Kayıtlar

Temmuz, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Şapka Meselesi

Resim
ŞAPKA MESELESİ 1996 Yılının sanırım Kasım ayı idi, İzmir / Aliağa'dayız. Egenin soğuk ve esintili bir gününde iş yaptığımız şantiyeden gelip bir iş için doğruca Vergi Dairesi'ne gittim. Bir gün öncesinden beni çağıran Müdür Yardımcısı ile görüşmem gerekiyordu. Kendisinin Müdür'ün odasında bulunduğunu öğrendim. Kapıdaki görevliye içeri girmemde bir sakınca olup olmadığını danıştıktan sonra kapıyı çalarak içeriden buyur daveti alıp içeri girdim. Müdür Bey makamında, benim görüşeceğim yardımcısı ve başka birkaç memur da karşısında oturuyordu.  "Özür dilerim, toplantınızı bölmek istemezdim. Müdür Yardımcısı Nevzat Bey beni çağırmışlardı, müsaadenizle kendisine buraya geldiğimi bildirmek isterim..." derken Müdür Bey mağrur ve buyurgan bir ses tonu ile adeta sözümü keserek "Bu kılıkla devlet dairesine gelinir mi?" deyince birden irkildim. Askeri eğitimden geçmiş ve bazı konularda duyarlılık karakterime işlemiş olduğundan ilk anda hemen suçluluk...

Serencam 1

Serencam 1 Geceye açtım gözümü; Kopkoyu bir karanlık. Sayamadım karanlıkları ve yandaşlarını. Yürüdüm, yürüdüm hep karanlık. Yol sandım; karanlık dehlizleri Beraber yürüdüklerim karanlıkta kaldı. Göremedim yüzlerini Gün doğmaya yakın müşfik bir ses "Korkma!" dedi, "Korkma, aç gözlerini" Oysa açıktı gözlerim. Korktum. daha sıkı yumdum Sonra bir fener belirdi ufukta  cılız O da söndü korkudan. Her yanım  ıssız.. Birden irkildim. Karanlıktaki buyurgan ses: "Kimsin ve necisin?"   Anladım. Karanlığın oğlu bu, yeni köleler arıyor, pazarda satmaya. Hayır, hayır yok öyle Efendilerin kölesi olmak.. "Hayır!" dedim, Zil çaldı karanlıkta. Gözüm açıldı. Karanlıktan sonra, ilk kez baktım yüzlerine; maskeli balo Hepsinin yüzü aynı Neler oluyor? Benim burada ne işim var? Kim yazdı bu senaryoyu? Sahnedeki tüm oyuncular, bilmiyorlar ki oyundalar. Rabbim! Bu ...

Nasihat 2

Kafası karışıklara.. Hayat yolunda hep beraber yürüyüp giderken bazıları bu yol ve yolculukla ilgili anlam ve/veya yorum keşmekeşine düşer. Kendine bu hayatta adamakıllı bir yol seçemeyen veya yolculuğu kavrayamayan bütün kafası karışıklar önce yolcuları kusurlu bulur sonra da yolun eleştirisine girerler. Halbuki insan her eleştiriye önce kendinden başlamalıdır.  Ben neyim? Kimim ben? Yaptıklarım düşündükle rim midir? Çelişkilerim nedir? Elbette herkesin bir tekâmül süreci vardır. Hiç kimse doğuştan mükemmel olmaz. Bu çırpınışlar da zaten insanın hep bu mükemmellik arayışının neticesidir. Yalnız burada ayırt edilmesi gereken şudur ki; eleştirenin ne maksatla eleştiri yaptığını iyi anlamak gerekir. Bazılarının ne mükemmel olma derdi vardır ne de mükemmellik arayışı. Bu gibilerin yaptığı eleştirilerin maksadı kendi yanlışlarına yandaş bulma ve meşrulaştırma çabasından öte bir şey değildir oysa. Bu hastalıklı durumu bir kenara bırakalım. Her kafası karışık için çözüm farklı olsa da ge...