Kayıtlar

Doğar doğmaz ağzı kapanan çocuklar.. (Amerika'nın asıl sahibi Kızılderililer)

Resim
“Kızılderililer son derece sade, dürüst ve eli açık insanlar. Herhangi birinden sahip olduğu herhangi bir şey istenince hemen veriyorlar. Kötülüğün ne olduğunu hiç bilmiyorlar, çalmıyorlar, öldürmüyorlar.” Amerika Kıtasında Ekim ayının ikinci pazartesi “Kolomb Günü”dür. Şenliklerle, şölenlerle kutlanır.. Tıpkı bizim “İstanbul’u Fetih Günü” gibi.. Amerika üç gündür Kolomb Günü’nü kutluyor.. Bazı ülkelerde milyonlar çılgınca eğleniyor.. Peki kutlanan ne?.. *. *. * 1492 yılında Cenovalı kaşif Kristof Kolomb’un Nina, Pinta ve Santa Maria gemileri Amerika kıyılarına yanaştığında onları Arawak kızılderilileri karşıladı.. Kızılderililerin inancında Tanrılar sakallıydı ve denizden gelmişlerdi.. Sakallı istilacıları görünce onları doğaüstü sandılar.. Yüzerek selamladılar.. Mısır, patates ikram ettiler.. Atları, iş hayvanları, demir silahları yoktu.. Ama kulaklarına ince altın süsler takıyorlardı.. İşte o altınlar sonları oldu.. *. *. * Kolomb kızılderililerle ilgili ilk iz...

Ne mi düşünüyorum?

Ne mi düşünüyorum? Bildik bilmedik her konuda bir şeyler söyleyen, ötekine tahammülü olmayan, eline fırsat geçse en acımasız zalimlerden olacağını ifşa eden, içinde sakladığı faşizan düşünceleri uygun zemin buldukça ortaya döken, masa başından ve klavye gerisinden akıl veren, dinden konuşurken ilahlık taslayan, hiç bir fedakarlıkta bulunmadığı değerler için ahkam kesen, otun, böceğin, çiçeğin bile hakkını söylerken mazlumu görmeyen, biz demeyi beceremeyen içini dışını benlik bürümüş, haline bakmayıp aleme nizam vermeye kalkan, yakınlarına bile en ufak bir hayrı dokunmayan, selamı dahi menfaatine geldiğine gönderen, sözümona dünyanın en akıllısı, kendine dokunmayan yılanları koynunda saklayan, birlikte yaşadığı insanların sevgisini ve güvenini kazanamamış, dünyada ebedi bir yaşam arayışında olup hesap günü ve ahiret yokmuş gibi yaşayan, sanal, yani somut bir gerçekliği olmayan bu alemdeki(internet) her habere balıklama atlayan lakin mutlak ölümle sonuçlanacak hayatının...

Servet (Kısa bir hikaye)

Resim
Servet İçinde bir boşluk olduğunu söylüyordu uzun zamandır.  Bir gün o boşluğun içine düştü.  Boşlukta ne ile boğuştuğunu bile bilemeden çabaladı durdu aylarca.  Onlarca kez bu boşluktan kurtulma denemesi bir sonuç vermemişti. Kendi boşluğunda kaybolmak üzere iken bir şey çınladı kulağına.  Bir zamanlar çokça okuduğu bir kitaptandı bu.  Sanki bir mucize gibi karşısına çıkan bu sözler onun etrafındaki boşluğa bir renk vermiş, bir ışık huzmesi olmuştu.  Sonra ansızın annesinin onu şefkatle okşayan elini ürpertiyle hissetti alnında ve yanaklarında.  İrkildi, birden bakındı sağına soluna annesini arayan gözlerle.  Göremedi yıllardır çeşitli mazeretlerle yanına varmadığı annesini.  Hayali geldi o tatlı tebessümüyle gözünün önüne, "yavrum" diyen sesi kulağında çınladı.  Hatırladı bütün maziyi.  Ellerine baktı,  ve düşündü bütün yapıp ettiklerini.  Birer birer gözünün önüne geldi sev...

Hürriyet Kasidesi Şiiri ve Çözümlemesi - Namık Kemal

Hürriyet Kasidesi Şiiri ve Çözümlemesi - Namık Kemal Hürriyet Kasidesi - Namık Kemal (Besâlet-i Osmaniyye ve Hamiyyet-i İnsaniyye) 1. Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetten Çekildik izzet ü ikbâl ile bâb-ı Hükûmet'ten 2. Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten Mürüvvet-mend olan mazlûma el çekmez iânetten 3. Hakir olduysa millet, şanına noksan gelir sanma Yere düşmekle cevher sâkıt olmaz kadr ü kıymetten 4. Vücûdun kim hamîr-i mâyesi hâk-i vatandandır Ne gam râh-ı vatanda hâk olursa cevr ü mihnetten 5. Mûini zâlimin dünyâda erbâb-ı denâ'ettir Köpekdir zevk alan sayyâd-ı bî-insâfa hizmetten 6. Hemân bir feyz-i bâkî terkeder bir zevk-i fâniye Hayâtın kadrini âli bilenler hüsn-i şöhretten 7. Nedendir halkta tûl-i hayâta bunca rağbetler Nedir insana bilmem menfaat hıfz-ı emânetten 8. Cihânda kendini her ferdden alçak görür ol kim Utanmaz kendi nefsinden de âr eyler melâmetten 9. Felekden intikâm almak demektir ehl-i idrake Edip te...