Kayıtlar

Ağustos, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Kıssadan hisse... Adamın biri bir gün bütün eş, dost, akraba ve komşularını ziyafete çağırmış.  Herkes toplanmış gelmiş. Sofraya oturmuşlar. Servis başlamış. Tabaklara buhar çıkan kazandan birer kepçe doldurulmuş. Misafirler önlerine konan tabağa bakınca bunu bir şaka olarak düşünmüşler. Çünkü tabaklara konan sade su imiş. Herkes donakalmış. Kimsede bir hareket yok, öylece beklerken, bir yaşlı kişi atılmış; "bu mu sizin ziyafetiniz?" demiş ev sahibine. Ev sahibi biraz öfkeyle; "ne oldu? niçin beğenmedin?" demiş. Adamcağız mahcup bir edayla; "bu sade suya mı çağırdın bizi" deyivermiş. Ev sahibi de; "aslında size çok iyi bir kuzu yahnisi yapacaktım, kuzuyu yatırdım, tam kesecekken kaçıverdi, kovaladım, dereye düştü, çıkarmaya çalışırken sürüklendi gitti, ben de o derenin suyunu size ikram ettim" der. Yaşlı adam ve diğer konuklar şaşkın şaşkın bakakalır. Not:  Yukarıdaki kıssadan bir hisse de şu kişilere gider inşallah; - Kur...
KARGAŞA ORTAMI VE BİZ.. "Ey, bu toprakta birer na'ş-i perişan bırakıp  Yükselen, mevkib-i ervah! Sakın arza bakıp  Sanmayın: şevk-i şehadetle coşan bir kan var...  Bizde leşten daha hissiz, daha kokmuş can var!  Bakmayın, hem tükürün çehre-i murdarımıza!  Tükürün: belki biraz duygu gelir arımıza!  Tükürün cebhe-i lakaydine Şarkın, tükürün!  Kuşkulansın, görelim, gayreti halkın, tükürün!  Tükürün, milleti alçakça vuran darbelere!  Tükürün onlara alkış dağıtan kahbelere!  Tükürün Ehl-i Salibin o hayasız yüzüne!  Tükürün onların asla güvenilmez sözüne!  Medeniyyet denilen maskara mahluku görün:  Tükürün maskeli vicdanına asrın, tükürün!" Son günlerde yaşadığımız süreç tam anlamıyla kaos yani kargaşa ortamıdır maalesef. Bu tür kargaşa ortamları çoğu zaman bir geçiş sürecidir. Süreci iyi analiz etmek de her babayiğidin harcı değildir. Zaten genellikle kaosu üretenler sonuçlarını da planlamış olduklarından süreci de onlar...
Resim
TÜRKİYE'NİN KODAMANLARI Toplam ne kadar vergi verdikleri ile övünen, devletin vergi rekortmeni diye madalya taktığı kodamanlarımızın ödedikleri vergi servetlerine oranla en fazla binde(yüzde değil) 5,5 yani yüzde 0,055 ancak ediyor. Asgari ücretli, işçi, memur ve küçük esnaf ise gelirinin(servet değil) yüzde 20'sini veriyor, diğer dolaylı vergi, resim ve harçlar hariç tabi. Zaten askere giden, şehit olan ve nöbet tutan da bu asgari ücretli, dar gelirli ve küçük esnaf, işçi ve memur çocukları. Yani a slında ülkemizin alt yapısı da üst yapısı da her şeyi bizim gariban halkın emeği, alınteri, gözyaşı ve kanıyla yapılıyor. Zenginler de servetlerine servet katmaya devam ediyor. Siyasetçiler ise genellikle seçim kampanyalarında sözde bu halkın çoğunluğunu teşkil eden reel/gerçek Türkiye'ye vaatler sunar, seçimden sonra ise derhal bu listedekilerle birlikte onların ve tabii ki kendilerinin menfaatleri doğrultusunda icraata başlarlar. Dünyadaki bu zalim düzenin son bulması için e...