Kayıtlar

Öğrenci, öğretmen, veli ve okul yöneticilerine

Resim
Elli yılı aşkın zamandır eğitim hayatının içindeki bir gözlemci olarak okullar açılırken eğitim/öğretim sürecinin içindeki tüm ö ğrenci, öğretmen, veli ve okul yöneticilerine öncelikle sağlıklı ve güvenli, huzur içinde başarılarla dolu geçireceğimiz bir yıl diliyorum. Bu vesileyle her birine çok kısa ve öz acizane tavsiyelerimi aşağıda iletmek isterim ;  Sevgili öğrenciler, İlk önce kendin, ailen ve yaşadığın ülken için bir hayalin, bir hedefin ve bir ülkün/amacın olsun. Herşeyden önce bizi ve tüm alemi yaratan Allah’a inandığın gibi bu hayatın bir gün mutlaka sona ereceğine ve yaptıklarımız, yapmadıklarımız ve ihmal ettiklerimiz de dahil her anımızın hesabını vereceğimizi asla bir an olsun aklından çıkarma. Ahlaklı, erdemli ve iyi bir insan olmak, ailene, milletine ve insanlığa yararlı ve hayırlı işler yapmak temel hedefin olsun. Ayrıca bu temel hedefe uygun kendine özel hedefini de belirle. Buna erişmek maksadıyla; 1. Öğrenmek için okula git, unutma ki ders sınıfta/derste öğrenil...

Aldanmak, aldatmak ve aldatılmak

Duygu ve düşüncelerini mideyi doldurmak ve cinsel tatmin odaklı işletenlerin aldatılması bir kase çorba, bir dilim ekmek kadar ucuz, şeytana/nefsine aldanması haz duygusunu en kısa yoldan tatmin etmek kadar aşağılık, aldatması ise menfaati için her yolu mübah görmek kadar süflidir. Aldatan şeytandır, Aldanan nefistir, Aldatılan adem. Her şeye rağmen aldanmayan, bir kez aldansa bile pişmanlık duyup tevbe eden, aldatılmaktan kaçınmak için gündüz bile fener yakan kişi ise adam gibi adamdır. Adam gibi adam olmalı, dostlarımızı da böyle adamlardan seçmeli. Ölüm var, hesap var.. "Hem Allah’ın (akıl ve irade vermek sûretiyle gerçekleşen) izni olmasaydı, hiçbir insan imana eremezdi! Ve O aklını kullanmayanları pisliğe mahkûm eder!" Yunus Suresi, 100

CENNET HAYALİMİZ VE GERÇEK HAYATIMIZ

Resim
Malumdur ki herkesin en çok istediği ve arzu ettiği şeydir cennet gibi bir beldede yaşamak veya eninde sonunda cennete erişmek.  Cennet denilen yer ister inanan isterse tanrıtanımaz olsun her insanın yaşamak istediği muhteşem tabiat güzellikleri ile her türlü nimetten bol çeşitlerin sunulduğu güvenli bir ortamın adıdır insanların zihninde. Hep böyle bir hayatı elde etmek için çalışıp çabalar insanoğlu. Ve elbette bunun yanında bir de ebedîlik arzusu insanın içinde mani olamadığı derin bir istektir.  Kısacası insanın içindeki en büyük arzu;  hem ölümsüz olmak hem de en güzel nimetlerle en iyi yerlerde gönlünce yaşamaktır. Bunun her ikisinin de bu dünyada mümkün olabileceğini düşünmek tabii ki ham bir hayaldir. İnsanoğlu ihtirasla bu ham hayalin peşine koşmaktadır    ilk atamız Hz. Adem’den beri.  Bir de şöyle bir mesele vardır; cennet insana peşin olarak ödenen bir lütuf mu yoksa yapıp ettiklerinin karşılığı olarak verilecek bir mükafat mıdır? Bu soruyu sorm...

Zaman(3)

Resim
  Zaman(3) “İsraf bir davranış bozukluğudur” demişti kıymetli hocamız Prof. Dr. Aziz AKGÜL (*). Bu söz çok önemli elbette, ama tabii ki her gün bir önceki günden daha iyi insan olma çabasında olanlar için. Türkçe karşılığı savurganlık olan israf Arapça kökenli bir kelimedir. Sözlükte “haddi aşma, hata, cehalet, gaflet” gibi anlamlara gelen  seref  kökünden türetilmiş olan  isrâf  genel olarak inanç, söz ve davranışta dinin, akıl veya örfün uygun gördüğü ölçülerin dışına çıkmayı, özellikle mal veya imkânları meşrû olmayan amaçlar için saçıp savurmayı ifade eder. Görüldüğü gibi mal ve imkanların saçıp savrulmasıdır hocamızın davranış bozukluğu olarak tarif ettiği şey. Ölçüsüz, hesapsız, ilkesiz, tutarsız ve de umarsız bir saçıp savurmadır bahse konu bozuk davranış. İnsan normal şartlarda elindeki her türlü imkanı dengeli bir biçimde kullanır. Denge insan hayatının huzur ve mutluluğunun en önemli temelidir. Dengeleri bozulan insanın ne sağlığı, ne huzuru ne de mutl...

Kalbimizden vurulduk

Resim
Kalbimizden vurulduk biz gönlümüzdeki tek aşkın peşine koştuk, aykırıydık düzene; her köşede sorulduk, bazen çok bunaldık, bıkmadık ama yorulduk, kavgamızın derdiyle kalbimizden vurulduk.. bizden gözükenlerin menziline oturduk, gözlerin hedefinde ne yazık ki biz yoktuk, samimiyet beklerken eyyamcıları bulduk, hiç ummazdık; yine kalbimizden vurulduk.  çılgın ateşli dipsiz kuyuya su doldurduk, göklerin sağanağında harlandık kuruduk, taze yeşeren otağı bahçemize kurduk, dönmedik ardımıza; kalbimizden vurulduk.  toprak bizim, nesil bizim nasıl unuturduk, tarih ve mekan çağırırken gönülden duyduk, korkuya kapıldık lakin; ürperdik kurtulduk, biz çok değildik ama kalbimizden vurulduk  hem devirler geçer hem de gönüller savrulur, ciğerler sökülür, iğrenç pazarlar kurulur, bedelsiz kazanan kalbin rotası bozulur, şaşmadık yoldan zira kalbimizden vurulduk.. Peyami Bayram 11 Ağustos 2023 Arnavutköy, İstanbul 

Kaydır kaydır kaybeden insan

Resim
Zamanı boldur modern insanın Boş işlerle geçer   kıymetli vakitler Yine de sızlanır  yoksun kaldıklarından, ve yoksulluktan.. İki elinin yapacağı işlerin peşine düşmez  zira elinden iş gelmez Kapitalizmin gönüllü kölesi  olduğunu da görmez, keyfinin kahyasıdır aklı sıra kendinden başkasını düşünmez.  Narsist olmuş benlikler, dünya umurumda değil; kendi yarınları ona pusu kurmuş bekler farkında değil.. Kitapsız yaşar; ne de olsa her şey mobil, sanki susayınca ekranlar sebil.  Unutmayın efendiler, bu hayat bir defa yaşanır; ekranları kaydırdıkça  aslında vaktiniz azalır. Kazanmak isterseniz; önce vaktinizi yitirmeyin. Hep böyle kaydır kaydır nereye? İsraf ettiğiniz vakitle sizi sömürenlere hizmet etmeyin! Peyami Bayram  6 Ağustos 2023 Arnavutköy, İstanbul 

Zaman (1)

Resim
İnsanlar ilk atamız Hz. Adem’den beri birbirinden çok farklı ortamlarda ve çok farklı imkanlar/imkansızlıklarla sayısız tecrübeler yaşamıştır. Yüce Allah ilk önce bedenen, sonra sırasıyla aile, çevre ve diğer şartları herkes için birbirinden çok farklı yaratmıştır. Ancak bir tek zaman herkes için eşittir.  Hz. Adem’in de bir günü 24 saatti, bugün miladi 2023 yılında yaşayan bizlerin de bir günü 24 saattir. Yani Yüce yaratıcı zaman konusunda mutlak bir eşitlik sunmuştur insanoğluna.  Her sabah güne başlarken dünyanın dört bir yanındaki insanların birbirinden çok farklı meşguliyetleri, göreceli olarak az veya çok para/sermayeleri ya da sorumlulukları olsa da hepsinin sadece 24 saati vardır. Ne fakirinki bir dakika eksik, ne kralınki bir saniye fazladır. Hasta, yetim, engelli, şampiyon, ünlü, mutlu, yaşlı, fakir, peygamber, bebek, kuzeyli, budist, uzun boylu, şişman veya dağ başındaki çoban gibi tamamen farklı birileri de olsa hiç fark etmez, herkesin sadece 24 saati vardır. İmti...