilimin, sanatın, kültürün, medeniyetin ve dinlerin ana kaynağı olagelmektedir. Her ne kadar günümüzde teknolojinin gelişmesi görsel ve işitsel iletişim vasıtalarını öne çıkarmış olsa da yazının önemi hep önde olmaya devam edecektir. Yüzyıllardır Herodot tarihi okunuyor, Dede Korkut masalları hem sözlü hem basılı nesilden nesile aktarılıyor, Aristo’nun, Eflatun’un, Da Vinci’nin, Victor Hugo’nun, Tolstoy’un, Evliya Çelebi’nin, Gazali’nin, Farabi’nin, İbn-i Sina’nın eserleri yeryüzündeki yüzlerce dilde binlerce nüsha b